Chatham House Türkiye uzmanlarından Fadi Hakura, Erdoğan'ın ziyareti çerçevesinde Türkiye'nin Arap Baharı coğrafyasındaki dış politikasını değerlendirdi.
Abone olBaşbakan Recep Tayyip Erdoğan'a 'yeni Nasır' diyorlar. Erdoğan'ın Arap dünyasında aldığı destek, Arap liderlerden bile daha büyük.
Türkiye 10 yıl öncesine dek Arap komşularına bir anlamda sırtını dönmüştü.
Ama Ankara şimdi Osmanlı İmparatorluğu dönemindeki bağlarını yeniden keşfediyor.
Erdoğan, Kahire'de Mısır'da ölen Osmanlı askerleri için yapılan şehitliği de ziyaret etti.
Ama Erdoğan'ın Arap sokaklarından aldığı destek daha çok günümüzdeki sorunlarla ilgili aldığı tavırla ilgili.
Chatham House'tan Fadi Hakura, Erdoğan'ın Türkiye'nin Orta Doğu'daki nüfuzunu ve lider rolünü ortaya koymak için "Arap baharı" olarak anılan sürecin sunduğu fırsatları kullanmaya çalıştığı görüşünde.
'Daha iddialı dış politika'
Hakura, ''Geriye dönüp daha önceki dış politika stratejisine, 'komşularla sıfır sorun' politikasına bakarsak, Orta Doğu'da değişen koşullar nedeniyle büyük ölçüde başarısız olduğunu görürüz. Dolayısıyla, Türk hükümeti, özellikle de Başbakan Erdoğan, bölgede daha agresif; iddialı bir yaklaşıma karar verdi'' diyor.
Erdoğan, Kahire'deki Arap Birliği toplantısında da konuştu ve ''Barışın önündeki engel İsrail hükümetinin zihniyetidir. İsrail hükümeti tarafından aslında İsrail halkı ablukaya alınmıştır'' sözleriyle İsrail'e karşı sert tutumunu sürdürdü.
Erdoğan'ı Kahire'de ve genel olarak bölgede bu kadar popüler kılan da işte bu tür konuşmaları. Peki askeri çatışma ihtimalinden bile bahsedilir noktaya gelen Türkiye-İsrail gerilimi daha da tırmanır mı?
Fadi Hakura, İsrail ve Türkiye arasındaki gerilimin artmasını izleyen geçtiğimiz günlerde çok fazla askeri güç kullanma tehdidi ve duygusal patlamalar yaşandığını kaydederken, Washington'un gerilimin çatışmaya dönüşmesine izin vermeyeceğini kaydediyor:
''Başbakan Erdoğan ve bazı Türk yetkililer Türk donanmasının Doğu Akdeniz'de İsrail donanmasıyla çatışma olasılığından bahsetse de, Başbakan Erdoğan'ın yakın çevresindeki bazı yetkililer, vakit kaybetmeden bu ihtimali reddetti. Yani gördüğümüz, sadece güç kullanma tehdidi. Ben Washington'ın bölgedeki en önemli iki müttefikinin, İsrail ve Türkiye'nin herhangi bir askeri çatışmaya girmesine izin vereceğine emin değilim.''
'Lider Türkiye kabul edilmez'
Erdoğan Arap Birliği'ndeki konuşmasında bölge liderlerine "halkın iradesini görmezden gelmeme" uyarısında da bulundu. İşte bu bazı Arap Birliği liderlerinin pek duymak istediği bir şey değildi. Peki, Mısır'da oluşacak yeni kompozisyon Kahire'nin Türkiye'ye bakışında nasıl etkili olacak? Hakura'ya göre, bu biraz da Türkiye'nin bölgeye yaklaşımıyla ilgili.
''Mısır hükümeti kimden oluşursa oluşsun, Müslüman kardeşler olabilir, laik milliyetçiler olabilir, ya da bunların bir kombinasyonu olabilir, Türkiye'yle daha yakın ekonomik, siyasi ve kültürel ilişkileri memnuniyetle karşılar. Ama bence hiçbir Arap ülkesi, özellikle de Mısır, Orta Doğu'ya hakim olmaya, ya da en azından Orta Doğu'nun lideri olarak görülecek bir Türkiye'yi kabul etmez.
Değişim çağrısında bulunan, güçlü bir lider Arap sokaklarında ilgi görüyor. Ama bütün bunlarda Arap Baharı'nın tozu yatışır yatışmaz ortaya çıkacak ekonomik fırsatlardan yararlanma gibi bir hesap olduğu da söyleniyor.