BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  GÜNCEL

Hasta bakıcı çocuğu böyle öldürdü

İzmir bugün şok bir cinayetle sarsıldı. Kendisine teslim edilen 7 yaşındaki bir çocuğu hasta bakıcı öldürdü.

Abone ol

İzmir'in Bayraklı İlçesi Özkanlar semtinde, ilköğretim okulu öğrencisi 7 yaşındaki Ece Uslu, annesinin sınavda, babasının işte bulunduğu sırada yanına verildiği bakıcısı emekli öğretmen Saliha Ak'ın eşi Salih Ak, tarafından yastıkla boğularak öldürüldü.

Psikolojik tedavi gören Salih Ak'ın suçunu itiraf ettiği belirtildi.Olay, dün saat 10.00 sıralarında 274/5 Sokak'ta meydana geldi. Ege Üniversitesi'nde görevli hemşire Yasemin Uslu ile meşrubat firmasında makine operatörü Emin Uslu, geçen eylül ayında okula başlayan 7 yaşındaki kızları Ece Uslu için, yan apartmanlarında oturan emekli öğretmen Saliha Ak'ı bakıcı olarak tuttu. Anne Yasemin Uslu'nun dün Açıköğretim Fakültesi sınavı nedeniyle yine Saliha Ak'a teslim ettiği minik Ece, evde bir süre oynadıktan sonra odada yatakta haraketsiz olarak bulundu.

Saliha Ak, hemen yardım istediği apartman görevlisiyle birlikte Ece Uslu'yu yakındaki tıp merkezine götürdü. Bu sırada kızının fenalaştığı haberini apartman görevlisinden alan baba Emin Uslu'nun haber verdiği amca Tahsin Uslu ise, tıp merkezine giderek yeğenini Özel Bornova Tıp Merkezi'ne götürdü. Tıp merkezinde doktorların müdahale ettiği minik Ece'nin hayatını kaybetti belirlendi. Sağlık görevlilerinin ihbarı üzerine polis ekipleri soruşturma başlattı.

SUÇUNU İTİRAF ETTİ

Polis ekiplerinin ilk incelemesinde Ece'nin boğularak öldürüldüğünden şüphelenilmesi üzerine evde bulunan Saliha Ak'ın eşi Salih Ak gözaltına alındı. Yaklaşık 7 aydır Ece'yi, sabah evinden alıp Nedret Ketenci İlköğretim Okulu'na götüren, öğle arasında karnını doyuran ve akşam üzeri de okuldan alıp evine götüren Saliha Ak'ın ise, olay sırasında mutfakta bulunduğu tespit edildi.

Asayiş Şube Cinayet Büro Amirliği'ne götürülen ve psikolojik sorunlarından dolayı ilaç kullandığı ortaya çıkan Salih Ak'ın suçunu itiraf ettiği belirtildi. Ak'ın sözlü ifadesinde, Ece uyuduğu sırada birden düşüncelerinin karıştığını, aklına boğmak gibi kötü düşüncelerin geldiğini bunun sonrasında da yastıkla yüzünü kapatarak boğduğunu söylediği belirtildi. İzmir Adli Tıp Kurumu'nda yapılan otopsideki ilk bulgulara göre de Ece Uslu'nun boğularak öldüğü belirlendi.

AMELİYATTAN SANDILAR

Yaklaşık 1 ay önce bademcik ameliyatı olan Ece'nin bu nedenle fenalaştığını düşünerek öldüğünü sanan yakınları, küçük kızın gerçek ölüm nedenini öğrendiklerinde şoke oldu. Kızlarının acı haberi üzerine anne Yasemin Uslu ve baba Emin Uslu, güçlükle sakinleştirildi. Ece Uslu'nun, bugün ikindide Çolakoğlu Cami'nde kılanacak namaz ardından Bornova Mezarlığı'nda toprağa verileceği açıklandı. Olayla ilgili soruşturma devam ediyor.

BUNU DA GÖRDÜK!

HABERİN DEVAMI DİĞER SAYFAYADA...

[PAGE]

Bunu da gördük! Son günlerde yaşanan çocuk gelin skandallarına bir yenisi daha eklendi.


Tekirdağ'ın Hayrabolu İlçesi'nde 14 yaşındaki kızları F.R.'yi evlendirme kararı alan D.Y. ve G.Y. adlı karı koca, notere gidip, rıza vemuvaffak ettiklerini yani onayları olduğunu bildiren noter senedi düzenletti.

