Başbakan Yarmdımcısı Abdüllatif Şener'in Milliyet ve CNN Türk'e iki farklı beyanat verdi. Konu yabancı sermayeydi. İki değişik görüşü ortaya koyan da yine Şener oldu.
Abone olBaşbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener'in yabancı sermaye ile ilgili sözleri gündeme oturdu. Ancak Şener kafaları karıştırdı. Gazeteye başka televizyona başka konuştu.
Hürriyet yazarı Yalçın Doğan bu durumu Mürekkebi kurumadan çark yasızıyla değerlendirdi.
Yazı: Yalçın Doğan
Kaynak: www.hurriyetim.com.tr
-GAZETENİN arşive kalkmasına fırsat bırakmadan, bir gün önce söylediklerinin tam tersini savunmak. Devlet adamlığı niteliğine günümüzde tipik bir örnek.
Devlet Bakanı Abdüllatif Şener’in dünkü Milliyet’te bir demeci yayınlanıyor. Ekonomide değişik alanlarda görev yapan dört bakandan biri. Ali Babacan, Kürşad Tüzmen, Kemal Unakıtan’la birlikte, ekonomi yönetiminin tepesindeki dört bakandan biri. Dolayısıyla, söylediklerinin belli bir ağırlığı var.
Şener dün Milliyet’te şunu söylüyor:
‘Kimse tehlikenin farkında değil. Yabancı sermayeye sınır gerekiyor. Yabancı sermaye gelirin yurt içinde yaratıldığı sektörlerde yoğunlaşıyor. Bu yabancı sermaye ile cari açık ilelebet kapatılamaz, kriz bile olur. Arjantin’de yaşanan ekonomik krizler bu yolla ortaya çıktı.’
Şener devam ediyor:
‘Ben şimdiden uyarıyorum. Bu görüşlere karşı kimse bana ne evet, ne hayır yanıtı verebiliyor.’
Ekonominin patronlarından biri olan bakanın sözleri çok iddialı.
TV’DEKİ ŞENER FARKLI
Dün öğle haberlerinde CNN Türk’ü izliyorum. TV’de aynı Abdüllatif Şener. Ama söyledikleri, Milliyet’te yayınlanan sözlerin tam tersi:
‘Yabancı sermaye cari denge üzerinde hiç bir olumsuz etki yapmaz. Türkiye’ye yabancı sermaye girişinde risk alanı yoktur.’
Hoppalaaa!.. Milliyet’te ne diyor, TV’de ne diyor?.. Karakolda doğru söyler, mahkemede şaşar, hesabı, Bakan Bey bir yerde şaşırıyor. Gazete demecinde mi, TV demecinde mi, orası belli değil. Ama, belli olan, Sayın Bakan bir yerde şaşırıyor.
İZMİR’DEKİ POT
Bundan birkaç ay önce, İzmir’de bir toplantı.
Orada yaptığı konuşmada Şener benzer bir ekonomik pot kırıyor. Gerçi, o teorik. Türkiye’nin ve gelişmekte olan ülkelerin büyüme hızlarına ilişkin verdiği rakamlar ve oranlar, ekonomi bilimiyle pek bağdaşmıyor. Toplantıyı izleyen ekonomi hocaları bilime aykırı bu sözleri not ediyor.
Ne var ki, o konuşma Türkiye’nin pratiği ile ilgili değil. Olsa olsa, bilgi eksikliği. Pratik ekonomi yönetiminin ilgi alanı dışında. Kısaca, pratiğe zararı dokunmuyor.
BAŞBAKAN’IN ÇAĞRISI
Ama, Milliyet’teki sözleri pratiği ilgilendiriyor, doğrudan ekonomi yönetimini bağlıyor.
Şener bir gün arayla gazete ve TV’de çelişiyor. Yabancı sermaye ile ilgili gazeteye söyledikleri arasında, doğru sözler bulunabilir. Yıllar yılı yabancı sermaye ile ülkenin sömürülmesi arasında kurulan bağlara bir örnek olabilir. Yabancı sermaye konusunda nelere dikkat edilmesi gerektiği üzerinde bir kez daha düşünmeye olanak tanıyabilir.
Bununla birlikte, yabancı sermayeden sorumlu bir bakanın bu sözlerinin dışarda yaratacağı etki ortada.
İçerdeki etkisi ise, doğrudan Başbakan Erdoğan’ın yabancı sermaye tavrıyla çelişkisi.
Erdoğan yaptığı her yurt dışı gezide, Türkiye’ye gelen her yabancı devlet adamı ve yabancı şirketlere, sürekli aynı çağrıda bulunuyor:
‘Gelin, Türkiye’ye yatırım yapın.’
Daha geçen hafta Amerika’da benzer çağrıyı tekrarlıyor.
KABAHAT GAZETECİDE
Bu durumda, gazetedeki Şener Başbakan Erdoğan’la çelişiyor.
Ama, zaman geçmeden TV’deki Şener Başbakan Erdoğan’la aynı hizaya geliyor.
Gazetedeki demeçle Şener’in TV’ye çıkması arasında, acaba Şener’i hizaya getiren ne?.. Dün bir ara Erdoğan’la mı görüşüyor?..
Aynı konuda birbirine ters görüşleri bir gün arayla savunan bir kişi bakan koltuğunda oturabilir mi?.. Bu da, soru mu şimdi?.. Burası Türkiye...
Son bir olasılık var. Bu gazeteciler yine yanlış yazdı, zaten bütün kabahat onlarda!..