Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, partisinin aday tanıtım toplantısına ve bazı açılışlara katılmak üzere helikopter ile Kırşehir'e geldi.
Abone olBaşbakan Recep Tayyip Erdoğan, partisinin aday tanıtım toplantısına ve bazı açılışlara katılmak üzere helikopter ile Kırşehir'e geldi.
Kayseri-Ankara karayolu üzerinde bulunan Kırşehir Alay Komutanlığı'na inen Erdoğan, burada seçim otobüsüne binerek Ankara Caddesi üzerindeki miting alanına geçti. Burada toplanan binlerce Kırşehirliye hitap eden Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Kırşehir'de bulunmaktan mutluluk duyduğunu söyledi.
Türkiye'nin derin uykudan uyandığını ve çağdaş medeniyetler seviyesine kararlılıkla ilerlediğini söyleyen Başbakan Erdoğan, "3 Kasım 2002'de milletimizle el ele, gönül gönüle başlattığımız adalet ve kalkınma yolculuğu devam ediyor. Bu Türkiye'nin medeniyete yürüyüşüdür. Artık başkalarının hikayelerini, efsanelerini duymak istemiyoruz. Artık kendi hikayemizi, efsanemizi anlatmanın zamanı" dedi.
Aşık Veysel'in 'Uzun ince bir yoldayım, gidiyorum gündüz gece' sözünü hatırlatan Erdoğan, "Gideceğiz gündüz gece. Biliyorsunuz 22 Temmuz öncesi Türkiye'nin kalkınmasından, büyümesinden, milli iradenin güç bulmasından endişe edenler, milletimizin yoluna taş koymaya çalıştı. Ama onlara gereken dersi siz verdiniz. AK Parti'ye siz sahip çıktınız. Şimdi de önümüzde 29 Mart seçimi var. Bunun için biz durmak yok, yola devam diyoruz. Türkiye'nin büyümesi, Kırşehir'in büyümesi için durmak yok hizmete devam diyoruz. Asil vatandaşlarım, ülke olarak son 6 yılda çok zorlu bir dönemeçten geçtik. Biz iktidara geldiğimizde umutları tükenmiş bir Türkiye vardı. Devlet millet arasındaki mesafe açılmıştı. Bu manzara Türkiye'ye yakışmıyor. Bu asil millet daha çok iyisine layık, küçük düşürmeye kimsenin hakkı yoktur. Çünkü bu ülke sıradan bir ülke değil, çünkü bu millet sıradan bir millet değil" diye konuştu.
"SANDIĞA GÖMÜLMESİ GEREKENLER VAR"
Mehmet Akif Ersoy, Mevlana, Hacı Bektaşi Veli, Yunus Emre'nin sözlerinden de alıntı yaparak konuşmasını sürdüren Başbakan Erdoğan, istiklal ruhunu arkalarına alarak Türkiye'yi prangalardan kurtardıklarını söyledi. Başbakan Erdoğan, "Büyük bir kalkınma hareketi başlattık ve bunu siz başardınız. Ayak bağı olanları siz sandığa gömdünüz. Ama daha gömülmesi gerekenler var. Onun kararını da siz vereceksiniz. Değerli kardeşlerim, bizler sadece emanetçiyiz. Emanetinizi korumak, yüceltmek, hizmet etmek için buradayız. Onun için, 'İşimiz hizmet, gücümüz millet' diyoruz. Ah benim Kırşehirli kardeşim, biz bu yola çıkarken, 'Millete efendilik yok, millete hizmet etmek vardır' dedik. Biz bu milletin hizmetkarıyız. Bizim durumumuz bu. Gücümüzü sadece milletimizden alıyoruz. Çetelerden, mafyalardan almadık, almıyoruz. Bugüne kadar hep 3 Y ile mücadele dedik. Yolsuzluk, yoksulluk, yasaklar. Yolsuzluklarla mücadelede büyük yol kat ettik. Hortumlar büyük ölçüde kesildi. Zaten hortumu kesilenler feryat ediyor, onun için saldırıyorlar. Siz yeter deyinceye kadar, siz dur deyinceye kadar, siz bizden desteğinizi esirgeyinceye kadar bizler, 'Durmak yok, hizmete devam' diyeceğiz.
