BIST 9.420
DOLAR 34,39
EURO 36,28
ALTIN 2.840,51
HABER /  POLİTİKA  /  AK PARTİ

Halkın yüzde 70'i bizi destekliyor

Bekir Bozdağ, getirmeyi düşündükleri başkanlık sisteminin üniter yapıya uygun olacağını, MHP ve CHP'Yİ sürecin dışında tutmak istemediklerini söyledi.

Abone ol

Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, ''Başkanlık sistemi; siyasi istikrarı temin, güçlü istikrarı tesis, etkin bir yasama ve denetim, bağımsız bir yasamayı tesis için şart olan bir sistemdir'' dedi.

Bozdağ, Kanal 24 televizyonunun canlı yayınında gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Başkanlık sistemi konusunda kamuoyu üzerinden farklı mesajlar verilmeye çalışıldığını belirten Bozdağ, çözüm sürecine ilişkin halk desteğini kaldırmaya yönelik yaklaşımlar sergilendiğini ifade etti.

AK PARTİ'NİN BAŞKANLIK SİSTEMİ ÜNİTER YAPIYA UYGUN 

Başkanlık sistemiyle federal sistem getirileceği gibi şeyler söylendiğini hatırlatan Bozdağ, ''AK Parti'nin ortaya koyduğu başkanlık sisteminin üniter yapıyı koruyan bir sistem olduğu çok açık'' ifadesini kullandı.

HALKIN YÜZDE 60- 70 CİVARI BİZİ DESTEKLİYOR 

Halkın kendilerini desteklediğini vurgulayan Bozdağ, ''Kamuoyu desteği hiç olmadığı kadar üst düzeyde'' diye konuştu. Ülkenin tamamında milletin ortaya koyduğu desteğin görülebildiğini dile getiren Bozdağ, Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi'ni ortaya koymalarının ardından iki seçim geçirildiğini ve il bazında yüzde 60-70'ler civarında evet oyu alındığını anımsattı.

Bozdağ, bugün yapılan anketlerde de bunun görüldüğünü ve vatandaşların sorunların çözümünü sonuna kadar desteklediğini vurguladı.


BAŞKANLIK SİSTEMİ SİYASİ İSTİKRARI TEMİN EDER 

Bozdağ, ''Başkanlık sistemi; siyasi istikrarı temin, güçlü istikrarı tesis, etkin bir yasama ve denetim, bağımsız bir yasamayı tesis için şart olan bir sistemdir. Halkın bu konudaki desteği her geçen gün artıyor, şu anda yüzde 35'lerin üzerinde bu sisteme destek var. Kararsızlık daha yüksek, bu konuda bilgi eksikliğinin olduğu çok açık, tartışmaların bunu gidereceği çok açık olarak gözüküyor'' şeklinde konuştu.

TÜRKİYE'DE YASAMA YÜRÜTME AYRIDIR LAFI "KOCAMAN BİR YALAN"

''Şimdi herkes söylüyor; 'Türkiye'de yasama, yürütme ayrıdır'. Kağıt üzerinde ayrı ama fiilen bu kocaman bir yalandır. Çünkü yasama, yürütmenin her daim emrindedir. Şu anda öyle, dün de öyleydi, bu sistem devam ettiği sürece öyle olacak.

Komisyonlarda çoğunluk esası vardır. Genel kurulda kanunların kabulünde çoğunluk esastır. Hiç bunu eğip bükmeye gerek yok. Hükümetin istemediği bir konunun TBMM'de yasalaşması mümkün değil. Çünkü parlamentonun çoğunluğu hükümetten yana olursa ancak hükümet kurulabiliyor. O zaman nasıl denetim yapacaksınız? Kimse kimseyi kandırmasın. Etkin bir denetim mümkün değil. Denetim ancak bizim parlamenter sistem uygulamasında, iktidar grubu içerisinde mühendislik yapılıp çalışma yapılabilirse o zaman iktidarın aleyhine sonuçlar çıkıyor.

ŞU ANDA AK PARTİ ÇOK GÜÇLÜ DURUMDA

Onun için etkin bir denetim, güçlü bir yasama, yürütmeye karşı tam bağımsız bir yapı olsun diye bu sistemin gelmesini istiyoruz. Şu anda AK Parti çok güçlü bir noktada. Yasama, yürütme her açıdan güçlü. Biz bunu Türkiye için istiyoruz.''

