Yalçın Pekşen, ekonomi yazarlarına değindi. Pekşen'in üzerinde durduğu isim Güngör Uras'tı. Pekşen, Uras'ın yazılarını çok bilimsel ve anlaşılmaz buluyor..
Abone ol Yalçın Pekşen, isimli yazısında Güngör Uras, Yavuz Semerci ve Metin Minür'den bahsetti. Pekşen, Uras'ı anlayamadığını dile getirdi..Yazı : Yalçın Pekşen
Kaynak :
Benim mesleğe adım attığım günlerde gazetelerde ekonomi yazarları yoktu. Ekonomi servisleri de yoktu. Her konuyla ilgilenen 'İstihbarat' servislerinde bir-iki tıfıl ekonomi muhabiri bulunurdu.
Sonradan ekonominin bir bilim olduğu göz önüne alınarak, halkı daha doğru bilgilendirmek için ekonomi yazarlarına ihtiyaç duyuldu.
Önce ekonomi profesörleri bu işe soyundu. İşsiz kalan üst düzey bürokratlarla devam etti, sonunda eski ekonomi bakanlarına kadar vardı.
Hep birlikte halkı aydınlatmaya koyuldular ama her bilimsel konuda olduğu gibi olayı 'halkın düzeyine' düşürmek istemediler. Yani birbirlerine hitap ettiler.
Şimdi her gazetede bunlardan birkaç tane bulunuyor. Kimbilir neler anlatıyorlar, hangi bilimsel analizleri yapıyorlardır?
Ne yazık ki, biz anlamıyoruz.
* * *
Ben ekonomiyi üç yazardan takip ediyorum. Milliyet'ten Güngör Uras, Vatan'dan Metin Münir ve Sabah'tan Yavuz Semerci...
Uras'ı saymazsanız, diğerleri ekonomist değil, gazeteci..
Bu yazarları okuduğumda neden söz edildiğini anlıyorum. Ekonomist yazarları okuduğumda ise, ekonomi biliminin derinliklerine daldığımı fark ediyorum ama hiçbir şey anlamıyorum.
* * *
Bir örnek vermek gerekirse...
Şu sırada gündemin en önemli konusu petrol fiyatlarına paralel olarak dünyanın en pahalı benzininin bizde satılması...
Nedenini herkesin anlayacağı şekilde Yavuz Semerci açıkladı.
Başbakan'ın şöyle bir konuşma yapması gerektiğini yazdı: (Sabah, 28 Haziran 2005)
'Ey vatandaş, petrolü başkaları üretiyor. Son bir yılda petrolün varil fiyatı yüzde 70 yükseldi. Dünya şaşkın şekilde fiyatları izliyor. Yurtdışından ham petrol ithal edip işleyen Tüpraş da son bir haftalık ortalama dünya fiyatını baz alarak rafineri çıkış fiyatını belirliyor. Adamlar ne yapsın? Ama biz kayıtdışı ile yeteri kadar mücadele edemediğimizden, toplanan vergilerin yüzde 25'ini sizin kullandığınız akaryakıttan çıkarıyoruz. Bu nedenle Tüpraş'ın 394 bin liraya sattığı kurşunsuz benzini, siz 2 milyon 74 liraya alıyorsunuz. Aradaki 1 milyon 680 bin liraya devlet olarak el koyuyoruz. Adına da vergi diyoruz...'