Onlar milleti küçük görürler, esnafı, memuru, işçiyi, köylüyü küçümserler. Onlar oy kullanan vatandaşa, 'göbeğini kaşıyanlar' der. Onlara 29 Mart'ta bir tokat daha sizden gelecek. AK Parti iktidarı sessiz yığınların sesidir, kimsesizlerin sesidir. Daha yakın bir zamanda, 22 Temmuz sonrasında bu millet neden bize oy vermiyor diye gazetelerde, kameralar karşısında milletimi nasıl küçümsediklerini hatırlarsınız. Benim burada telaffuz edemeyeceğim yakıştırmalarla milletin değerleriyle nasıl alay ettiklerini sizler gayet iyi biliyorsunuz. Şimdi millete şirin, sevimli görünmenin gayreti içindeler. Seçimden seçime ağızlarından bal damlıyor. Seçimden sonra dilleri de zihinleri de gönülleri de susmaya başlıyor. Sizi kimin samimi olduğunu, kimin dürüst olduğunu, kimin istismarcı olduğunu çok iyi bilirsiniz" açıklamasını yaptı.
"ANKARA'DA OTURUP HİZMETE, ÜRETİME ENGEL OLMAYA ÇALIŞTILAR"
Konuşması sık sık sloganlarla kesilen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, isim vermeden bazılarının Ankara'da oturup hizmete, üretime engel olmaya çalıştığını ve bir de kendilerine milliyetçi dediklerini söyledi. Erdoğan, "Milliyetçilik bu ülkeyi sevmektir, bu ülkeyi büyütmektir, sofradaki ekmeği çoğaltmaktır. Kaç tane okul yaptınız, kaç üniversite kurdunuz. Kırşehir 5 yıldır öğrenci seçme sınavında sözel alanda birinci oluyor. Biz bununla iftihar ediyoruz. Ondan önce ne oluyordu? Kırşehir'e bugüne kadar neden üniversite açmadılar. Biz geldik, Ahi Evran Üniversitesi'ni kurduk mu? Onlara bunu sorun. Önce bu sorulara cevap verin deyin. Çözümsüzlük bir çözüm metodu olamaz dedik. Kıbrıs'ta dengeleri değiştirdik. Masadan kaçan taraf biz olmadık. Rum kesimini masaya çeken taraf olduk. KKTC orada gururuyla itibarıyla duruyor. KKTC Cumhurbaşkanı'nı dünyada kırmızı halılar üzerinde karşılayan ülkeler oldu. Bizden öncekiler bunu niçin yapamadı? Birçok ülkede şu anda KKTC'nin temsilcilikleri var. Şimdi KKTC'ye
Türkiye'den su bağlanacak. Bu mudur peşkeş çekmek, bu mudur milliyetçilik. Milliyetçilik bizim yaptığımızdır" dedi.
CHP, ANAP ve MHP koalisyon hükümetini de eleştiren Başbakan Erdoğan, "Koalisyon hükümeti kurdunuz, 3,5 yıl kaldınız. 'Yapamayacağız' dediniz, bıraktınız gittiniz. İstikrar, güven başka bir şey. 79 senede 36 milyar dolara çıkmış ihracat. 2008 yılı sonu itibarıyla ihracat 132 milyar dolar oldu. İşte milliyetçilik bu. 79 senede Türkiye'ye 6 bin kilometre bölünmüş yol yapılmış. Biz 6 senede 136 bin derslik, 400 hastane, 9 bin kilometre bölünmüş yol yaptık, 260 bin konutu sahiplerine teslim ettik. İşte milliyetçilik bu. Neymiş borç alan emir alırmış. c'e7iyiz. Emanetinizi korumak, yüİnsafsızca borç batağına sokan sizsiniz. Kalkıp Türkiye'nin itibarını zedelerken kuru iftiralar atmak yakışır mı? 'Türkiye çok borçlanıyor' diyorlar. Geldiğimizde devletin borçlanma faizi yüzde 63'tü. Milletim ödüyordu. Şimdi yüzde 13-14. Enflasyon yüzde 30'du, şimdi yüzde 9,5. Tek haneli rakama yine düştü. Önceden yapılan, vatandaşın cebindeki paranın modern bir şekilde çalınmasıydı. Onların bozduğunu biz tamir ediyoruz. Milliyetçiliğimizi, bu millete hizmet üreterek ortaya koyuyoruz. Bugün seçim mitingini tamamladıktan sonra Kırşehir'de 8 önemli eğitim tesisini açacağız. Kırşehir için özellikle eğitim yatırımlarının ne kadar önemli olduğunu biliyorum. Zira Kırşehir'in eğitiminde ne denli büyük bir başarının gerçekleştiğini görüyorum. Son 6 yılın 5'inde iller bazında üniversite sınavlarında sözelde birinciliği ele almanız önemli. Orta öğretim kurumları sınavında da son 3 yıldır ilk 5 içinde yer almanız ayrı bir gurur
vesilesidir. 2006'da Kırşehir'e Ahi Evran Üniversitesi'ni de biz kazandırdık" şeklinde konuştu.
