Hürriyet gazetesi yazarı Hande Fırat, geçen günlerde “Yerli otoyu gördük” ifadesiyle paylaştığı mesajda yerli otoya dair önemli bir detay verilmemesine yönelik eleştirilere "Fotoğrafları gördük ama yayınlayamıyoruz çünkü ticari sır" diye yanıt verdi.
Abone olSanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, geçen günlerde Hürriyet’in Ankara bürosuna konuk oldu. Demirören Grubu’na ait yayınlarda görev yapan gazetecilerin olduğu toplantının ardından Hürriyet gazetesinde Eray Görgülü imzalı bir haber çıktı.
Hande Fırat da Görgülü’nün bu haberini “Yerli otoyu gördük” ifadesiyle sosyal medya hesabından paylaştı.
Yerli otoyu gördük https://t.co/e3IHkXCtXe pic.twitter.com/SrG4BCX0AM
— Hande Fırat (@handefrt) September 14, 2019
Dalga geçenlere mizahlı yanıt
Yerli otoyla ilgili detayların paylaşılmaması üzerine başta Fatih Altaylı olmak üzere pek çok isim dalgaya aldı. Eleştirilere bugünkü köşe yazısında cevap veren Fırat, yazısında sosyal medyada kendisi hakkında dönen ‘mavra’ya katılmak istediğini söylerken “4 kapısı var. 4 lastiği var. Direksiyonu var. SUV model. Oldu mu?” ifadesini kullandı.
Arabanın özelliklerini konsorsiyum tanıtacak
Prototipin fotoğraflarını gördüklerini ancak ticari sır olduğu için yayınlamadıklarını belirten Fırat, arabanın lansmanını ve özelliklerini konsorsiyumun yapacağını yazdı.
Aralık ayında prototip sunuluyor
Fırat ayrıca Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank'ın Otomobil Girişim Grubu’nun aralık ayında yürüyen prototipi Türkiye’ye sunmak istediğini kendilerine söylediğini aktardı.
Fatih Altaylı ne demişti?
Yerli otomobil ile ilgili olarak sık sık köşe yazıları kaleme alan Habertürk yazarı Fatih Altaylı, dün Hande Fırat'a eleştiriler yöneltmişti: Gördüyseniz bize de gösterin. Ortada bir fotoğraf falan yok. Hadi onu çektirmediler. Bari anlatın. Neye benzediğini, nasıl bir şey olduğunu. Gazetenin grafik servisinde bir çizim yaptırın hiç değilse. Gerek yok. Onlar gördü ya yeter. Artık rahat edebiliriz. Son derece güvenilir, tarafsız bu arkadaşlar ‘Güzel bir otomobil geliyor’ dediyse inanabiliriz. Bozacının şehadetine inandığımız gibi... Böyle bir gazeteciliğe de ancak gülebiliriz. Kahkahalarla...