Küçük kız bu senetle kendisinden 11 yaş büyük E.D. adlı genç adamla evlendirildi. Evlendikten bir süre sonra çocuk gelin hamile kaldı. Hamilelikle birlikte ortaya çıkan skandal yargıya taşındı. Hayrabolu Cumhuriyet Savcılığı, kızlarının çocuk gelin olmasına noter senediyle onay veren anne ve baba hakkında cinsel istismar suçundan soruşturma başlattı. Ancak savcılık anne ve babayla yetinmedi. Çocuk gelin skandalına resmi görevini kullanarak yol açan noter hakkında da inceleme başlattı. Noter hakkında cinsel istismar suçu işlenmeden önce durumu ihbar etmediği için, TCK'nın 279.maddesinde düzenlenen "kamu görevlisinin suçu bildirmemesi" suçundan dava açılabileceği öğrenildi.

İÇİNDEKİ ŞEYTANI ÇIKARIRKEN ÖLDÜ!

DİĞER SAYFADA... TIKLAYIN...

[PAGE]

Bursa'da evinden ayrıldıktan sonra 1 gece otelde konaklayan 31 yaşındaki Özcan Yıldıztekin, yakınlarına cep telefonuyla "İçimdeki şeytanı çıkarmak istedim ancak başarılı olamadım şimdi çıkaracağım" diyerek mesaj gönderdikten sonra müşteri olarak bindiği taksinin arka koltuğunda ekmek bıçağını kalbine saplayarak yaşamına son verdi.

Merkez Osmangazi İlçesi Hamitler Mahallesi'nde oturan evli ve iki çocuk babası Özcan Yıldıztekin, 2 gün önce kimseye bir şey söylemeden evinden ayrıldı. Yakınlarının aramalarına rağmen bulunamayan ve cep telefonuna ulaşılamayan Özcan Yıldıztekin dün saat 02.00'de Santral Garaj Mahallesi'nde bulunan bir otele gelerek şehir dışından geldiğini belirtip konaklamak için bir oda kiraladı. Dün saat 09.45'te oda ücretini ödeyip otelin önünden taksiye binen Özcan Yıldıztekin, sürücüye Bağlarbaşı Mahallesi'ne gideceğini söyledi. Taksinin arka koltuğuna oturan Özcan Yıldıztekin iddiaya göre, Bağlarbaşı Kavşağı trafik ışıklarına geldiğinde yanında bulunan ekmek bıçağını çıkarıp kalbine saplayarak koltuğa yığıldı. Dikiz aynasından Özcan Yıldıztekin'in kalbine bıçağı sapladığını gören taksi sürücüsü yol üzerinde bulunan bir tıp merkezine giderek yardım istedi. Durumu ağır olan Özcan Yıldıztekin yapılan ilk müdahalesi ardından 112 Acil Servis ambulansı ile Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'ne kaldırıldı. Yapılan tüm müdahalelere rağmen Özcan Yıldıztekin öldü.

Polis tarafından yürütülen soruşturma sonucu şizofren hastası olduğu belirlenen Özcan Yıldıztekin'in kalbine bıçak saplamadan 5 dakika önce, "İçimdeki şeytanı çıkarmak istedim ancak başarılı olamadım şimdi çıkaracağım" yazılı mesaj çektiğini tespit etti. Ayrıca ceketinin cebinde ise, "Hakkınızı helal edin, çocuklarımı benim yerime öpün, beni artık öldü bilin, evden kaçmayı çözüm zannettim ama ailesizliğe ancak iki gün dayanabildim, bunalımdan kurtulamadım, şeytana dur diyemedim, içimdeki şeytanı çıkardığım zaman huzura ereceğim, herkesi çok ama çok seviyorum" yazılı not bulundu.

Cesedi Otopsi yapılmak üzere Adli Tıp Kurumu Morguna kaldırılan Özcan Yıldıztekin'in ölümüyle ilgili olarak Cumhuriyet Savcılığı'nca başlatılan soruşturma sürdürülüyor. 

İDDAA MAKİNESİNİ ÇALIP BAHİS OYNADI...

DİĞER SAYFADA... TIKLAYIN...

[PAGE]

Ankara'da bir kişi devamlı oynadığı bayiden iddaa makinesini çalarak binlerce liralık oyun oynadı, ancak tutturamadı. Aynı bayiden başka bir makine daha çaldı, oynadı bu kez tutturdu. Daha sonra kazandığı parayı tahsil ederken yakalandı.

Ankara'da bir bayinin makinesini çalarak 28 gün içinde 24 bin 400 liralık "iddaa" kuponu dolduran Fuat A. ikramiyeyi almaya gidince yakayı ele verdi. 3.5 yıl hapis cezasına çarptırılan ancak ailesi parayı ödeyince cezası ertelenerek cezaevine girmekten kurtulan Fuat A'ya ikramiyenin ödenip ödenmediği gizli kaldı.

