BIST 9.368
DOLAR 34,53
EURO 36,18
ALTIN 2.957,40
HABER /  MEDYA

Halk TV mektupla çalkalanıyor! Ayşenur Arslan herşeye tanık olmuş

Deniz Baykal'ın çoğunluk hissesine sahip olduğu Halk TV, çalışanların yayınladığı bir mektupla sarsıldı. Kanalın ekran yüzlerinden biri olan Ayşenur Arslan, 'herşeye tanığım deyip yaşananları anlattı.

Abone ol

Halk TV'nin Ankara Merkez ve İstanbul bürolarında yönetmen, muhabir, kameraman ve KJ operatörü olarak görev yapan 11 kişi Deniz Baykal’a yönelik bir mektup yayınladılar. Halk TV'de mobinge maruz kaldıklarını belirten çalışanlar, işten çıkarılanlara yapılan haksızlıkları da ifşa ettiler. 

Mektup medya dünyasında gündeme otururken kanalın ekran yüzü Ayşenur Arslan, 'herşeye tanığım' deyip mektubu yazanlara destek çıktı. Arslan kanaldaki duruma ilişkin şunları anlattı:
-Benim bu mektuptan haberim yoktu ancak bu sabah öğrendim. (...) Arkadaşlarımın Halk TV’de yaşadıkları gerçekten mektupta anlatılanların da ötesinde. Mesela şundan söz etmiyorlar: Benim yönetmenim Dersu Can Yavaş haftalardır sabah 9’da işe geliyor ancak gece 1’de çıkabiliyor çünkü yedeği yok, yıllık izinde. Böyle ağır koşullarda çalışıyorlar. Yıllardır olduğu gibi de bunun karşılığını göremiyorlar. Bundan başka sıkıntıları da var. O arkadaşlarım senelerdir birlikte çalıştığım kişiler, onlara kefilim. Şahidim yaşadıkları sıkıntılara...

Baykal ailesi soyadına yakışır yol izlemeli

-Benim özetle söyleyebileceğim şey şu: Sadece çalışanların bu sıkıntıları idari ya da ekonomik sıkıntıları değil genel olarak yaşananların gözden geçirilmesi kanaatindeyim. Baykal ailesinin soyadına yakışır bir biçimde ve tarihi misyonuna uygun bir biçimde yol çizeceğine inanıyorum buna inanmak istiyorum. Halk TV çok sayıda emekçinin çalışanın alın teriyle var oldu, bugüne geldi, bunun göz ardı edilmeyeceğini düşünmek istiyorum. Gerçekten çok üzüldüm. Bu mektubun altında imzamın olmasını isterdim, genç arkadaşlarımın yanında olabilmek isterdim. En azından bu açıklamamla onların yanında olmaya çalışıyorum.”

Halk TV çalışanlarının mektubu
Medya dünyasının konuştuğu mektubun önemli kısımları şöyle:

1 Nisan sonrasında yapılan idari değişikliklerin akabinde, Halk Tv’mizde moda tabirle mobbinge uğradığımızı hissetmekte, düşünmekteyiz. Cesur haberlerle kamuoyunun beğenisini, takdirini alan biz gazeteciler ne yazık ki, bu kez kendimizi güvende hissettiğimiz çatı altında sebepsiz uyarılarla, haksızca tutanak tutma baskısı ve tehdidiyle yaklaşık 4 aydır tedirgin edilmekteyiz. 

(....)İşte çıkarılanlara atılan iftira

2 aylık bebeği olan çalışma arkadaşımız Temmuz ayı başında işinden çıkarılmış, arkadaşımızın iş sözleşmesi İş Kanunu’nun 25’nci maddesine dayandırılarak feshedilmiş, arkadaşımızın İşsizlik Sigortası Fonu tarafından verilen asgari ücretin altında olan işsizlik maaşını bile almasına engel olunmuştur. Söz konusu 25’nci madde içerisinde; hırsızlık, cinsel taciz, hakaret, yalan beyanda bulunmak, mesai saatleri içerisinde sarhoş olmak, uyuşturucu madde kullanmak gibi ağır ithamları barındırmaktadır. 25’inci madde nedeniyle sözleşmesi feshedilen çalışan emekçi, ilgili yasa gereğince işsizlik maaşı talebinde bulunamamaktadır. 1 Nisan 2019 ve devamındaki tarihlerde işten çıkarılan diğer 4 çalışma arkadaşımız da aynı maddeye ve benzer ithamlara maruz kalmıştır, onların da işsizlik maaşı alması engellenmiştir. 

Kimse sohbet bile edemiyor

(...) Gazetecilik ve emekçi hakları bir yana insan onuruna da mı saygı kalmamıştır? Kurum içerisinde güven, huzur, dayanışma alt üst edilmiş yıllarca beraber çalışan emekçiler, idari makama adeta jurnalcilik yapan maalesef bazı “arkadaşlarımızın” çabasıyla aslı astarı olmayan iddialar üretilir korkusuyla sohbet bile edemez hale getirilmiştir. 

Üzülerek belirtiyoruz ki, bugün bu mektupta adı geçmesinden tedirgin olan arkadaşlarımız da dahil, diğer arkadaşlarımıza yapıldığı gibi gelecekte aynı madde (İş Kanunu 25’inci madde) marifetiyle yuvamızdan uzaklaştırılacağımızı ve işsizlik maaşımıza bile göz dikileceğini düşünmekteyiz. 

Çalışanların maaşları aksatılıyor müdürler prim alıyor

Kaygımız işsiz kalmak değil, kaygımız; alınterimizi keyifle döktüğümüz Halk Tv’mizin gözümüzün önünde eritilmesidir. Kurumumuzda her şeyin yolunda olduğu iddia edilirken maaşlarımızın kesintiye uğratıldığını, müdürlük makamına yakınlığı olan ve bizlere baskı aracı olarak kullanılan birkaç çalışma arkadaşımıza zam ve prim verildiğini ve bunun saklandığını bilmekteyiz. 

İşte bu sebeplerden size bu mektup aracılığıyla ulaşmayı ve Halk Tv’de bir şeylerin ters gittiğini, buna müdahale edilmesi gerektiğini bildirmek istiyoruz. Biz bu mektubu size ulaştırırken bu mektubun ortaya çıkmasının ardından bu bildiriye imza atan bizlere baskı (mobbing) yapılacağını tahmin ederek size derdimizi anlatmak istedik. 

Saygılarımızla...”

Ümüt Anar-Kameraman, Çağdaş Çevik-Kameraman, Can Yıldız-Kameraman, Duygu Polat-Muhabir, Betül Araz-Muhabir, Erdinç Yılmaz-Muhabir, Fırat Karabulut-Muhabir, Buket Ceren Cavga-Yönetmen, Dersu Can Yavaş-Yönetmen, Gizem Yağbasan-KJ Operatörü, Nermin Yılmaz-KJ Operatörü.