Gazeteci Cenk Başlamış, İstanbul'da eylemcilerin Taksim Meydanı'na ulaşmalarıyla yeni bir boyut kazanan Gezi Parkı protestosundan izlenimlerini aktarıyor.
Abone olİstanbul'un sıradan olmayan bir Cumartesi sabahına uyanacağı, Cuma gecesinden belliydi aslında.
Cuma günü Taksim Gezi Parkı'nda yaşanan olayların ardından gece yarısı İstanbul'un pek çok semtinde tencereli, tavalı, düdüklü, kornalı ve "hükümet istifa" sloganlı gösteriler düzenlendi. Cumartesi sabahı erken saatlerde de çok sayıda kişi Boğaz Köprüsü'nü yürüyerek geçti.
Cumartesi günü 'Taksim savaşı' yeniden başladı. Zira göstericiler Türkiye'nin en önemli meydanını ele geçirmekte, güvenlik kuvvetleri ise orasını vermemekte kararlıydı.
Dört bir yandan Taksim'e ulaşmaya çalışan göstericilerden bir bölüm de Şişli'den ilerliyordu. Mecidiyeköy yönünden gelen metronun Osmanbey ve Taksim durakları kapatıldığı için Gezi Parkı'na gitmek isteyenler yürümek zorunda kaldı.
Kısa adı TOMA olan "Toplumsal Olaylara Müdahale Aracı" yürüyüşe geçen binlerce kişinin önünü tam Osmanbey'de kesti. Biber gazı bulutu bir anda ortalığı kapladı, göstericiler ister istemez çekildi.
Aslında çoğunda gaz maskesi vardı, çok sayıda kişi de gözlerinin çevresine özel sıvılar sürmüştü ama bir kaç yüz metre ileride atılan bir gaz bombasından gelen duman bile insanın akciğerlerinin yanmasına, gözlerinin yaşla dolmasına yeterliydi.
Böylece polisle göstericiler arasında saatlerce sürecek bir kaçma-kovalama başladı.
Göstericilerin ilerleyişi karşısında önce biraz geri çekilen TOMA'lar, yaklaşık her 10-15 dakikada bir saldırıya geçti.
Yakından biber gazına maruz kalanlardan kimi bayıldı, kiminin midesi bulandı, kimi bir köşeye çöktü kaldı, "Doktor...doktor..."çığlıkları ortalığı kapladı.
Harbiye Ordu Evi'nin önüne kadar gelen kalabalıkta herkes birbirine yardım etmeye çalıştı, bazıları gazdan etkilenenlere limon yetiştirdi, bazıları gözlerine su sıktı, bazıları da süt veya ayran verdi.
Birbirlerini hiç tanımayan insanlar arasında neredeyse elle tutulur, hissedilir bir dayanışma vardı.
'Bu kadar düzgün insanların toplandığı bir gösteri izlemedim'
Bir kadın Harbiye'nin ara sokaklarında hiç tanımadığı insanlara kendi yaptığı katmerleri dağıttı. Aynı sokaktaki bir otelin yöneticisi, "Bu kadar gösteri izledim, hiç bu kadar düzgün insanların toplandığı bir gösteri görmedim, onun için de onlara otelimi açmaya karar verdim" dedi.
Şişli Belediyesi'ne ait tankerler ihtiyacı olanlara su dağıttı.
Peki, göstericiler kimdi?
Çoğunluk 20-25 yaş civarı gençlerden oluşuyordu, futbol takımlarının taraftarları da vardı aralarında, MHP'liler de, öğrenciler de, az sayıda olsa türbanlılar da. Normalde kanlı bıçaklı olduğu bilinen Fenerbahçe ve Galatasaray taraftarları kol kola, omuz omuzaydı; aralarında çok sayıda Beşiktaş tarafı da vardı.
Polisle çatışma konusunda daha "deneyimli" olan taraftarlar TOMA'ların üzerine yürüyen -hatta "koşan"- grubun en önlerinde yer aldı.
Göstericilerin tek bir merkezden yönlendirildiğine ilişkin hiçbir belirti yoktu.
Normalde belki de hayatları boyunca yolları kesişmeyecek insanlar sadece ve sadece Gezi Parkı'na ulaşmak için oradaydı. Her gaz saldırısında biraz gerileseler de, hepsinin yüzünden kararlı oldukları okunuyordu.
"Hükümet istifa", "Her yer Taksim, her yer direniş", "Faşizme karşı omuz omuza", "Mustafa Kemal'in askerleriyiz" ve "Direne direne kazanacağız" en çok atılan sloganlardı. Polisin saldırısıyla gerileyen kalabalığı cesaretlendirmek isteyenlerin başlattığı "Dağ Başını Duman Almış" marşıyla göstericiler her seferinde yeniden Taksim'e yöneldi.
Bunlar yaklaşık 3 saat sürdü ve sonunda polisin çekilmesiyle göstericiler Gezi Parkı'na aktı.
Taksim'e ulaşmayı başaran göstericiler tipik bir futbol tezahüratları ve Türkiye, Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş bayrakları eşliğinde parka girdi.
Parka girenlerin bir kaç bini bulduğu sırada arkadan gelen grubun bir ucu Harbiye'deydi, yani on binlerce kişi oradaydı.
CHP'nin akşam saatlerinde başlayacak mitingi için İstanbul'un değişik yerlerinden, öncelikle de Kadıköy'den kalabalıklar aktı.
Kadıköy'den kalkan ve izdiham nedeniyle yan yatan Karaköy ve Beşiktaş vapurlarına binemeyenler binenleri rıhtımdan alkışlarla ve "10. Yıl Marşı" ile uğurladı.