Hani polis Fethullah Gülenciydi?
Eğer kooca Van Emniyet Teşkilatı'ndaki binlerce polis, öğlen namazının kaç rekat olduğunu bilmiyorsa, bu adamlara "Gülen cemaatinin mensupları" diyerek yıllarca haksızlık etmiş ve iftira atmışız demektir....
Bundan yaklaşık 4 yıl önceydi.. 2007 yılının Kasım ayının 8'inde
bir yazı yazmıştım.. O günlerde Beşiktaş futbol takımının başında
Ertuğrul sağlam var.. Takım yine bu yıl yaşadığı gibi sıkıntılar
yaşıyor ve zor durumda.. Taraftarlar, Yıldırım Demirören'i
ıslıklıyor, Ertuğrul Sağlam lehine ise çılgınca tezahüratlarda
bulunuyor..
Efendime söyleyeyim..
Oturdum şeytanın avukatlığını yaptım..
Yaklaşık 15 dakika içinde, masa başında bir senaryo döşendim.. O
senaryonun adına da, "Beşiktaş'ı Fethullah Gülen
karıştırıyor" dedim..
Gerekçelerim hayali ama o kadar inandırıcı ki..
Aynen şöyle yazdım:
"Ertuğrul Sağlam Gülen Cemaati'ne yakınlığı ile bilinen bir
isim ve aynı zamanda Gülen'in çok sevdiği İhsan Kalkavan'a da
hayran biri.. Talimat Pinsilvanya'dan şeyle bir talimat geldi:
Ertuğrul sen takıma can yakıcı yenilgiler tattır. Yıldırım
Demirören istifa etmek zorunda kalsın.. Zaman gazetesi ve
Samanyolu'nun destekleriyle İhsan kalkavan ortaya çıksın adaylığını
koysun ve Beşiktaş'ı böylelikle ele geçirelim..."
Tamamen hayali olan bu yazının en sonuna ise şöyle bir not
düştüm:
"Buraya kadar yazdıklarıma inandınız mı? İnandıysanız gerçekten
hastasınız demektir..Çünkü ben topu topu 15 dakika düşündüm ve
böyle bir senaryo ürettim..
Yalan yani yalan.. Ne Gülen'in bunlardan haberi var, ne
Kalkavan'ın böyle bir hevesi var, ne de Zaman böyle bir haber
yayınladı..
Tamamını ben uydurdum yani..
Neden mi?
Son günlerde Türkiye bir ateş çemberinden geçiyor.. Gelen şehit
haberleri, sıra sıra kaldırılan tabutlar.. Bu kara günlerde bile
işi gücü bırakıp tıpkı benim az önce yaptığım gibi, masa başında
senaryolar üreten, hikayeler uyduran gazeteci ve yazarlar olduğunu
gösterebilmek için..Bazı aşağılık medya kuruluşlarında Fethullah
Gülen isminin, rating, tiraj ve tık olarak bir kazanç kapısına
döndürüldüğünü ispatlamak için..
Haysiyetinden birazcık, onurundan azıcık, namusundan minnacık
ödün veren herkesin, istediği herhangi bir kişiye istediği gibi
iftira atabileceğini gösterebilmek için.."
Şimdi bu konuya neden girdiğimi merak etmişsinizdir...
Onu da anlatayım..
Gazete veya televizyonlarda mutlaka gözünüze ilişmiştir.. Şu Van'da
yaşanan "Namaz skandalı"ndan bahsediyorum..
İhtimal vermiyorum ama duymamışsınızdır belki diyerek yine de kısa
bir özet geçeyim..
Bundan birkaç gün önce Van'da polis cami çıkışında öğle namazının
kaç rekat olduğunu bilemeyenleri gösterici diyerek gözaltına
almıştı.. Polis, göstericileri "Öğlen namazının kaç rekat
olduğu" yönünde bir teste tabi tutmuş,
"4" diyen kişileri gözaltına almıştı..
İşte o mesele..
Aslında alnı birazcık secdei rahmana gidenler bilir ki, öğlen
Namazı 10 rekattır.. Bunun 4"ü "farz", geri kalan
6 rekat ise "sünnet"tir.
Ancak günümüzde öyle bir hayat keşmekeşi yaşanıyor ki, işini gücünü
aksatmayan insanlar, genelde camiye girip "4 rekat
farzı" alelacele kılıp telaşla geri dönüyorlar..
O zavallı gencin "Öğlen namazı 4 rekattır"
demesinin nedeni de aslında budur..
İşte bu durum medyada irili ufaklı bütün gazetelerde
"Polisin Namaz Cehaleti" diye yer aldı..
Eğer meseleye buradan bakarsak skandalın hakkı manşetlerden
verilmiş diyebiliriz..
Ama madalyonun bir de diğer tarafı var. Kimsenin bakmadığı,
kimsenin görmediği veya görmek istemediği..
Türkiye'de yıllardır, ulusal medyanın çok büyük bir bölümü
"Fethullah Gülen laik rejimi yıkıp yerine İslam ve şeriat
rejimini getirmek için mücadele ediyor.. Bunun da polis gücüyle
olacağını bildiği için emniyet teşkilatlarının tamamını ele
geçirdi. Emniyet'i Gülenci ve AK Partili yobaz, şeriatçı kadrolar
yönetiyor" diye yazıyor ve bu yazılanlar ülkenin en saygın
kurumları veya kişileri tarafından da paralel düşüncelerle
destekleniyordu..
Kim destekliyordu?
Türk Silahlı Kuvvetleri
Siyasi partilerin büyük bölümü
Yargı makamları
Hatta ve hatta yıllarca polis teşkilatlarında üst düzey görev
yapmış Hanefi Avcı gibi isimler bile bize böyle bir tehlikeden
bahsedip durdu..
Şimdi bu haberi okuyunca insan kendine sormadan edemiyor..
Şimdi siz hem bu ülkede Gülen'e "Şeriat düzenini, İslam
düzenini getirmek için tüm dinci adamlarını polis teşkilatlarına
yerleştirdi" diyecekseniz..
Hem de "Gülen'in yobaz adamı" diye yıllarca bize
yutturduğunuz polisleri, "Yuh be, Namaz'ın kaç rekat
olduğunu bilmiyor" diyerek yerin dibine
sokacaksanız...
Eğer kooca Van Emniyet Teşkilatı'ndaki binlerce polis, öğlen
namazının kaç rekat olduğunu bilmiyorsa, bu adamlara "Gülen
cemaatinin mensupları" diyerek yıllarca haksızlık etmiş ve
iftira atmışız demektir....
O zaman bu haberlerin yazılmasında ve yayınlanmasında imzası
olanların çıkıp, "Evet biz haysiyetimizden birazcık,
onurumuzdan azıcık, namusumuzdan minnacık ödün verip,
sevmediğiniz bir adama iftira attık" demesi gerekmiyor
mu?
Ben Allah'a ve ilahi adalete inanan bir insanım.. Fethullah Gülen
Cemaatine sempatim de antipatim de yok.. "Zevksiz
ilişkilerin sevimsiz ürünü olan birkaç kişinin" çıkıp da,
"Vaay sen savunduğuna göre Fethullah Gülen
Cemaati'indensin" demesine de aldırış etmiyorum..
Ben sadece medyanın el birliğiyle yayınladığı bu "İlahi
Tekzip" sonrası kafamda oluşan soru işaretlerinin cevap
bulmasını istiyorum..