Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener, Bakanlar Kurulu'nda tartışılan sırrı Nur Batur'a anlattı
Abone ol Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener, Başbakan Erdoğanın, HAMAS Lideri Meşalin Türkiye ziyaretini 13 Şubatta Bakanlar Kuruluna getirdiğini söyledi. Ziyaretin gizli kalması tartışıldı. Her şeyin açık ve şeffaf olması kararlaştırıldı. Bakanlar, 3 gün bu sırrı sakladılar.Haber: Nur Batur
Kaynak: www.hurriyetim.com.tr
HAMAS Lideri Halid Meşalin büyük gürültü kopartan Ankara ziyaretinin üstündeki sis perdesi aralandıkça ilginç ayrıntılar yakalıyorum. Birkaçını aktarayım.
Başbakan Erdoğan, Meşalin gelmek istediğini Bakanlar Kuruluna ne zaman getirdi? Kabinenin Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şenere sordum. Şener "13 Şubat Pazartesi günü getirdi" dedi. Yani, olayın bomba gibi patlamasından 3 gün önce.
Önce Erdoğan, "HAMAS Lideri gelmek istiyor ne dersiniz?" diye soruyor. Sonra Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, HAMASın sandıktan çıkışıyla yaşanan krizi anlatıyor. Gülün tahlilin ise bir başka kaynaktan dinledim: "İki tarafın da hatası var. Seçim yapıldı. Eğer HAMAS bir terör örgütüyse seçime sokulmamalıydı. Ya da seçim ertelenmeliydi. Şimdi Filistin halkını demokratik olarak HAMAS temsil ediyor. O zaman tanım gerekiyor. Terör örgütü mü, yoksa Filistin halkını mı temsil ediyor? HAMAS da çelişki içinde. Madem iktidar olmak istiyordu. İktidarı yakaladı. Madem direniş örgütü olarak kalacaktı, o zaman neden seçime girdi? Girmeseydi. Eğer iktidar olduysa kendisini değiştirmelidir. Bu mesajı HAMASa vermeliyiz. Aksi takdirde kriz kontrolden çıkacak."
GİZLİ Mİ GÖRÜŞELİM?
Bakanlar Kurulunda tartışılan birkaç soruyu daha aktarayım. "Filistinde gerginlik olursa bu Türkiyenin ekonomik performansına yansımaz mı? Siyasi ve ekonomik istikrar sağlamış olan Türkiye Ortadoğudaki gerginliğin faturasını neden ödesin? Geç kalmadan tansiyonu düşürmeye çalışmak yanlış mı olur?"
İşte bütün bunlar da tartışıldı. Tartışılan bir başka soru daha: "Gizli mi, açık mı görüşelim?"
Görüş, açık ve şeffaf diplomasiydi. "Bir kere gizlersek yanlış anlaşılır. Açık görüşülsün gizli, saklı bir şey yapmadığımız ortaya çıksın" dendi.
MİTE BİLGİ
Peki HAMASın gelişini MİT ve Genelkurmay da biliyor muydu? Bu sorunun yanıtını Abdüllatif Şenerden aldım. Şener, "Türkiye bir aşiret devleti değil" diye söze başladı ve "Devletin bütün kurumlarıyla gerekli iletişimin sağlanması normaldir. Bu bağlamda elbetteki Bakanlar Kurulunda da konuşulması olağandır" diye ekledi. Yani 3 gün boyunca bütün bakanlar ağızlarını çok sıkı tuttular.
KIRMIZI BÜLTENLİ
Bir önemli ayrıntı daha vereyim. Meşal Interpol tarafından Kırmızı Bültenle aranıyor. Bu bilgiyi önce bir İsrailli diplomattan duydum. Sonra da üst düzeydeki bir Türk yetkiliyle konuştum. O da doğruladı. Neden mi?
İsrail, "Meşali eylem talimatlarını veren lider" diye Interpole bildirdi ve en büyük eylem olarak da 28 Mart 2002de Netanya şehrindeki Park Otele düzenlenen intihar saldırısını gösterdi. HAMASın üslendiği ve 140 kişinin yaralanıp 21 kişinin öldüğü korkunç saldırı. Meşal Ankaradayken, İsrail derhal yakalanması için Dışişlerine ya da Türk Interpolüne girişimde bulundu mu? Bulunmadı. Neden mi?
EYLEMLER SÜRERSE
İsrailli diplomat, "Şu anda aranıyor olabilir. İsraili tanımayı ve silahı bırakmayı kabul ederse durum değişir" dedi. Özellikle de Ortadoğuda her şey o kadar hassas dengeler üzerine oturuyor ki, barış için uzlaşma kapısını herkes açık tutuyor. Eğer Filistin halkının desteğiyle seçim sandığından çıkan HAMAS eylemlerini sürdürürse her şey değişebilir. Meşal yeniden Ankaraya gelirse bu kez tutuklanabilir. Kimbilir?