BIST 10.011
DOLAR 35,01
EURO 36,78
ALTIN 2.977,20
HABER /  DÜNYA

Hasan el-Benna'dan Muhammed Mursi'ye İhvan

Mısır'da askeri darbeyle görevinden uzaklaştırılan ve önceki gün mahkeme salonunda hayatını kaybeden Muhammed Mursi, 91 yıl önce kurulan Müslüman Kardeşler Teşkilatının (İhvan) çileli tarihine ülkenin "demokratik yöntemlerle seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı" olarak geçti.

Abone ol

Kendisini "kapsamlı siyasi, toplumsal ve ekonomik ıslah hareketi" olarak tanımlayan İhvan, Mısırlı düşünür ve alim Hasan el-Benna tarafından 22 Mart 1928'de kuruldu.

Benna, 12 Şubat 1949'da uğradığı suikast sonucu 43 yaşında hayata gözlerini yumdu.

İslam dünyasındaki çeşitli düşünce akımlarına önderlik eden İhvan ise kısa sürede hem Mısır hem de Mısır dışında önemli bir siyasi aktör haline gelerek dünyanın 72 ülkesinde teşkilatlandı.

Kuruluşundan itibaren çeşitli zorluklar hatta zulümlerle karşılaşan İhvan, geride kalan yıllarda Mısır, Ürdün, Tunus, Fas ve Filistin'de iktidar veya iktidar ortağı olmayı başardı.

Mısır ve Suudi Arabistan gibi ülkelerde rejimler, kendilerine alternatif olarak gördükleri İhvan'ı 2013'te Mısır'da yaşanan darbenin ardından "terör örgütü" ilan etti.

Rusya ve Kazakistan'ın da terör örgütü kabul ettiği İhvan'ı ABD ve İngiltere terör listesine almadı.

Yönetim şeması

İhvan'ın yönetim şemasının tepesinde teşkilatın lideri kabul edilen Rehberlik Konseyi Başkanı yer alıyor. Teşkilat, Rehberlik Konseyi, Şura Konseyi ve İdari Konsey'in yanı sıra "Bölge", "Şube" ve "Aile" şeklinde küçük birimlere ayrılarak yönetiliyor. 

Üyeler ise aşağıdan yukarıya doğru mueyyid (sempatizan), muntesib (katılımcı), muntazım (düzenli) ve amil (çalışan) olarak 4 ayrı grupta toplanıyor.

Üyelere yükselebilmeleri için bazı ödevler, görevler ve sorumluluklar veriliyor. Bunları başarıyla yerine getirenler üst sınıflara yükselebiliyor.

Atlatılan siyasi badireler

En büyük kırılmayı Cemal Abdunnasır döneminde yaşayan İhvan, eski cumhurbaşkanları Enver Sedat ve Hüsnü Mübarek dönemlerinde yasaklı bir teşkilat olsa bile nispeten özgürlüğün nimetlerinden faydalandı.

Bu süreçte eğitim, sağlık ve hayır işlerine ağırlık veren teşkilat, doktor, gazeteci, mühendis ve işçi sendikaları gibi kuruluşlarda yönetimleri uzun süre elinde tuttu.

İhvan, Sedat ve Mübarek dönemlerinde Mısır İstihbarat Biriminin yanı sıra polis ve askeri istihbaratlar tarafından sürekli gözetim altındaydı. Bu nedenledir ki, devlet kurumlarında etkin olamayan İhvan üyeleri, sanayi ve ticarete ağırlık vermeyi tercih etti.

Seyyid Kutup'un mücadelesi

İhvan'ın önde gelen fikir adamlarından yazar, şair ve edebiyatçı Seyyid Kutup, "Yoldaki İşaretler" kitabı ve "Fi zilal-il Kur'an" tefsirinin yazarı olarak biliniyor. Teşkilatın Şura Konseyi üyeliği ile Yayın ve Davet bölümü Başkanlığı görevlerinde bulunan Kutup, Müslüman Kardeşler dergisinin de genel yayın yönetmeniydi.

Kahire Üniversitesi Dar el-Ulum Fakültesi mezunu olan Kutup, Eğitim Bakanlığında görev yaptı. Kutup, iki yıl Amerika'da yaşadıktan sonra Mısır'a dönerek Vefd Partisi'ne katıldı. Kısa süre sonra Vefd'den ayrılarak 1950 yılında İhvan saflarına katıldı.

Gözaltına alınması ve 10 yıl hapis yatmasına rağmen savunduğu fikirlerden en küçük bir sapma göstermeyen Mısırlı düşünce adamı Seyyid Kutup, darbe hazırlığında bulunmak gerekçesiyle idama mahkum edildi ve cezası 29 Ağustos 1966'da infaz edildi.

Uzmanlar, Mısır yönetimlerinin Seyyid Kutup’un idamından sonra bütün dünyada tanınmasının ardından, "yeni kahramanlar ortaya çıkacağı endişe ile İhvan liderlerini idam etmeyi göze alamadığı" değerlendirmesinde bulunuyor.

Arap Baharı, iktidara geliş ve Mursi'nin ölümü

25 Ocak Devrimi'nin ardından ikinci baharını yaşayan İhvan, tarihinde ilk defa iktidar oldu. İhvan'ın adayı Muhammed Mursi, Mısır'da demokratik seçimlerle göreve gelen ilk sivil Cumhurbaşkanı oldu, ancak  1 yıllık iktidar sürecinin ardından 3 Temmuz 2013'te askeri darbe ile devrildi. Ardından teşkilat ve üyeleri için çok zorlu yeni bir sürece girildi.

Muhammed Mursi hakkında 6 ayrı dava açıldı. Bunlardan 4’ü sonuçlanmış, 2 davada ise yargı süreci devam ediyordu.

Devam eden davalardan biri de yargıcın 2015 yılında Mursi hakkında idam kararı verdiği "Hapishaneler Baskını" davasıydı. Yüksek mahkeme bir buçuk yıl sonra idam kararını bozarak sanıkların başka bir yargı heyeti tarafından tekrar yargılanmasını kararlaştırmıştı.

Mursi, 17 Haziran 2019'da "Vadi en-Natrun hapishanesinden kaçış ve Katar adına casusluk" davası duruşmasında fenalaşarak mahkeme salonunda hayatını kaybetti.

Mursi'nin cenazesi 18 Haziran'da ailesi ve avukatının katılımıyla İhvan murşidlerinin defnedildiği kabristanda toprağa verildi. 

Tekrar toparlanma ihtimali

Mursi'nin ölümünün ülke içi ve dışında farklı yansımaları olabileceği değerlendiriliyor.

Teşkilatın Mısır’da içinde bulunduğu durumu bir şekilde aşacağı, tekrar toparlanacağı ve yoluna daha güçlü bir şekilde devam edeceğini öngörenler olduğu gibi İhvan’ın öğretilerinin bir teori olduğu, son yıllarda Mısır’da ve diğer ülkelerdeki iktidar deneyimlerinde görüldüğü üzere pratikte uygulanmasının zor olduğunu ifade eden gözlemciler de bulunuyor.