BIST 9.660
DOLAR 34,61
EURO 36,33
ALTIN 2.920,92
HABER /  GÜNCEL

Haliç gemileri fark yaratacak

Konforlu hızlı ve keyifli bir yolculuk.. İstanbul Deniz Otobüsleri A.Ş. Üsküdar-Haliç arasına 3 yeni gemi indiriyor.

Abone ol

İstanbul Büyükşehir Belediyesi iştiraklerinden İstanbul Deniz Otobüsleri A.Ş. (İDO), her biri 600 yolcu kapasiteli 3 yeni gemiyi daha İstanbul’a kazandırıyor. 

İstanbullulara kaliteli hizmet anlayışıyla deniz ulaşımına yatırımlarını sürdüren İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Haliç-Üsküdar hattında kullanılmak üzere tasarlanan ve her biri 600 yolcu kapasiteli 3 yeni gemiyi daha İstanbul’a kazandırıyor. Avrupa’daki kanallarda (Venedik, Amsterdam, Budapeşte vb.) çalışan tekneler gibi tamamen turistik amaçlı hizmet verecek gemiler geniş bir seyir zevki sunuyor.

İstanbul Deniz Otobüsleri A.Ş. (İDO)’nin, “Haliç Gemileri” adıyla yeni bir uygulama başlattığı projede, ilk olarak “Kasımpaşa” gemisi hizmete alınacak.

Bugün düzenlenen törenle “Kasımpaşa” hizmete alınırken, yapımı tamamlanmak üzere olan “Hasköy” ve “Sütlüce” gemileri de suya indirilecek.

İstanbullular’a yüksek konforda, hızlı, güvenli ve keyifli yolculuk sunacak Haliç Gemileri’nin teknik özellikleri;

• Haliç köprülerinin altından rahatlıkla geçebilecek formda tasarlanan gemiler, panoramik görüş açısıyla Haliç’in tarihi güzelliklerine farklı bir açıdan bakma fırsatı sunacak.

• Her biri 600 yolcu kapasiteli gemiler, 12 deniz mili hız yapabiliyor, 42 m. boyunda ve 8,5 m. eninde inşa edildi.

• Yolcu konforu ve güvenliğinin en yüksek standartlarda düşünüldüğü gemilerde ayrıca klima, büfe, 1 adet çocuk bakım masası, hayvan barınağı, engelli yolcu standartları da bulunuyor.

• Lcd TV’ler ve GPS üzerinden uydu anten sistemine kilitlenen anten sisteminin de mevcut olduğu gemiler son teknoloji ile donatıldı.

• Geniş ve rahat iç mekânı olan gemilerin; konforlu ve nano teknoloji kullanılarak yapılan koltukları, klima ve iklimlendirme sistemleri, iç tasarımı, dizaynı yanı sıra, çocuk arabası ve engellilerin tekerlekli sandalyeleriyle rahatlıkla geçebilecekleri otomatik yolcu geçiş kapıları (rampa sistemi) ile diğer toplu taşıma araçlarına da örnek olması amaçlandı.

• Tamamen Türk işçi ve mühendislerince Haliç Tersanesi’nde inşa edilen gemilerin toplam maliyeti ise 9,4 milyon Euro.

AÇILIŞI ERDOĞAN YAPTI

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, yapılan düzenlemelerle Haliç'in Venedik'le, Budapeşte'yle yarışır bir bölge haline geldiğini söyledi.

Başbakan Erdoğan, İstanbul Büyükşehir Belediyesi iştiraklerinden İstanbul Deniz Otobüsleri AŞ (İDO) tarafından Haliç-Üsküdar hattında kullanılmak üzere inşa edilen “Kasımpaşa” adlı vapurun hizmete alınması, “Hasköy” ve “Sütlüce” vapurlarının da suya indirilmesi dolayısıyla Haliç Tersanesi'nde düzenlenen törene katıldı.

Erdoğan, törende yaptığı konuşmada, vapurların hayırlı olması dileğinde bulunarak, “Tabii şu anda gerek bu mekan gerekse içinde bulunduğumuz şu semt, benim için anlamlı bir töreni yaşamayı bana nasip etti. Bundan dolayı da Allah'ıma hamd ediyorum” dedi.

