"Sadece bir çocuğunuzu götürebilirsiniz. Seçim yapın!" dediler. Bundan daha zor, daha acı bir karar olabilir mi? İşte bu dramı yaşayan annelerin inanılmaz öyküsü:
Abone olSophie'nin Seçimi filmini çoğumuz hatırlarız. O filmde Meryl Streep, trajik geçmişinin izlerinden kurtulamayan genç bir kadını oynuyordu. Bozuk psikolojisinin ardında yatan gerçek ise izleyicide darbe etkisi yapıyordu: Toplama kampında Naziler akıl almaz bir seçim yapmasını istemişti ondan; iki çocuğundan biri ölecek diğeri yaşayacaktı. Ve hangisinin yaşayacağına anneleri karar verecekti. Sophie işte bu seçimi yapmıştı.
Çeçen teröristler de tıpkı o filmdeki gibi soğukkanlı bir işkence yaptılar annelere... Yaşamlarının en korkunç kararını vermeye mecbur ettiler. Önceki gün militanlar kadın ve çocuklardan oluşan 31 rehineyi serbest bıraktı. Ama bazı kadınların yüzü gülmüyordu. Çünkü teröristler, "Sadece bir çocuğunuzu götürebilirsiniz. Diğeri bizimle kalacak. Seçim yapın" demişti onlara. Anetta Doğan bu dramatik seçimi yapan rehinelerden biriydi. Türk vatandaşı Seyfi Doğan'ın eşi olan Anetta, 1 yaşındaki kızı Milena'yı yanına alarak çıktı. 9 yaşındaki Alana'yı ise bırakmak zorunda kaldı.
Bırakılan annelerden biri geri döndü
Anetta tek kurban değildi.. Zalina Dzandarova'a, iki çocuğundan birini kanlı çatışmanın ortasında bırakmak zorunda kaldı. Zalina'nın o kararı verdiği anda neler hissetiğini daha iyi anlamak için gelin Rus İzvestiya gazetesine yaptığı açıklamaya bakalım: "Teröristler aramızdan bazılarını bırakacaklarını açıkladığında ilk başta çok sevinmiştim. Ama daha sonra bir çocuğumu bırakmak zorunda olduğum söylendi. 'Çocuklarım çıksın, ben kalayım' dedim. Aldırmadılar. Sonunda en azından bir çocuğumun hayatını kurtarmak istedim. Oğlum Alan'ı (2 yaşında) kucağıma alarak teröristleri izlemeye başladım. Kızım Alana (6) ağlayarak onu bırakmamam için yalvarıyordu. Arkama bakmamaya çalıştım. Ama dayanamadım. Spor salonunun kapısından çıkarken arkamı döndüm... Ve küçük kızımın bana el sallıyordu...."
İki oğlunu rehinelerin elinde bırakan bir Rus anne ise bu dramatik seçimin yüküne daha fazla dayanamadı. Teröristler, kızını götürmesine izin vermişti. Fakat iki oğlu okul binasının içinde kalmıştı. Bu yüzden dün sabah saatlerinde, "Eğer çocuklarım bu vahşet yüzünden ölecekse ben de onların yanında ölürüm" diyerek okula geri döndü. Rus annenin ve iki oğlunun operasyondan sonra hayatta kalıp kalamadıkları bilinmiyor.
Anne 'küçüğü' seçerek doğa kanununa uyuyor
* Doç. Dr. Arif Verimli (Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi Eski Başhekimi): Alana'nın annesi içgüdülerine ve doğa kanunlarına göre davranmış ve küçük yavrusunu yanına almış. Çünkü küçük her zaman korumaya daha muhtaç. Onun annesiz yaşayabileceği süre daha kısa... Bu yüzden anneler doğal bir refleksle bu durumda küçük çocuklarını kurtarmayı seçebilirler. Böyle bir olayda annenin ve geride bırakılan çocuğun profesyonel destek alması gerekir. Anne yaptığı zor seçimin suçluluk duygusunu ömrü boyunca çekecektir. Büyük olan, bırakılan çocuk ise için için annesine karşı bir öfke besleyebilir. Ama oradaki şartları değerlendirebilecek bir yaştaysa annesini anlayabilir ve bu travmayı atlatır.
Siz olsaydınız ne yapardınız?
Kesseler bırakmazdım
* Hanife Önal (50-Ev hanımı): Bir anne için inanılmaz bir durum. 25 ve 21 yaşlarında iki oğlum var. Ben olsaydım kesinlikle yavrularımdan birini bırakmazdım. Nasıl bırakırım? Bunun sonrası var. İnsan sürekli vicdan azabı çeker . Beni kesseler oradan çıkmazdım.
