BIST 10.125
DOLAR 34,97
EURO 36,83
ALTIN 2.973,82
HABER /  SAĞLIK

Hareket zorluğu ve titreme sorunu olan hastalıklara "beyin pili" çözüm olabilir

Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Attila Yılmaz, beyin pili olarak bilinen Derin Beyin Stimülasyonu yönteminin, genellikle titreme ve hareket zorluğunun, yürüyememenin ön planda olduğu Parkinson hastalığı da dahil beş farklı hastalıkla başarıyla uygulandığını belirterek, "Yeni teknolojiler sayesinde beyin pili ömürleri 15-20 yıla kadar uzadı." ifadesini kullandı.

Abone ol

Medicana'dan yapılan açıklamada, beyin pili olarak bilinen Derin Beyin Stimülasyonu yöntemine ilişkin değerlendirmelerine yer verilen Yılmaz, söz konusu yöntemin ameliyatla beynin özellikli merkezlerine elektrotlar yerleştirilmesi ve bu elektrotların bir güç kaynağına bağlanmasıyla, beynin içindeki bazı çekirdeklere mili-volt değerinde elektriksel akımların gönderilmesi işlemi olarak tanımlandığını kaydetti.

Yılmaz, "Yerleştirilen çerçeve sistemi ile hastaya tomografi çekilmekte ve elde edilen tüm bu görüntüler eşliğinde hedeflenen beyin çekirdeklerine ulaşılabilecek koordinatlar hesaplanmaktadır. Elektrotlar, bu koordinatlar sayesinde milimetrenin onda biri hassasiyette hedefe ilerletilmektedir." açıklamasında bulundu.

Beyin pili yönteminin halihazırda 5 farklı hastalıkta Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) onayıyla başarıyla uygulandığını belirten Doç. Dr. Yılmaz, şu ifadeleri kullandı:

"Genellikle titreme ve hareket zorluğunun, yürüyememenin ön planda olduğu Parkinson hastalığı, istemsiz hareketler ve kasılmalarla seyreden distoni hastalığı, ellerde, kafada veya seste başta olmak üzere vücudun her yerinde görülebilen titreme hastalığı tremor, takıntı hastalığı olarak bilinen obsesif kompülsif bozukluk ve sara olarak da bilinen epilepsi hastalıklarında uygulanabiliyor. Beyin pili ameliyatı, Parkinson, distoni ve tremor rahatsızlıklarında ülkemizde sosyal güvenlik kurumlarının desteği ile gerçekleştirilebiliyor."

Beyin pili ameliyatının daha birçok hastalığa karşı tedavi edici özelliklerinin araştırılmakta olduğunu söyleyen Yılmaz, "Ön sonuçlar yüz güldürücü. En önemli avantaj, bu girişimin hasar vermemesi yani geri dönüşebilir olmasıdır. Yerleştirilen elektrotlar kalıcı bir hasara sebep olmamaktadır ve bu elektrotlar normal koşullarda elektriksel aktivite gerçekleştirilmedikçe etkisizdir. Yani pil kapatıldığında herhangi bir etkileri yoktur. Dolayısıyla etkileri geri dönüştürülebilir. Bir diğer önemli avantaj ise verilecek elektrik akımının ayarlanabilir olmasıdır, bu sayede hastalık ilerledikçe verilen elektriksel aktivite de artırılabilmektedir. Yeni geliştirilen teknolojiler sayesinde pil ömürleri belirgin miktarda artarken, kablosuz şarj edilebilen pil tiplerinin piyasaya sürülmesi ile pil ömürleri 15-20 yıla kadar uzadı." değerlendirmesinde bulundu.

Doç. Dr. Yılmaz, her cerrahi girişimde olduğu gibi bu ameliyatın da bazı riskleri olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:

"Bu girişim her ne kadar beyin ameliyatı olarak düşünülse de ameliyatın büyük kısmının milimetrenin onda biri hassasiyetinde hesaplama yapan bir çerçeve aracılığıyla yapılması ve 14 milimetrelik iki küçük delikten gerçekleştirilmesi karşılaşılan riskleri de minimalize etmektedir. En korkulan iki risk elektrot iletilmesi sırasında bir kanamanın olması veya enfeksiyon gelişmesi ihtimalidir. Bu risklerin önüne geçebilmek için kontrastlı MR görüntüleri elde edilmeli. Bu sayede beynin tüm damarsal ağı ortaya konmalı ve elektrotun seyahati sırasında geçeceği her milimetrelik bölge, herhangi bir damarsal yapı olmaması yönünden iyice değerlendirilmelidir. Enfeksiyon riski açısından steriliteye azami özen gösterilmeli. Ameliyat sırasında ve sonrasında gerekli antibiyotik tedavisi uygulanmalı ve yara bakımları konusunda özenli davranılmalıdır. Bu riskler dışında çok nadir de olsa cihaza bağlı arıza ya da elektrot kayması, kırılması gibi problemler de yaşanabilmektedir."