Hakkında suç duyurusu yapılan Yeşim Meltem ifadeye çağrıldı
İstanbul Büyükşehir Belediyesine (İBB) bağlı İSMEK bölge sorumlusu kadınların, İBB Genel Sekreter Yardımcısı Yeşim Meltem Şişli’nin kendilerine hakaret ettiği gerekçesiyle suç duyurusunda bulunmasının ardından savcılık, Şişli’yi ifadeye çağırdı.
Abone olİstanbul Büyükşehir Belediyesine (İBB) bağlı İstanbul Büyükşehir Belediyesi Sanat ve Meslek Kurslarında (İSMEK) çalışan ve 27 Ocak’ta işten çıkarılan bölge sorumlusu kadınlar geçtiğimiz günlerde Çağlayan’daki İstanbul Adalet Sarayı’na gelerek İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na İBB Genel Sekreter Yardımcısı Yeşim Meltem Şişli ve Hayat Boyu Öğrenme (HBÖ) Müdürü Erkan Duyar hakkında kendilerine hakaret ettikleri iddiasıyla suç duyurusunda bulunmuştu.
Suç duyurusu dilekçesinin 31 Ocak’ta savcılığa sunulmasının ardından başlatılan soruşturma kapsamında Şişli’den şikayetçi olan 19 kadının ‘mağdur’ sıfatıyla ifadeleri alındı. Kadınları avukatı Ferah Yıldız 3 Şubat günü savcılığa sunduğu suç duyurusu dilekçesiyle HBÖ Müdürü Erkan Duyar’ın da ‘şüpheli’ olarak cezalandırılmasını istedi.
3 yıla kadar hapis istemiyle soruşturma
Savcılığın Şüpheli Yeşim Meltem Şişli hakkında ‘İnanç, düşünce ve kanaat hürriyetinin kullanılmasını engelleme’ suçundan 3 yıla kadar diğer şüpheli Erkan Duyar’ın ise ‘Görevi kötüye kullanma’ suçundan 2 yıla kadar hapis istemiyle soruşturma yürütüldüğü öğrenildi.
Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının müdahillik talebinde bulunduğu soruşturmada, eski HBÖ Müdürü Ali Koca’nın tanık olarak bilgisine başvurulacağı kaydedildi.
Genel Soruşturmadan Sorumlu Başsavcı Vekili Ömer Faruk Yıldırım’ın yürüttüğü soruşturma kapsamında ‘şüpheli’ Yeşim Meltem Şişli’nin ifadesinin alınması için İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına davet edildiği öğrenildi.
İmamoğlu'nun açıklaması
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu konuyla ilgili olarak şunları ifade etmişti:
"31 Ocak itibarıyla süreci kurum içerisinde inceliyoruz. Bu konuda incelemelerimizi başlattık. İkincisi zaten bu konuyla ilgili yasal bir süreç de başlatıldı. Sürecin sonucu bizim, kurumumuz ve çalışma arkadaşımız açısından elbette çok önemli. Benim olduğum hiçbir yerde hiçbir çalışma ve yol arkadaşım, hiç kimseye (ister çalışma arkadaşlarımdan birisine ister herhangi bir vatandaşa) inancından, etnik kökeninden, yaşam biçiminden, giyim ve kuşamından dolayı hiçbir şekilde hakaret edemez, incitemez. Zira bu şekilde davranan bir insan zaten benimle çalışmak istemiyor demektir. Bu insanla benim yan yana durma şansım yok. Böyle bir insanın da benim yanımda yeri olamaz. Bu kadar net. Bu konunun üzerinden, benim hassasiyetimi başka bir yöne çekmeye çalışanlara bunu duyuralım."