İkisiyle birlikte ölürdüm
* Keriman Allaç (40-Aşçı): İnsan evlatlarını ayırabilir mi? Benim 14 ve 11 yaşlarında iki çocuğum var. Böyle bir seçimle karşı karşıya kalsaydım, hiçbir şekilde birinden birini seçmez onlarla birlikte orada kalırdım. Gerekiyorsa iki evladımı bağrıma basıp ölürdüm.
Büyüğü alırdım çünkü...
* Örge Turhan (63-Emekli Doktor): 3 çocuk sahibiyim. Böyle bir durumda beni bir seçim yapmaya zorlasalardı, herhalde büyüğünü alırdım. Çünkü küçük bir şeyleri farkedecek kadar yaşamamış ve hiçbir şeyden anlamıyor. Oysa büyük öyle değil, o yaşa kadar yaşamış. Büyüğü seçmeyi tercih ederdim.
Ben de küçüğü seçerdim
* Emine Aydın (35-Ev hanımı): Allah kimsenin başına vermesin. 16 yaşında oğlum ve 10 yaşında bir kızım var. oradan bir evladını alıp çıkmış ya hiç çıkartmayıp; öldürseler ne yapacaktı? En azından birini kurtarırım düşüncesiyle küçük olanı yanına almış. En mantıklısını yapmış.
Küçüğünü alırdım
* Hacer Korkmaz (28-Ev hanımı): 9 yaşında oğlum, 1 yaşında kızım var. Böyle bir olayla karşılaşsam sanırım ben de küçük olanı yanıma alırdım. Bu sevgisizlik ya da evlat ayırmak değil. 9 yaşında olanın kurtulma şansı var ama küçük olanı orada bıraksa; kim bakacak o yavruya?
Küçüğü alırdım herhalde
* Havva İlçin (31-Ev hanımı): 9 ve 7 yaşında iki oğlum var. Eğer seçim yapmak zorunda kalsaydım küçüğünü seçerdim herhalde Ama eğer büyüğüne bir şey olsaydı ömrüm boyunca bunun vicdan azabını çekerdim ve kendimi asla affetmezdim.
Bu evlat ayırmak değil
* Zülfiye Tar (51-İşçi): 33 ve 25 yaşında iki oğlum var. Çok zor bir karar. Sadece birini kurtarmam gerekseydi; küçüğünü yanıma alırdım. Bu evlat ayırmak değil; daha çok ihtiyacı oları korumak.
Ben seçemezdim ne derdim bilmiyorum
* Neşe Erberk: Cevap vermem çok zor. Bunların yorumu olmaz. Bir anneye sorulabilecek en zor soru bu. Aynı olayla karşılaşsam ve üç kızımdan birini seçmek zorunda kalsam ne yaparım diye soruyorum ve nefes alamıyorum. Feci bir şey, kan ter içinde kalıyorum. Böyle bir olay sonrası psikolojik problemlerin olması kaçınılmaz. Ben seçemezdim, ama mecbur tutarlarsa da bilemiyorum. Cevap veremem.
Evlatlarım kurtulsun ben öleyim derdim
* Hülya Koçyiğit: Allah kimsenin başına vermesin. Böyle insanların eline düşmek, böyle bir olayı sadece düşünmek bile kabustan farksız. Bir anne nasıl böyle bir tercih yapabilir? İçi yanar. O kadının yerinde olsaydım önce evlatlarımı kurtarmayı denerdim tabii. İki çocuğumu dışarı yollayıp, kendim rehin kalırdım.
Ben de aynı şeyi yapardım herhalde
* Deniz Pulaş: Biz o kadının orada yaşadıklarını anlayamayız. Herhalde doğru olanı yapmış. Belki de içerideki kızının da kurtarılacağını umut etmiştir. Deprem felaketinde de benzer durumlarla karşılaştık. Ben olsam aynı şeyi yapardım herhalde. Hiç olmazsa birini kurtarır, diğeri için umutlarla çıkardım oradan.
Korkunç bir şey içim daralıyor
* Perihan Savaş: Eminim ki o anne bir çocuğunu alıp diğerini arkada o durumda bırakmak istememiştir. O durumda yapılacak başka bir şey yok çünkü. Bu korkunç bir şey. Düşününce bile içime sıkıntılar bastı.
Haber: Alper Uruş - Deniz Karakaş
Kaynak: Vatan Gazetesi