Halkbank neden hedef seçildi?

İstanbul'da başlatılan operasyonda Halkbank'ın da hedef alınması, operasyonun kodları hakkında ipuçları mı veriyor?

Üç ayrı soruşturmanın aynı güne getirilmesi tesadüf mü? Halkbank'ın neden hedef seçildi? ABD'nin İran'a yönelk ambargo kararını dinlemeyen Halkbank, uzun bir süredir Yahudi lobisi ve Beyaz Saray'ın hedefindeydi.

HALKBANK'A EL ATIN

İsrail lobisi AIPAC, BD Dışişleri Bakanı Jhon Kerry ve Hazine Bakanı Jack Lew’a mektup göndererek, “Sizden Halkbank’ın İran’a altın transfer edilmesindeki işlemleri ele almanızı istiyoruz” diye çağrıda bulunmuşlardı.

Star si yazarı Cemil Ertem, operasyonda neden Halkbank'ın seçildiğinin arka planını yazdı. Reuters'in iki yıl önce Türkiye'nin Halk Bankası'nı kullanarak İran ambargosunu deldiğini haber yaptığını hatırlatan yazar, bu yılın başında ABD yönetimi Türkiye'nin Halkbank aracılığıyla yaptığı bu operasyonun da önüne geçecek yeni kurallar getirdiğine dikkat çekti. Yazara kulak veriyoruz:

"Ancak Türkiye, ithal ettiği doğalgaz bedellerini İran'ın Halkbank'taki hesaplarına lira olarak yatırmaya devam etti. İran, bu paralarla Türkiye'den altın alıyor ve Dubai üzerinden bu sermayeyi millileştiriyordu. Ancak iddia şöyleydi; Halk Bankası'ndaki İran hesaplarına örneğin Hindistan gibi ülkelerin İran'dan ithal ettiği enerji bedelleri de yatıyor ve bunlar da, aynı şekilde, İran tarafından millileştiriliyor. Bu mekanizmayı Reuters, uzun süredir belli aralıklarla Halk Bankası'nın da adını vererek- haber yapıyordu... Tabii ki bu mekanizmanın bir yanında İranlı işadamları var. İran'ın bu altınları almasına aracılık eden... Kimden bahsettiğimi, hangi işadamından bahsettiğimi anladınız sanırım... "

Gezi olaylarında Erdoğan'ın faiz lobisi diye suçladığı kesimin finans oligarşisi içinde yer aldığını belirten yazar, yazısına şöyle devam etti:

(...)Türkiye'de küresel neocon yapısına bağlı olarak çalıştığını ve Başbakan Erdoğan'ı önlerinde çok büyük bir engel olarak gördüklerini yazdık. İşte o kesimin sözcüsü üst düzey bir bankacı, Reuters bu haberleri yaparken -Gezi'den önce- hem de Reuters'e, şunlan söylüyordu: "Halkbank artık sadece Türkiye'nin İran'dan aldığı petrol ve doğalgazın ödemelerini kabul edebilir ve İran bunun karşılığında yalnızca gıda, ilaç ve endüstriyel ürünler alabilir. Yeni yaptırımlar sonrası enerji ödemeleri karşılığı altın ticareti çok zor. İranlılar ne aldıklarını belgelemeden parayı bankadan çekemezler... Altın ihracatı kesinlikle azalacak." 

Operasyonda Zafer Çağlayan'ın neden hedef seçildiğini de yazan Cemil Ertem, ilgenç ayrıntılar aktardı:

ZAFER ÇAĞLAYAN RİSKİ GÖZE ALDI

"Şimdi bu 'üst düzey bankacı bunları söylerken, tam o sırada, dünkü operasyonda oğlunun adı geçen Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan ne diyordu? Evet, Zafer Çağlayan da şunu söylüyordu; 'geçen yıl rekor seviyelere ulaşan altın ihracatı, talebin hangi ülkeden geldiğine bakılmaksızın devam edecek.' Ancak 6 Şubat 2013'te gelen yaptırımlar Türkiye'nin İran'a transit ticaretini de engelliyordu. Bu durumda Türkiye çok önemli bir pazar ve ekonomik potansiyel kaybedecekti. İrak'la devam eden sorunlar ve Avrupa krizi Türkiye'nin ihracatını zorluyordu... İhracattan sorumlu Bakan olarak Zafer Çağlayan, bu durumu Başbakan'a anlattı ve onayı ile riski göze aldı.

Yani Türkiye, İran'ın ekonomik potansiyelini, İsrail ve ABD'li neocon çetesi istedi diye Çin ve Rusya'nın kucağına bırakmayacaktı. Hatta Rusya'da önemli ölçüde küresel finans sisteminin içinde olduğu için, İran tamamiyle Çin'e yanaşacaktı. Türkiye, bu durumu detaylarıyla ABD tarafına da anlattı. Nihayet bu çok önemli gerçeği Obama yönetimi gördü ve Türkiye'ye rahat olun mesajı verdi. Ancak özellikle Reuters ve The Economist gibi İngiliz haber kaynaklarını yönlendiren küresel neocon yapısı ve onun en önemli bileşenlerinden olan, İsrail sermayesi kaynaklı lobiler, bu durumun İran'ı sistem içine çekecek çok önemli bir hamlenin başlangıcı olduğunu anladılar. Nitekim korktukları başlarına geldi. "