Başbakan Erdoğan, 1994 yılında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçildiğinde Haliç'in içler acısı bir manzara içinde olduğunu söyledi. İstanbul'un güzelliğine güzellik katan Haliç'in “Altın Boynuz” olarak kayıtlara geçtiğini anlatan Erdoğan, ancak kendileri göreve geldiğinde Haliç'in bir “gerdanlık” değil adeta İstanbul'un kalbine saplanmış bir “hançer” görünümünde olduğunu belirtti. O dönemde, Haliç'in yanından geçilemediğini, kıyısında oturulamadığını, kokusuna tahammül edilemediğini dile getiren Erdoğan, Haliç'i temizleyeceklerini, İstanbul'u bu utanç tablosundan arındıracaklarını söylediklerinde herkesin buna karşı çıktığını kaydetti.

Aralarında hocaların da bulunduğu birçok kişinin, “Haliç'in temizlenemeyeceği, eğer bir şey yapılacaksa doldurulması, ondan sonra da yeşil alan haline getirilmesi gerektiği” şeklinde akıl verdiğini anlatan Erdoğan, “Ama lafa da geldiği zaman çevreciliği kimseye bırakmıyorlardı. Eğer çevrecilikse, Haliç'i doldurmak suretiyle değil, aslına döndürmek suretiyle bunu gerçekleştirmek gerekiyordu” dedi.
Recep Tayyip Erdoğan, Haliç'in temizlenmesi amacıyla üniversitelerle uluslararası camiayla çalışmalar yaptıklarını, Avrupa'dan Amerika'ya kadar görüşmelerde bulunduklarını ifade ederek, sonunda Haliç'in temizlenmesi için adım attıklarını söyledi. Haliç'in içinden çıkarılan bütün çamurun, Alibeyköy'deki bir taş ocağını adeta bir baraj haline getirmek suretiyle naklettiklerini ifade eden Erdoğan, bunun da petrol boru hattına benzer bir hatla pompalanarak ve süzülerek ulaştırıldığını anlattı.

Bu şekilde orada 600 bin metrekarelik devasa bir park kazanıldığını ve Haliç'in de çamurundan arındırıldığını vurgulayan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Haliç'te yüzenleri, balık avlayanları görüyorsunuz. Köprünün üzerinden her gün yüzlerce insan balık avlıyor. Haliç'in kenarlarında yürüyüşler başladı. Şu anda, Haliç'te tören yapıyoruz. Koku moku, böyle bir şey kalmadı. Çevrecilik budur. Herkes lafını yapar, biz ispatını yaptık ve bunu yapmaya da devam ediyoruz. Bizim bu şehrin sahipleri olan Haliç'te yatan Eyüp Sultan hazretlerine, Eyüp sırtlarındaki yüz binlerce şehidimize, gazimize ve ulu insanlarımıza, Fatih Sultan Mehmet'e, İstanbul'a güzellik katan herkese bir vefa borcumuz vardı. Haliç'i temizleyerek, bu vefa borcumuzu bir nebze olsun ödemeye çalıştık. Bunu da başardık.”

“SÜTLÜCE MEZBAHASI KONGRE MERKEZİ OLDU”

Başbakan Erdoğan, eskiden Sütlüce Mezbahası olarak anılan bölgede, Sütlüce Kongre Merkezi'ni yaptıkları, bu merkezin şu anda Türkiye ve bütün insanlığa modern bir merkez olarak hizmet verdiğini ifade ederek, ayrıca İstanbul'u küçük alanda adeta gezmenin ve tanımanın mümkün olduğu Miniatürk'ü (Minyatür Türkiye Parkı) kurduklarını da anlatı. Feshane'nin de yine bölgeye bir zenginlik kattığını belirten Erdoğan, şunları söyledi:

“Müzeleriyle, tersaneleriyle, Balat'ta, Fener'de yaptığımız düzenlemelerle, bugün Haliç artık Venedik'le, Budapeşte'yle yarışır bir bölge haline geldi. Bitti mi? Daha bitmedi. Daha yapılacak çok işimiz var, atılacak çok adım var. Hepsi geliyor eninde sonunda para para... Buraya dayanıyor. Onun için bir taraftan parayı üreteceğiz, bir taraftan da bu yatırımları yapmaya devam edeceğiz.”

