Hayat çocukla güzel
Çocuklarınızla keyifli vakit geçirebileceğiniz yaratıcı aktiviteler
Abone olÇocuklar geleceğin teminatıdır. Onlar ne kadar iyi eğitim alırlarsa, ahlak kurallarını ne kadar detaylı öğrenirlerse topluma o kadar faydalı olurlar. Onları eğitmekse başlı başına zorlu, ama bir o kadar da zevkli bir süreçtir.
Yaşam Koçluğu sertifikası sahibi ve eğitmen Banu Özkan Tozluyurt kendi kızıyla yaşadığı tecrübelerden yola çıkarak kaleme aldığı Hayat Çocukla Güzel kitabında çocuklarınızı yetiştirirken izleyeceğiniz metotları örneklerle anlatan önemli bir çalışmaya imza atıyor.
Hayat Çocukla Güzel sadece anne-babaların değil tüm eğitimcilerin okuması gereken yararlı bir çalışma. Size çocuklarınızı yetiştirirken kendi yönteminizi bulmanızı sağlayacak bu eser içerdiği analizlerle de farkını ortaya koyuyor.
Kitaptan bazı bölümler:
EVDE DEFİNE AVI
Evin bir köşesine herhangi bir nesne saklıyorsunuz ve bu nesneyi ilk bulan oyunu kazanıyor ve ona sahip oluyor. Saklayacağınız şey bir kutu çikolata, bir hikâye kitabı, bir film, bir oyuncak olabilir.
Tabii bunlar benim aklıma ilk gelenler… Siz çok daha farklı fikirler geliştirebilirsiniz. Bir de bunu süslü bir define sandığının içine koyduğunuzda oyun daha da esrarengiz oluyor.
Çocukların bu define sandığına ulaşmasını sağlayacak ipuçlarını evin çeşitli köşelerine yerleştiriyorsunuz. Tabii her ipucu bir sonraki ipucuna nasıl gidileceği konusunda bilgi veriyor. Bunun için okuma yazma bilmeye gerek yok; ipuçlarını kâğıtlara çizerek koyabileceğiniz gibi küçük ayrıntılar da koyabilirsiniz bunun yerine. İlk ipucunu siz vererek oyunu başlatabilirsiniz. İlkinde örneğin mutfakla ilgili bir resim yapıp ikinci ipucunu burada bir yerde arayabileceğinin mesajını vermiş olursunuz. En sonunda ipuçlarını doğru bulan oyunu kazanıyor.
Çocuğunuzun arkadaşlarını da toplayıp takım olarak oynatabileceğiniz bu oyunda çocuklar arası paylaşım, güven, yardımlaşma, takım olabilme duygularını çok güzel yaşatabilir, onları eğlendirerek çok fazla mesajı da beraber paylaşabilirsiniz. Kendi çocuğunuzu da grup içinde gözlemlemek için çok iyi bir fırsat define avı.
SEVGİ KURABİYELERİ
Günümüzde, hele ki büyük şehirlerde ve belli eğitim düzeyindeki aile ortamlarında büyüyen çocukların çoğu oyun hamurlarına bayılıyor, hani şu rengârenk olanlar… Bir de onların kalıpları var ki, istediğin şekli veriyor, istediğin meslek türünden maket yapıp, resmen simülasyon gibi kesip biçiyorsunuz.
İşte bu hamur zevkini, yemek zevkinizle birleştirip çocuğunuzla yapacağınız kurabiyelere katabilirsiniz. Malzemeleri önce siz karıştırıp yumuşak bir hamur elde ederek çocuğunuza verebileceğiniz gibi, tüm malzemeleri onun karıştırmasını da sağlayabilirsiniz. Hele birazcık gıda boyası da kattığınızda şipşirin kurabiyeler hazırlayabilirsiniz. Çocuğunuz hamuru yoğururken tüm enerjisini boşaltacak, kendisinin bir şeyler yapabildiğini, hele de mutfakta büyüklerin mekânında bir işe yaradığını görmek özgüvenini de arttıracaktır.