CHP VE MHP'Yİ SÜRECİN DIŞINDA TUTMAK İSTEMİYORUZ 

CHP ve MHP'nin halkın talebine rağmen destek vermediğini ifade eden Bozdağ, sürecin dışında tutmak istemedikleri iki partinin yardımcı olmadığını ifade etti.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin görüşme talebine üç defa ''hayır'' dediğini, Deniz Baykal genel başkanlığındaki CHP'nin de aynı tavrı sürdürdüğünü anlatan Bozdağ, Kemal Kılıçdaroğlu'nun ise 1 yılı aşkın süredir birlikte çalışma konusunda bir yaklaşım sergilemediğini bildirdi.

TUTANAKLARIN YAYINLANMASI SABOTAJ

Başbakan Yardımcısı Bozdağ, İmralı görüşmelerinin medyaya yansımasını ''sabotaj''olarak niteledi.

Görüşme sırasında tutulan notlara haberin başlığındaki gibi ''zabıt'' denilmeyeceğini vurgulayan Bozdağ, zabtın iki tarafın da üzerinde anlaştığı resmi yazı olduğunun altını çizdi.

Görüşmelerin medyaya yansımasını, ''Bunu çok açık şekilde sabotaj olarak görüyorum'' diyen Bozdağ, görüşmelerin Öcalan ile BDP milletvekilleri arasında gerçekleştirildiğini ancak Öcalan ile MİT arasında yapılmış gibi bir algı yaratılmaya çalışıldığını da vurguladı.

ÇÖZÜM SÜRECİNDEN RAHATSIZ OLAN ÇOK KİŞİ VAR 

''Türkiye ve dünyada, çözüm sürecinden rahatsız olan çok fazla kişi ve yapı var'' görüşünü dile getiren Bozdağ, PKK'nın petrol, kaçakçılık, organ ticareti, uyuşturucu ve silah kaçakçılığı yapan çıkar amaçlı bir ekonomik örgüt olmasının yanı sıra siyaseten bundan beslenen yapılar olduğunu kaydetti. Bozdağ, silahların olmadığı bir ortamda yapılacak seçimlerden farklı sonuçların çıkacağına dikkati çekti.

Bozdağ, milletin desteğinden özellikle CHP ve MHP'ye oy veren vatandaşların kendi genel başkanlarına rağmen sürece destek verdiğini bildirdi.

TOPLUM GENEL AF İSTEMİYOR

Genel af konusunun birileri tarafından sürekli gündeme getirildiğini belirten Bozdağ, ''Toplum bu konuda rahatsız. Genel af istemiyor insanlar. Af diye bir şey hükümetimizin gündeminde yoktur'' dedi.

Öcalan'ın önce ev hapsine sonra oradan özgür olacağına yönelik açıklamalar yapıldığını hatırlatan Bozdağ, amacın çözüm sürecini akamete uğratma olduğunu bildirdi.

Bozdağ, Habur sürecine gönüllü destek veren birçok kişinin daha sonra süreci sorguladığını, bazılarının desteğini azaltmasına bazılarının da geri çekmesine neden olduğunu vurgulayarak, sürecin BDP tarafından abartıldığını, başka yaklaşımlar sergilendiğini ve o sürece ilişkin halk desteğinin da azaltıldığını dile getirdi.

4. YARGI PAKETİ

Bekir Bozdağ, 4. Yargı Paketi konusunda ''beklentilerin karşılanmadığı'' yönündeki iddiaların, kendi beklentileri karşılanmayan kesimler tarafından dile getirildiğini bildirdi.

Paketin içeriğinin Adalet Bakanı Sadullah Ergin tarafından açıklandığını, paket TBMM'ye gelmeden içeriğin medyada yer aldığını anımsatan Bozdağ, kamuoyunu yanıltmadıklarını, söylemedikleri hiçbir şeyin pakette yer almadığını bildirdi.

Özellikle BDP ve CHP'nin kendi beklentileri karşılanmayınca hayal kırıklığı yaşadıklarını anlattı.

TUTUKLU YARGILAMA KONUSU SADECE SİLİVRİ'YE İNDİRGENMEMELİ 

Bozdağ, tutukluluk konusunda ise serbest yargılamanın esas, tutuklu yargılamaların istisnai olduğunu söyledi. İktidarları döneminde ilk defa adli kontrol sistemi getirildiğini anlatan Bozdağ, Türkiye'nin dört bir tarafında olan kişileri ilgilendiren ''tutuklu yargılama'' konusunun sadece Silivri'ye indirgenmesinin doğru olmadığını vurguladı.