Erdoğan, bugün denize indirilen ve hizmete alınan vapurların 1994'te başlattıkları o çalışmaların bir başka safhasını oluşturduğuna dikkati çekerek, Haliç'in kıyısındaki üç önemli nokta olan Kasımpaşa, Hasköy ve Sütlüce'nin adlarının vapurlara verildiğini söyledi. Vapurlarla Haliç'in denizden de seyrinin mümkün olacağını belirten Başbakan Erdoğan, bu vapurların İstanbul'un, Haliç'in silüetine yeni bir renk katacağını ifade etti. Vapurların hem İstanbullulara, hem turistlere yüksek konforda, hızlı, keyifli yolculuk imkanı sunacağını kaydeden Başbakan Erdoğan, “Vapurlar, panoramik görüş açısından, Haliç'in tarihi güzelliklerine farklı bir açıdan bakma imkanı getirecek. Bu gemilerle İstanbul, yeni bir konsept kazanacak, Bu gemilerle artık Haliç, tam anlamıyla bir kültür vadisine dönüşecek” dedi.
Bölgede aynı zamanda müzeye dönüştürülen eski elektrik santralini içinde barındıran Bilgi Üniversitesinin de bulunduğunu hatırlatan Erdoğan, hem müzeyle, hem de üniversitenin değişik fakülteleriyle bir hizmet sunulduğunu anlattı. Erdoğan, “Bütün bunlar, Sadabat'ın Haliç'le, buralarla bütünleşmesini getiriyor” dedi.

Bu yılın başında 31 Ocakta “Fatih” vapurunu, 8 Haziranda “Beyoğlu” ve “Kadıköy” vapurlarını, 10 Ekimde de Beykoz ve Sarıyer vapurlarını hizmete aldıklarını anımsatan Erdoğan, vapurların 20 yıl sonra İstanbul'a kazandırılan, İstanbul filosuna katılan ilk vapurlar olduğunu vurguladı. Başbakan Erdoğan, bugün bu törenle, Haliç-Üsküdar arasında kullanılmak üzere 600 yolcu kapasiteli ve yaklaşık 10 milyon TL'ye mal edilen üç yeni vapuru daha İstanbul'a kazandırdıklarını söyledi. Erdoğan, ayrıca bu yıl içinde hizmete aldıkları vapurların tamamının, kendileri için gurur kaynağı olarak, Türk mühendislerce Türk tersanelerinde yüzde 100 yerli üretim sonucu imal edildiklerini kaydetti.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, demokratik açılım sürecini her ne pahasına olursa olsun tamama erdireceklerini belirterek, vatandaşlardan bu süreci sabote etmeye, sorumsuzca, düşüncesizce, pervasızca tahrik etmeye çalışanlara karşı uyanık olmalarını istedi.

Erdoğan, İstanbul Büyükşehir Belediyesi iştiraklerinden İstanbul Deniz Otobüsleri AŞ (İDO) tarafından Haliç-Üsküdar hattında kullanılmak üzere inşa edilen “Kasımpaşa” adlı vapurun hizmete alınması, “Hasköy” ve “Sütlüce” vapurlarının da suya indirilmesi nedeniyle Haliç Tersanesi'nde düzenlenen törende yaptığı konuşmada, İstanbul nasıl birlik ve beraberlik ruhuyla fethedildiyse Türkiye'nin aynı şekilde hizmet ve eserlerle buluşturulduğunu söyledi.

Milli birlik, beraberlik ve kardeşlik sürecini güçlendirerek yarınlara taşıyacaklarını vurgulayan Erdoğan, “Bunu biz yapacağız, başkası yapmayacak” dedi.