Hazırlanan hamuru, marketlerden çok ucuza bulabileceğiniz kurabiye kalıplarıyla şekillendirebilirsiniz. Bizim favori kalıbımız kalp şeklinde olanı… Bunların ucuna çöp şiş çubuklarını takıp fırında pişiriyoruz ve soğuduktan sonra jelatinle tek tek paket yapıp sevdiklerimize hediye ediyoruz. Kendisinin yaptığı bir yiyeceği başkalarına ikram etmek - hele de bu bir hediye ise - emin olun tüm çocukları mutlu edecektir.
Sevgiyle, neşeyle, pozitif enerjiyle yoğurduğumuz bu kalp kurabiyelere biz bir de isim taktık: SEVGİ KURABİYELERİ. Siz de çocuğunuzla beraber yoğuracağınız kurabiyelere bir isim verebilir, ortak ürününüzü afiyetle yiyebilir ve dostlarınıza ikram edebilirsiniz.
KİTAP SEVGİSİ
Kitap almasanız bile, kitapçıda oturup saatlerinizi geçirebilirsiniz. Şimdi çocuklara kitap okuma ve alma alışkanlığı kazandırmak için çoğu kitabevleri onlara özel alanlar da yaratmış durumda. Özel masa ve sandalyeler, rengârenk boyalar ve kitaplar… Hiç sıkılmadan saatlerini geçirebiliyor çocuklar bu mekânlarda.
Kitap kadar yararlı bir oyuncak olabileceğini düşünmüyorum ve bu nedenle kızıma saçma sapan oyuncaklar almak yerine küçük de olsa bir kitap almayı yeğliyorum. Dışarı çıktığımızda kısıtlamayacağımız tek şey kitap. Biliyoruz ki ileride okuyacakları için bugünden temel oluşturmak gerekiyor.
SİNEMA VE TİYATRO İLE TANIŞMA ZAMANI
Kış mevsiminin, hafta sonu aktiviteleri için son derece uygun olduğunu düşünüyorum. Ücretler özel tiyatrolarda yüksek olmasına rağmen, devlet tiyatrolarında çok uygun fiyatlara çocuk oyunları ve müzikalleri izlemek mümkün. Tabii bir ay öncesinden bilet almak gerekiyor. Ayrıca gazete eklerinde ücretsiz tiyatro oyunlarını da takip etmek mümkün.
Tiyatro çıkışlarında kızımın ve benim en sevdiğimiz şey, bir yerde oturup bir şeyler içerek oyunu konuşmak. Ona en çok aklında kalanları sorduğumda o kadar ilginç detaylara takıldığını ya da o kadar farklı anlamlar çıkardığını görüyorum ki; işte o zaman bakış açılarımızın ve algılamalarımızın ne kadar farklı olduğunu daha iyi anlıyorum. Aslında ikimiz için de bir terapi oluyor bu tiyatro sonrası sohbetler. Onu daha iyi anlamama da vesile oluyor.
UÇURTMAYI VURMASINLAR
“Uçurtma yapmak kim, sen kim?” dediğinizi duyar gibiyim, ben de aynen böyle düşündüğümden önce bu işi eşime devrettim ama babalar bu gibi konularda daha hazırcı oluyorlar ve yapmak yerine satın almak onlara daha cazip geliyor. Sizler bizim gibi yapmayıp biraz el beceriniz de varsa kendi uçurtmanızı kendiniz yapabilirsiniz. Ama eğer yapmak istemez ya da beceremem derseniz kitabevlerinde, büyük marketlerde, oyuncakçılarda çok çeşitli, rengârenk uçurtmalar bulabilirsiniz.
Uçurtma mevsimi genelde haziran başında başlıyor ve özellikle büyük şehirlerde çeşitli etkinlikler düzenleniyor. Uçurtmayı özellikle ailece uçuruyorsanız, tam bir ekip çalışması uyguluyorsunuz aslında. Birisi tutuyor, diğeri koşarak uçurmaya çalışıyor; işte bu anlarda o kadar çok duyguyu aynı anda yaşıyorsunuz ki; planlama, paylaşma, güven… Çocuğunuz da bu çalışmanın parçası olmaktan keyif alıyor. Hele bir de başarılı bir şekilde gökyüzünde süzülüyorsa uçurtmanız, değmeyin keyfinize!
Bahar ayında bir hafta sonunu uçurtmalara ayırın, siz de çocukluğunuza döndüğünüzü, o yıllardaki bomboş arsalarda özgürce koşarak uçurduğunuz uçurtmaları hissedeceksiniz.