BIST 10.086
DOLAR 35,34
EURO 36,73
ALTIN 2.994,05

Halkımız Uğur Dündar'ı seviyor!

Habertürk yazarı Özay Şendir haklı bence; tartışmanın tek galibi var o da Uğur Dündar. Gerisi laf!

Kusursuz bir maç yönetti bana göre...

Üslup konusunda önceden tarafları uyardı...

Yanlış yapanın gözünün yaşına bakmayacağını söyledi...

Ve ilk düdüğü çaldı!

Maç boyunca her şey Uğur Dündar'ın istediği gibi gitti. Bir ara Mir Dengir Fırat "mün.." diyecek gibi oldu, Uğur Abi'den anında müdahale...
Kılıçdaroğlu da öyle... Topu saha dışında sektirir gibi olunca uyarı gecikmedi:

-Lütfen sahaya...

Ben size bir şey söyleyeyim mi; Yılmaz Özdil'in "bidon kafa" diyerek aşağıladığı halkımız Uğur Abi'yi seviyor. Reyting sonuçlarından da bu açık bir şekilde anlaşılıyor. Dikkat ederseniz Uğur Abi, totalde rakiplerinin çok çok önünde... Eh, halkın sevdiği, halkın güvendiği bir gazeteciye siyasetçi güven mez mi?

Uğur Abi, bu halka bulgur, nohut ve kömür dağıtmış olabilir mi acaba?!

Gelelim maçın oyuncularına... Mir Mehmet Dengir Fırat ve Kemal Kılıçdaroğlu'na... Bu konuda da Sabah'tan Emre Aköz haklı çıktı; her iki politikacı da konuştu konuştu konuştu. Sonuçta hiç kimse yenik ayrılmadı sahadan. Her ikisi de "galip" geldi kendine göre.. Trübündeki taraftarlar da takımını destekledi 1 saat 35 dakika boyunca...

"Sen onu bunu bırak da, kendi görüşünü söyle" dediğinizi duyar gibiyim. Şöyle söyleyeyim; hayali irhacaat konusunda Fırat'ı sıkıntılı buldum. Ama uyuşturucu kaçakçılığı konusunda kendinden emin olan Fırat, rakibini sıkıntıya soktu.

Bir de şunu söyleyebilirim, bu tür tartışmalar hep olsa keşke. Kılıçdaroğlu gibi 5-10 politikacı daha olsa keşke... Ne olur biliyor musunuz o zaman; kazanan Taraf hep Türkiye olacak!

Kazım Kanat ve Ferdi Yücedağ
İki kayıp daha... Kazım Kanat ve Ferdi Yücedağ... Meydan'daydık, hem Yücedağ hem de Kanat'la aynı çatı altındaydık 1991 yılında.. Kazım Abi bildiğiniz gibi, şen şakrak bir insandı.

Ferdi Yücedağ'la daha çok mesaimiz oldu. Nahçıvan'a savaşa gidip gelmiştim. Yazı dizisi hazırlamıştım, sayfamı Ferdi Bey yapıyordu. Magazuinciydi evet, ama önününe konulan her işi en güzel şekilde yapan adam gibi bir gazeteciydi.

Koptuk sonra, görüşemez olduk! İki ay kadar önce Behiç Kılıç aradı, Ferdi Yücedağ'ın sıkıntılı olduğunu anlattı:

-İşi yok, paraya ihtiyacı da yok. Yazmak istiyor.

Telefonunu aldım, aradım İnternethaber'de yazmasını istedim. Dünyaları verdim kendisine sanki. Nasıl mutlu oldu, nasıl teşekkür ediyor. Yaz tatilindeydi, dönüşünde yazmaya başlayacaktı. O tatili hiç bitmedi Allah rahmet eylesin.

Hürriyet muhabiri Fatma Aksu aradı dün; endişeliydi:

-Ferdi Bey, çok sayıda çocuk okutuyordu onlar ne olacak?

Bu yönünü bilmiyordum doğrusu.

Hiçbir rahatsızlığı yoktu Ferdi Bey'in; gece sinirleniyor, üst kattaki gürültüyle birlikte yukarıya çıkıyor ve dönemiyor. Kalp krizi mi, yoksa farklı bir şey mi bugün belli olacak!

Bir yıl önce Şakir Süter'i kaybettik. Kemal Çapraz'ı trafiğe verdik geçenlerde. Kazım Abi klima kurbanı. Ferdi Bey ise öfkesinin... Allah gani gani rahmet eylesin.

Yalçın Doğan geri zekalı mı?!
Değil! Usta bir gazetecidir Yalçın Doğan! Aklından, zekasından en ufak bir şüphem yok...

Peki nedir bu başlık?

Yalçın Doğan'ın 20 Eylül 2008 tarihli, "Eleştiri böyle olur, dudak uçuklatır" yazısından esinlendim... Avusturya'da bir gazeteci, bir parti başkanına "geri zekalı" demiş, önce mahkum olmuş, sonra da AİHM'de aklanmış.
Yalçın Doğan, "geri zekalı" gazetecinin yaptığını eleştiri olarak gözümüze gözümüze sokuyor!

Ne yani, şimdi biri Yalçın Doğan'a "geri zekalı" dese, yazısını eleştirse bu eleştiri mi olacak?