Özgüvenlerinin, millete, ülkeye ve ülkenin potansiyellerine olan inançlarının tam olduğunu belirten Erdoğan, “Bizler ülkemizin korkulara esir olmasına asla tahammül edemeyiz. Yedi yıldır etmedik, etmeyeceğiz. Milletin desteğiyle bunu başaracağız” diye konuştu.

Başbakan Erdoğan, yıllar boyunca milletin ve ülkenin korkutulduğunu, sindirildiğini, tehdit edildiğini ifade ederek, şunları kaydetti:

“Ne kazandık? Koca bir hiç. On yıllardır ülkemizin gündemini işgal eden, bitmek, tükenmek bilmeyen o tartışmalar Türkiye'ye ne kazandırdı? Koca bir hiç. Biz çözümsüzlüğü çözüm olarak görmedik, göremeyiz. Bizim siyasi anlayışımıza bu uymaz. Bizim samimiyet, demokrasi anlayışımıza bu uymaz. Bizim vicdanımıza bu sığmaz. Bakın şunu açık ve çok samimi ifade ediyorum. Bizden önceki siyasi iktidarların yaptıklarını biz de yapabilirdik. Rahat bir şey. Ülkenin hiçbir kronik meselesine bakmadan, hiçbir sorununa çözüm getirmeden güzel nutuklarla, sözlerle, propagandayla, popülizmle Türkiye'nin yıllarını heba edebilirdik. Bir eli yağda, bir eli balda olanlardan olabilirdik ama o zaman milletin huzuruna alnımız ak, başımız dik çıkamazdık. O zaman şu anda başka siyasetçilerin yaptığı gibi milletin huzuruna çıkamaz, utancımızdan boynumuzu yere eğmek zorunda kalırdık. O zaman millete, gelecek nesillere hesap veremezdik. Biz bu yolu tercih edenlerden olmadık. İdari maslahatçılardan olmadık. Bundan sonra da olmayacağız.”

Başbakan Erdoğan, milli birlik ve kardeşlik sürecinde bu toplantıyı yaparken Türkiye'nin geleceğini yakından ilgilendiren bu süreçte adeta birilerinin elini taşın altına koyamadığını söyledi.

“Bu süreçte asla yalnız kalmak” diye bir şey düşünmediklerini, bunun kendilerine dokunmayacağını ifade eden Erdoğan, doğruya, doğruluğa ve ilkelere inandıklarını vurguladı.

“Biz milletimize inandık. Anamuhalefet, muhalefet şöyle demiş, bizi ilgilendirmez. Millet bizi ilgilendirir. Çünkü biliyoruz ki milletimiz bizim arkamızda” diyen Erdoğan'ın sözleri, vatandaşların “Vur vur inlesin, Deniz Baykal dinlesin” sloganıyla kesildi.

Erdoğan, “Hiç gerek yok. Onlar tekil, çoğul burada” dedi.

MİLLETİN EMANETİ

Milletten aldıkları yetkiyle yola çıktıklarına dikkati çeken Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Milletimiz adına her ne pahasına olursa olsun bu süreci tamama erdireceğiz. Milletin emanetini üzerimizde taşıdığımız sürece o emanetin hakkını vermeye devam edeceğiz. Sinsice bu süreci sabote etmeye, sorumsuzca, düşüncesizce, pervasızca tahrik etmeye çalışanlar var. Ülkede kardeşliği, birliği, bütünlüğü bozup bundan kendine siyasi çıkar sağlamanın peşinde olanlar var. Aziz milletimin bu kirli oyunları, senaryoları görmesini istiyorum. Herkesten bu çirkin provokasyonlar karşısında uyanık olmasını rica ediyorum. Hiç kimsenin endişesi olmasın. Hukuk işliyor. Her türlü hukuk dışı eylem mutlaka ve mutlaka hukukun karşısına çıkıyor ve gereken cezayı alıyor. Hiç kimse bizim iktidarımızı illegal örgütlerle masaya oturan bir iktidar olarak gösteremez. Hiç kimse bizim iktidarımızı illegal kişilerle masaya oturan bir iktidar olarak gösteremez. Ne yapılıyorsa hukuk içinde yapıyoruz.”