Gazete bayilerinde Tercaüman karmaşası olmayacak. Okurlar artık 'tek' Tercüman okuyacak. Bu gelişmeyi Tercüman'ın tepe ismi Aydın Candabakoğlu yazdı.
Abone olTercüman gazeteleri teke iniyor. Halka ve Olaylara Tercüman Gazetesi artık okurların 'tek' Tercüman'ı olacak. Turgay Ciner'in Dünden Bugüne Tercaman'ın ismini değiştirmesine teşekkür eden Genel Yayın Yönetmeni Aydın Candabakoğlu gazetenin misyonunu yazısıyla bir kez daha okurlarıyla paylaştı.
Yazı: Aydın Candabakoğlu
Kaynak:
-TERCÜMAN, birbuçuk asırlık bir markadır. Türk toprakları üzerinde yayınlanan ilk özel gazete olan Tercüman-ı Ahval’in ilk sayısının çıktığı 21 Ekim 1860’ın üzerinden 145 yıl geçmiş. Ama o gün bugündür hep halkın yanında, halkın sesi ve gerçek anlamda tercümanı olmuş, olmaya da devam ediyor.
Tercüman-ı Ahval’in ilk sayısında, Başyazar Şinasi, şöyle yazıyor:
“Halkın görevleri olduğu kadar, hakları da var.”
Toplumu, insanı, kısacası bireyi temel alan ve haklarını öne çıkaran bir yaklaşım.
Kime karşı?..
Yönetenlere!.
Ne için?
Şinasi açıklıyor:
“Ülke yararına!”
Tercüman misyonu işte bu anlayışladır ki, hep diri ve hep gündemde.
TERCÜMAN okuru, ne yazık ki son üç yıldır anlamsız rekabetin ortaya çıkardığı bir garabetin mağduru durumundaydı.
Vefakâr okuyucu, dünya basın tarihinde belki de ilk kez, gazetesini bayiden isterken “Hangi Tercüman?” sorusuna muhatap oluyor, zaman zaman da eline farklı bir gazete tutuşturuluyordu.
Avrupa Birliği’ne tam üyelik sürecindeki Türkiye’de bu garabeti sona erdirme görevi hiç şüphesiz öncelikle adaletindi. Ama Türkiye’de yargının hızının, bu kez de sağduyuya yetişemediği görülüyor. Bizimle aynı adı taşıyan gazeteyi satın alarak büyük ortak olan Merkez Yayıncılık’ın patronu Turgay Ciner’in “doğru” ve “sağlıklı” kararıyla önümüzdeki günlerde bu karmaşaya son verileceği haberini sizlerle paylaşmak istiyorum.
Artık gazete bayilerinde “tek” Tercüman olacak.
Böylece “Halkın bir Tercüman’ı var” sloganımız fiilen de gerçekleşiyor.
Bir hakkın teslimi herkesi mutlu eder. Sizler gibi, biz bu gazete çalışanları da, bu isim garabetinin sona ermesinden son derece mutluyuz.
Daha ilk günden sonucun böyle olacağına inancımız tamdı. Çünkü “gerçek” buydu, elinizde tuttuğunuz Tercüman, gerçeğin kendisiydi.
Yanlışa son verenlere teşekkür ediyoruz.
Herkesin yolunu Allah açık etsin diyoruz.
HALKIN Tercüman’ı olmaya devam edeceğiz.
Bundan kimsenin en küçük bir şüphesi olmasın.
Türkiye Cumhuriyeti’ne vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkesin yanında ve sesi olmayı sürdüreceğiz. Vatanın bütünlüğü ve milletin birliği vazgeçilmezlerimiz, birey hakları, çağdaş toplum, milli ve manevi değerlere saygı değişmez ilkelerimiz olmaya devam edecektir.
Milliyetçi ama ırkçı değiliz.
Muhafazakâr ama bağnaz değiliz.
Vatanseveriz, Atatürkçü’yüz, insanın en yüce değer olduğunun bilincinde, insan haklarının savunucusuyuz.
Demokratız. “Hakimiyet, kayıtsız şartsız milletindir” düsturunun verdiği güçle, halkımızın demokrasiye olan inancını yaşatma ve hakim kılma yolunda gitmeye kararlıyız.
Devletin, vatandaşın hizmetkârı olması gerektiğine inanıyoruz. Ancak devleti ve anayasal düzeni yıkmaya yönelik girişimlerin her zaman karşısında olduk ve olmaya devam edeceğiz.
DİKKATİNİZDEN kaçmadığı muhakkak... Bugüne kadar çok sınırlı ve mütevazı imkânlarla karşınızda olduk.
Çünkü verdiğimiz mücadele, öncelikle “yaşama” mücadelesiydi.
Bir başka ifade ile başkaları sürahileri kafalarına boca ederken, biz kuruyan dudaklarımızı ıslatmakla yetindik ve bugünlere geldik.
Bu yaşama arzusunu veren sizlerdiniz. Siz Tercüman okurları olmasaydı, itiraf etmeliyim ki, bütün “inatçı” yapıma rağmen, ben bile pek çok kez “pes etme” sınırına dayandım. Ama sizlerden gelen mektuplar, elektronik postalar, telefonlar; beni ve çalışma arkadaşlarımı “direnmeye” zorladı. Bize hep Tercüman’ın sahip olduğu misyonu hatırlattınız, Türkiye’nin içinde bulunduğu şu kritik dönemde bizlere önemli görevler düştüğünü anlattınız. Moral verdiniz, uyanık kalmamızı sağladınız. Yani, bizleri yaşatan öncelikle sizlersiniz.
Bu bakımdan sizlere ne kadar teşekkür etsek azdır.
Bugün Tercüman Kültür’le birlikte verdiğimiz, ayyıldızlı al bayrağımız bile sizin armağanınız.
Bağımsızlığımızı kazandıran Büyük Zafer’in bayramını yaptığımız bugün, siz değerli okurlarımızın hediyesi Türk Bayrağı ile karşınızdayız. Dayanıklı ve kaliteli kumaştan Türk Bayrağı vermemizi siz istediniz ve mali yükünü de sizlerden dostlar üstlendi.
Bugün ayrıca Tercüman’la birlikte ücretsiz verdiğimiz 20 sayfalık Tercüman Bayrak Gazetesi’ni, eminim yıllarca kütüphanenizde tutacak ve çocuklarınız Büyük Zafer’in nasıl ve hangi şartlarda kazanıldığını, Sırrı Yüksel Cebeci’nin akıcı kaleminden öğrenme fırsatı bulacaklar.
ÇOK yakında, piyasada halkın bir Tercüman’ı kalacak. Sizin eseriniz olan, sizin sarıldığınız, sizin yaşattığınız Tercüman...
Ve artık gün, “ayağa kalkma” günüdür.
Arzuladığınız, istediğiniz, daha güçlü ve daha zengin kadrosuyla Tercüman...
Tercüman’ın logosunun hemen altındaki müthiş vecize ile inancımızı pekiştiriyoruz:
“Dünya her sabah yeniden kurulur, her sabah taze bir başlangıçtır.”
Zafer Bayramımız kutlu olsun.
Nokta: Zafer, “Zafer benimdir” diyebilenindir.