Fıkra gibi olay Ankara'da meydana geldi. 7. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın iddianamesine göre, bir eczanede 700 lira maaşla çalışan Fuat A. oturduğu Yenidoğan Mahallesi'ndeki bayiye gece yarısı girerek iddaa makinesini çaldı. Daha önce bayiyi gözleyip şifresini öğrenen Fuat A. sabaha kadar 17 bin liralık kupon doldurdu. Ardından makineyi attı. Ancak Fuat A.'nın doldurduğu kuponlara ikramiye çıkmadı.

Dükkânından makinenin çalındığını fark eden bayi, polise haber verdi. Polis dükkândaki kamera kayıtlarından failin kimliğini tespit edemedi. Aradan bir süre geçtikten sonra Fuat A. aynı bayiye gece yarısı yeniden girip diğer makineyi de çaldı. Bu kez 7 bin 400 liralık kupon doldurdu. İkinci kez makinesi çalınan bayi polislerle birlikte kamera görüntülerini inceleyip şüphe ettikleri üç dört kişiyi takibe aldılar. Kısa bir süre sonra Fuat A. bir başka bayiden ikramiye kazandığı kuponunun parasını almaya gidince yakalandı. Tutuklanan Fuat A. cezaevine gönderildi ve hakkında dava açıldı.

Bu süre içinde ailesi bayi sahiplerine 15 bin 500 lira para vererek davadan vazgeçmelerini istedi. Ankara 7. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen önceki günkü duruşmada Fuat A. olayı şöyle anlattı: "Daha önce sık sık gidip oyun oynadığım için iddaa makinesinin giriş şifresini biliyordum. Olay günü gece saat 01.00 sıralarında pencereyi açık gördüm. İçeriye girerek iddaa makinesini kablosuyla birlikte alıp eve götürdüm. Şifresini de bildiğim için 7-8 defa iddaa oynadım."

TUVALETE SAKLAMIŞ

Fuat A. ifadesinde, bayiye iki değil sadece bir kez girdiğini öne sürerek, "Bulunan iddaa makinesi ise onlara ait değil. Benim ilk olayla bir ilgim yoktur. Ben sadece bir kez girdim" dedi. Ancak iddianamede Fuat A'nın, yakalandığında çalıştığı eczaneye giden polise ilk olayda çaldığı makinenin "okuyucusu" ile Almex marka iddaa makinesini, sakladığı işyerindeki tuvaletten çıkararak teslim ettiği belirtildi.

ŞİKÂYETÇİ OLMADI

Duruşmada dinlenen bayi ortaklarından Özgür Bayram ve Güzel Koçakoğlu, sanığın 28 günde iki kez işyerinin camını kırarak girdiğini ve makinelerini çaldıklarını belirterek, "sanık bizim zararımızı karşıladığından, kendisinden şikâyetçi değiliz" dedi. Mahkeme hâkimi, mağdurların şikâyetlerinden vazgeçmesi üzerine, Fuat A.'yı "iyi hal ve sabıkasız olması" gibi hafifletici nedenleri de göz önüne alarak toplam 3 yıl 7 ay hapis cezasına çarptırdı. Hâkim, daha sonra cezayı, 5 yıl içinde benzer suç işlememesi koşuluyla erteledi.

NE KADAR KAZANDI?

Fuat A.'nın ne kadar ikramiye kazandığı ve paranın ödenip ödenmediği gizli kaldı. İşyeri sahiplerinden Güzel Koçakoğlu konuya ilişkin şunları söyledi:

"Bir akşamüstü dükkândaki makineyi tam kapatmıştım ki, 150 liralık oynamak için gelince onun yanında sistemi açtım. Meğer o sırada, şifreyi görüp, ezberlemiş. İki kez girdiği işyerimizdeki görüntüleri polislerle birlikte uzun süre izledik. Yüzünü montuyla kapatmasına rağmen, şüphelendiğimiz için onun adını da verdik. Ailesi 15 bin 500 lira ödedi. Şikâyetten vazgeçtik. Ailesinin durumu iyi değil. Parayı nasıl ödediklerini bilmiyoruz. Tutturduğu parayı tahsil etmek isterken yakalandı. Gençlik ve Spor Bakanlığı Spor Toto Teşkilat Başkanlığı, bize ne kadar tutturduğunu söylemedi. Tahminime göre kazanmış olacak ki, bize borçlarını ödediler."