BIST 9.550
DOLAR 34,53
EURO 36,20
ALTIN 2.996,66
HABER /  GÜNCEL

Hangi rapora inanalım?

Üzmez'in tacizine uğradığı iddia edilen kız için iki farklı rapor. Adli Tıp Kurumu ve Uludağ Üniversitesi zıt görüş bildirdi.

Abone ol

Adli Tıp Kurumu, Vakit gazetesi yazarı Hüseyin Üzmez’in cinsel istismarda bulunduğu 14 yaşındaki B.Ç. için “ruh ve beden sağlığı bozulmamıştır” raporu düzenlerken, Uludağ Üniversitesi Çocuk Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanlığı’nın 21 Eylül 2008’de savcılığa gönderdiği “gizli” damgalı rapor, tüm gerçekleri gözler önüne seriyor. Raporda, B.Ç.’de “intihar eğilimi” gözlendiği, “ağır patolojik depresyon ve anksiyete” geçirdiği tespiti de yer alıyor.

AĞIR DEPRESYON

Uludağ Üniversitesi’nin, B.Ç. ile 28 Nisan 2008, 11 Haziran 2008 ve 11 Temmuz 2008’de uzman doktorlarca gerçekleştirilen üç ayrı görüşmenin ardından hazırladığı raporda, B.Ç.’nin, psikiyatrik muayenesine ilişkin uzman görüşü bölümünde de şöyle deniliyor:

“Afekti orta-ağır depresif-anksiyöz, psikomotor hafif-orta yavaş, sesi hafif alçak, düşünce içeriğinde (yetiştirme) yurdunun zorluğu ve aile özlemi ile ilgili temalar mevcut, düşünce akışı olağan, çağrışımları çok hafif yavaş, intihar düşüncesinin olduğu, ancak halen olmadığını belirtti. 

ZEKA YAŞI 10

11 Haziran 2006’daki görüşmede de B.Ç. tacizin ayrıntılarını anlatıyor. Raporda, B.Ç.’nin muayenesi sırasında yapılan zeka ve depresyon testi sonuçları da yer alıyor. Zeka testinde takvim yaşı 14 olmasına karşın zeka yaşının Goodenough-Harris yöntemi ile 9 yaş 5 ay, Proteus yöntemi ile 12 yaş 6 ay bulunduğu belirtiliyor. Raporda, “Birlikte değerlendirildiğinde 10 yaş 10 aya denk ve IQ 77 puan ile ‘sınır zeka’ düzeyinde bulunmuştur” ifadelerine yer veriliyor.

İŞTE TESPİTLER

Raporun sonuç ve kanaat bölümünde şu tespitler yer alıyor:

“- Değerlendirilmeye başlandığı tarihte ve son değerlendirme tarihi olan 11.07.2008’de patolojik düzeyde anksiyete ve depresyon bulunduğu.

- Ailesinden ayrılmış olmaktan dolayı üzgün olduğu, aile bütünlüğünün şu aşamada sürdürülememesinden kendini sorumlu tuttuğu ve annesini özlediği.

- Bu durumda, (kendisi de konu hakkında çelişkili ifade verdiğinden) kendisinde var olan patolojik düzeydeki anksiyete ve depresyonun hangi olayla bağlantılı olduğunun kesin olarak belirtilemeyeceği.

- İfadesini aile bütünlüğünün tekrar sağlanabilmesi için değişmiş olmasının ihtimal dahilinde olduğu.

- İfade değişikliğinin tablonun tümü ve olayın çerçeve koşulları hakkında bilgiye sahip olan ve olaya taraf kişilerle görüş imkanı bulunan adli makamlarca değerlendirilmesinin uygun olacağı(...) kanaatine varılmıştır.”