Hanefi Avcı'yı savunuyorum çünkü...

Hanefi Avcı'nın tutuklanmasına üzüldüm.

Yapılan yanlıştır!

Avcı'nın yanlışları var...

Ama tutuklanması, o yanlışların üstünü örtmüştür.

Kim ne derse desin...

Hangi kanıt ortaya çıkarılırsa çıkarılsın...

Hiç kimse...

Ama hiç kimse...

Bu tutuklamayı doğru bulmuyor, bulmayacaktır.

              ***

Hanefi Avcı'nın bir terör örgütüyle bağlantısı mı var?

Yok!

Külliyen yalan...

Külliyen iftira...

Her şey gün gibi ortada...

Ama eldeki kayıtlar...

Telefon dinlemeleri vesaire...

Avcı'nın bir bağlantı içinde olduğunu ortaya koyuyor!

Muş...

              ***

Bir dakika...

Bu terör örgütü yeni mi peydahlandı?

Hayır!

Varlığından devletimiz, polisimiz yeni mi haberdar oldu?

Hayır!

Peki...

Hanefi Avcı'nın bu örgütle bağlantısı üç günde mi tespit edildi?

Hayır!

Madem, her sorulan sorunun karşılığı "hayır" çıkıyor...

Niye?

Bir kitap ortaya çıktıktan sonra tutuklama süreci başladı?

Niçin, şimdiye kadar bilinen Avcı'nın her bir şeyi ortaya serpiliverdi?

                   ***

Avcı'ya kızalım...

En çok da ben kızdım..

Bana, kardeşime, aileme iftira attı çünkü.

Cemaatle ilgisi olmayan Sonsayfa.com'u cemaate kurdurdu çünkü.

O iftiradan sonra...

Ben şahsen...

Yazdığı kitabın içinde bin tane yalan olduğunu düşündüm...

Ve başından sonuna kadar okuduğum kitabı, fırlatıp attım.

İçinde yalanlar vardı çünkü...

Bu konudaki görüşlerimi de...

Kırmadan, dökmeden, yaralamadan, aşağılamadan, hakaret etmeden 4 ayrı yazıyla yazdım.

Şimdi de Avcı'nın tutuklanmasını yazıyorum.

Avcı'nın yalanları dağ olsa da...

Onun bir terör örgütüyle ilişkili olduğunu ortaya koymaz.

Ben kardeşime ait sitenin Cemaatle ilgisinin olmadığını nasıl savunuyorsam, hayatımda görmediğim, sadece uzaktan tanıdığım Hanefi Avcı'nın da sözü edilen terör örgütüyle bağlantılı olabileceğine toplu iğnenin ucu kadar ihtimal vermiyorum.

Bu yanlışı her kim yapmışsa...

Tez elden yanlışından dönmeli...

Ve Avcı yalanlarıyla başbaşa bırakılmalı.