Hakkımı helal etmiyorum!
Murat Karayalçın'ı dinliyordum geçen gün... Belediye
Başkanlığına talip oldu ya... Doğan medyası tam destek ve tam
gazla ekrana çıkarıyor iki günde bir... Bir şey dediğim yok
vallahi...
Benim sinirimi tepeme çıkaran bir vaadi oldu...
Kömür dağıtacakmış...
Projesi buymuş...
Ama öyle alalade kömür değilmiş onunki...
Nitelikli kömürmüş...
Yani!...
Yani nitelikli oy alacak...
Yani benim paramı nitelikli çıkar için
kullanacak...
Gıda yardımı yapacakmış...
Kendi cebinden mi?
Yok canım daha neler...
Benim belediyeye verdiğim vergi ile...
Benden aldıkları ile...
Kendine oy satın alacak...
Ya daha düne kadar siz AK Parti'ye "Kömür
Partisi" demiyor muydunuz? Daha düne kadar bunu
eleştirmiyor muydunuz?
Daha düne kadar bununla "dalga" geçmiyor
muydunuz?
Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu demezler mi?
Aklım almıyor ya...
Belediyeye hizmet için verdiğim vergi nasıl böyle kullanılır.
Nasıl açıkça artık ekranda "oy rüşveti"
verilir...
Bizim mutfak elemanımız Suzi,
-"İki torba kömür ancak alabildik" diye dert
yandı...
-"Niye? AK Parti vermedi mi? Onunkini beğenmiyorsan CHP
niteliklisini veriyormuş" dedim...
Vermemişler, hiç vermeye de niyet etmemişler...
Niye?
Çünkü o sabahtan akşama "kömür
alacağım" diye çalışıyor...
Niye?
Çünkü o "oy kömürü"
alınsın diye belediyeye vergi ödüyor...
Niye?
Çünkü o "oyunu
satmayan" bir vatandaş...
Şimdi bu kişi kendini nasıl hisseder?
Siz söyleyin, paranızla kömür oyu alınmasına
ne diyorsunuz?
Sizi bilemem ama ben, paramla "sahte hayır"
işlenmesini reddediyorum...
Vereceklerse kendi ceplerinden versinler
kardeşim...
Ben hakkımı helal etmiyorum...