"YALANCININ MUMU YATSIYA KADAR YANAR"
Fakir fukaraya kömür götürülmesinden rahatsız olanlar olduğunu da sözlerine ekleyen Erdoğan, "Biz bu desteği demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye'de, Anayasa'nın sosyal devlet ilkesi gereği yapıyoruz. Seçim zamanı yapmadık, her zaman yaptığımız bir yardım. Bundan sonra da yapılacaktır. Bunu böyle bilin. Kimse kalkıp bunu farklı yerlere çekmesin. Biz geldiğimizde 45 milyon kredi veriliyordu üniversite öğrencilerine, 180 milyon oldu şimdi. Bunu verirken belediyelerimiz de burs veriyordu. Belediyelerin burs vermesini CHP hazmedemedi. Anayasa Mahkemesi'ne götürdüler ve iptal edildi. Üniversiteli gençlik CHP'li milletvekiline, 'Siz bursları niye engellediniz?' diye sordu. Verdiği cevap komikti. 'Biz burs kaldırılsın diye götürmedik, miktarı az, çoğaltsınlar diye götürdük' dedi. Bunlar şecaat arz ederken, sirkatin söyleyenlerdir. İşleri iftira üzerine kurulu. Bu ara açılımlar yapıyorlar. Siz inanıyor musunuz bunlara? Yalancının mumu yatsıya kadar yanar. Bu yatsı bu akşamın yatsısı değil, yatsı
29 Mart. Orada gerekli cevabı vereceksiniz. Belediyenin görevi belli. Diyanet İşleri Başkanlığı'nın işi belli, camilerin işi belli. Belediyeler ne zamandan beri bu işleri yapar oldu? İşte istismar bu. Fakat konuşması bile güzel. Hele hele onların konuşması çok daha güzel. Belediye seçimlerine gidiyoruz. Belediyecilikte şehircilikle ilgili bir açılım duydunuz mu onlardan? Dertleri belediyecilik değil, onlar belediyeciliği anlamaz. Bunlar hizmet siyasetini bilmezler. Bunların iftira siyaseti vardır. Bu ülkede dikili bir ağaçları yoktur. Araştırın, bakın. Bu zihniyet İstanbul'u yönetti, ben onlardan devraldım. 2,5 milyar dolar borçla devraldım. Çarşaf dediler, çarşafa dolandılar. Yaşar kardeşimizle bu döneme devam ediyoruz. İnanıyorum ki el ele verecekler. Bu bir bayrak yarışıdır. Dayanışma içinde olacağız. Biz yaptıklarımızı anlatacağız. Bundan sonra neler yapacağız onları anlatacağız. İnşallah Kırşehir'i daha modern ve çağdaş bir noktaya nasıl taşırız, onu düşüneceğiz. Yaşar kardeşimi sizlere emanet ediyorum. Biz sizin emanetinize nasıl sadakatle bağlı kaldıysak, inanıyorum ki sizler de bizim emanet ettiğimiz Yaşar kardeşime sahip çıkacaksınız. 3 Kasım'da, 28 Mart'ta, 22 Temmuz'da bize destek verdiniz, sağ olun. 29 Mart'ta genç dinamik bir inşaat mühendisi olması sebebiyle Halim Çakır başkanımın bıraktığı noktadan itibaren yükselterek devam edecektir. Gelin bu medeniyet yolculuğuna kaldığımız yerden devam edelim. Bizim siyasetimiz 81 şehri kucaklayan, 71,5 milyon insanı kucaklayan bir siyasettir" dedi.
Başbakan Erdoğan, konuşmasının ardından Kırşehir Valiliği'ni ziyaret etmek üzere miting alanından ayrıldı.