Atatürk Havaalanı saldırısı sonrası HDP Eş Genel Başkanları Demirtaş ve Yüksekdağ'dan hükümete çok ağır suçlamalar geldi.
Abone olHDP Eş Genel Başkanları Demirtaş ve Yüksekdağ, İstanbul'daki saldırının ardından "Suriye'ye silah sevkiyatının sonuçları bugün tüm yurttaşlarımızı tehdit etmektedir." açıklamasında bulundu.
HDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ, "Beyrut'tan Reyhanlı'ya, Suruç'tan Paris'e, Bağdat'tan Kobani'ye, Tunus'tan Brüksel'e, Ankara'dan İstanbul'a, Irak'tan Suriye'ye kadar çok geniş bir coğrafyada insanlık suçu işleyen IŞİD'e karşı daha fazla mücadele ve dayanışma içinde olmamızın önemi açık" değerlendirmesinde bulundu.
ORTAK YAZILI AÇIKLAMA YAPTILAR
Demirtaş ve Yüksekdağ, Atatürk Havalimanı'ndaki terör saldırısıyla ilgili yaptıkları ortak yazılı açıklamada, sivilleri hedef alan insanlık düşmanı terör saldırılarını en sert şekilde kınadıklarını belirterek, şu ifadeleri kullandılar:
"IŞİD gibi yapıların saldırılarının sınır tanımaksızın tırmanmasına ve bunların giderek ağırlaşan sonuçlarına üzülerek tanık oluyoruz. Beyrut'tan Reyhanlı'ya, Suruç'tan Paris'e, Bağdat'tan Kobani'ye, Tunus'tan Brüksel'e, Ankara'dan İstanbul'a, Irak'tan Suriye'ye kadar çok geniş bir coğrafyada insanlık suçu işleyen IŞİD'e karşı daha fazla mücadele ve dayanışma içinde olmamızın önemi açık. Bu yapıların bu kadar rahat saldırılar yapabiliyor olmasında, bunlara destek veren hükümetlerin sorumluluğu büyüktür. Dış politikasını barbar çetelere destek üzerinden kuran, halen 'El Nusra neden terörist oluyormuş' diye soran bir zihniyet bugün yaşananların da sorumlusudur."
"SİLAH SEVKİYATININ SONUÇLARI TÜM ÜLKEYİ TEHDİT EDİYOR"
Açıklamada, yanlış dış politikanın faturasını yurttaşların ödemek zorunda kaldığını öne süren Demirtaş ve Yüksekdağ, "Suriye'yi yaşanmaz bir ülke haline getiren silah sevkıyatlarının, verilen lojistik desteklerin sonuçları, bugün tüm yurttaşlarımızın yaşam haklarını tehdit ediyor. Dış politikası tam bir fiyasko olan siyasi iktidarın ve bunun taşıyıcılarının hiçbir utanma ve sıkılma yaşamadan koltuklarında oturmaya devam edip, 'tek adam' yönetimini sağlamak için çabalamalarını ibretle izliyoruz. Bu iktidar Türkiye'ye istikrar ve huzur getirme özelliğine sahip değildir. Ülke içinde ve dış dünyayla ilişkilerinde iktidarını sürdürmek için gerginlik, kutuplaşma, çatışma ve savaşı kullanan bir zihniyetin huzur ve istikrar iddiaları yok hükmündedir.
Dışımızdaki dünyanın açık bir biçimde gördüğü bu gerçekliğin Türkiye'de de fark edilmesi, bu gidişe dur demenin bir adımı olacaktır" görüşünü savundular.