CHP'liHaluk Koç, müzakere süreciyle, Türkiye’nin sadece ucu açık değil, her tarafı açık, tam üyelikle sonuçlanmayacak bir sürecin içine sokulduğunu öne sürdü.
Abone olKoç, TBMM Genel Kurulu’nda görüşülen "İnsan Hakları ve Temel Özgürlükleri Koruma Sözleşmesine Ek Ölüm Cezasının Her Koşulda Kaldırılmasına Dair 13 No’lu Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna İlişkin Kanun Tasarısı" konusunda grubu adına yaptığı konuşmada, idam cezasının kaldırılmasının, parlamentonun insan haklarıyla ilgili en önemli başarısı olduğunu söyledi. Türkiye’nin gecikmeli de olsa ölüm cezasını Türk Ceza Kanunu’ndan çıkarmasının çok olumlu bir gelişme olduğunu kaydeden Koç, "Ancak başta ABD ve Japonya olmak üzere bazı ülkelerde ölüm cezaları halen uygulanmaktadır. Bu tür uygulamalar, insan hakları ve demokrasi adına büyük eksikliktir" dedi. CHP Grup Başkanvekili Koç, bu tür ülkelerin Türkiye’yi bu konuda örnek almaları gerektiğini kaydederek, insan haklarının, demokrasinin en önemli unsurlarından biri olduğunu vurguladı. "BASIN ÖZGÜR DEĞİLSE, DEMOKRASİDEN SÖZ EDİLEMEZ" TBMM’de AB konusundaki toplantıda, muhalefet olarak görüşlerini açıklamalarına karşın, bu sözlerinin özellikle bazı basın yayın organlarında tek satır bile yer almadığını öne süren Koç, şunları söyledi: "Son zamanlarda siyasi iktidarın basın üzerindeki baskısı artmaktadır. Biz eşitlik istiyoruz. Basın özgürlüğünün özgürce kullanılmasını istiyoruz. Türkiye’de yaşanan çarpık basın profilini kınamak istiyorum. Birçok gazeteci, hükümetle arasının bozulmasını istemeyen gazete sahiplerince işsiz bırakılmıştır." "UCU DEĞİL, HER TARAFI AÇIK" Türkiye ile AB arasındaki müzakerelere de değinen Haluk Koç, Türkiye’nin sadece ucu açık değil, her tarafı açık, tam üyelikle sonuçlanmayacak bir sürecin içine sokulduğunu savundu. Bu süreçle AB’de insanların serbestçe dolaşamayacağına, tarımla ilgili fonlardan, Türkiye’nin bazı açılardan kalıcı olarak yararlanamayacağını savunan Koç, "KKTC elimizden çıkacak, Lozan ve Zürih anlaşmaları bu konuda dayanak olmaktan çıkarılacak" diye konuştu. Avrupa Parlamentosu’nun bazı kararlarının bağlayıcı olmamakla birlikte, ileride Türkiye’nin önüne hukuki bir zorunluluk olarak çıkarılacağını ileri süren Koç, şöyle devam etti: "Kürt-Alevi, azınlık olarak değerlendirilecek, Fırat ve Dicle’nin uluslararası denetime açılması kabul ettirilecek, Rum Kesimi’nin NATO’ya girmesi için Türkiye’nin vetosu engellenecek." AB’ye "evet" dediklerini, ancak diğer ülkelerle eşit statüden yana olduklarını ifade eden Koç, müzakere sürecinde ek siyasi koşullar dayatılmasına karşı olduklarını sözlerine ekledi.