BIST 9.615
DOLAR 34,65
EURO 36,47
ALTIN 2.932,05
HABER /  POLİTİKA  /  AK PARTİ

Hani 30 Mart'a kadar Başbakan kaçıyordu?

AK Partili Süleyman Soylu, seçim döneminde Başbakan Erdoğan hakkında iddialarda bulunan muhalefete yüklendi.

Abone ol

Aydın'ın Buharkent İlçesi'ndeki seçim çalışmalarına katılan Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu, Türkiye'de bazı kesimlerin yerel seçimlerden güçlü bir şekilde çıkan Ak Parti'yi zaafiyete uğratmak için çalıştığını vurgulayarak, "Yeni bir Türkiye var" dedi.

Aydın'ın Buharkent İlçesi'nde 1 Haziran Pazar günü tekrarlanacak olan belediye başkanlığı seçimi öncesi partisinin adayı Ak Parti Buharkent Belediye Başkan Adayı Mehmet Erol'a destek vermek için ilçeye gelen Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, Merhum Başbakan Adnan Menderes'e benzediğini söyledi. Soylu, "Nerede konuştuğumu biliyorum. Aydın'dan, Buharkent'ten konuşuyorum. 14 Mayıs 1950'de 'Siz memosunuz, siz hasosunuz, siz şalvarlısınız' diyerek bu küçümseyenlere Adnan Menderesle beraber o güçlü cevabı verenlersiniz. Bu millet silahla, kavgayla, terörle kendi hakkını almadı. Bu millet 14 Mayıs 1950 yılında 60 gramlık oy pusulasıyla kendi adamını getirdi. Ama bunu kabullenmediler. İftira attılar, milleti galeyana getirmeye çalıştılar. Dün Menderes'le kim uğraşmışsa, o güzel adamı idam sehpasına kim göndermişse, güzel insanı iftiralarıyla kim boğmaya çalışmışsa, Tayyip Erdoğan'a bu kumpası kuranlar aynılarıdır" dedi.

NOLDU KUZUM SİZE NOLDU, SESİNİZ KISILDI

30 Mart 2014 günü gerçekleşen seçimlerde Ak Parti'nin güçlenerek çıktığını belirten Soylu şunları söyledi: "Bu aziz millet 30 Mart'ta cevabını verdi mi? Bu kasetleri, bu şantajları, bu montajları yapanlara gerekli cevabı verdi mi? Bu millet, 'Ben sana bu 45.5 oyu bunları yargının önüne çıkar, bu hainlerin hakkından gel diye verdim' dedi. Cesur adamlara sahip çıkın. Bu milleti teslim etmeyin. Onlardan medet umup, 'Ak Parti yüzde 30'lara gerileyecek, Menderes'e yaptığımızı Tayyip Erdoğan'a da yapacağız' diye bu meydanlarda konuşanlara, daha ötesi var hani 30 Mart'a kadar başbakan kaçıyordu? Hani gidiyordu? Noldu kuzum size noldu, sesiniz kısıldı, çıkmıyor."

TÜRKİYE'NİN BÜYÜK HEDEFLERİ VAR
Cumhurbaşkanlığı seçimlerine de değinen Süleyman Soylu, "Bakın Okmeydanı'nda yüzü maskeli insanlar orada ülkemizdeki bir çatışmayı yeniden körüklemek için her türlü provokasyonun içerisinde bulunuyorlar. 'Okmeydanı'nda acaba biz bir Alevi Sünni kargaşası ortaya çıkarabilir miyiz? Bu ülkeyi bir şekilde böyle bir kargaşanın içerisine böyle bir kaosun içerisine sokabilir miyiz?' diye. Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesi, yerel seçimlerde Ak Parti'nin almış olduğu yüzde 45,5 oyu 'Hangi felaketleri bu milletin önüne getirerek unutturabiliriz?' uğraşısı içerisindeler. Net bu. Ne kadar yaparlarsa yapsınlar. Türkiye'nin büyük hedefleri var. Yeni Türkiye'nin büyük hedefleri var. İlk kez millet kendi oyuyla Cumhurbaşkanı'nı, devlet başkanını seçecek. 'Ya Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanı olursa?' korkuları bu. 'Ya bu millet devlet başkanı olarak onu seçerse, biz yarın ne yaparız?' diye bir endişe içerisindeler. Her türlü tezgahı kurmaya çalışıyorlar. Bu millet 30 Mart'ta onları nasıl sandığa gömmüşse, 10 Ağustos'ta da onları öyle sandığa gömecek" dedi.

ÜLKENİN BAŞBAKANI FELAKET BÖLGESİNE GİDEMİYORDU

Soma'daki maden faciasında devletin zarar gören vatandaşların sıkıntılarının çözülmesi için güçlü bir iradeyi ortaya koyduğunu belirten Soylu, konuşmasını şöyle tamamladı: "Türkiye, eski dönemlerde bu iradeyi gösteremiyordu. Orada 301 insanımız şehit oldu. Bu ülkenin başbakanı, kıymetli Başbakanımız hemen bütün her türlü meseleyi bir tarafa bırakıp soluğu kendi vatandaşının yanında aldı. Ama eski Türkiye'de böyle olmadı biliyor musunuz? Esas mücadelenin temelinde bu yatıyor. Ben çok iyi hatırlıyorum. Yalova depreminde Doğruyol Partisi'nin İstanbul İl Başkanıydım. O gün genel başkanımızla Sabah hemen Yalova'ya gittik. Günlerce ülkenin başbakanı oraya gelmedi. Günlerce cesetler toplanamadı. Türkiye ceset torbası aradı. Kendi insanımıza mahçup olduk. Kendi insanımıza verdiği verginin karşılığını ödeyemeyen aciz bir devlet konumuna düştük. Kendi insanımıza bir şekilde maalesef orada cevap veremedik. Türkiye eski Türkiye değil. Bu ülkenin Başbakanı'nın ilk durağı orası oldu. Bugün yeni bir Türkiye var."