Hakimlerimiz İnternet'e hakim değil!
YouTube'daki rezalete en çok bu sitenin okurları tepki gösterdi.
YouTube'a o kadar çok mesaj gönderildi ki, kendini bilmez bir
dangalağın koyduğu video kaydı hemen yayından kaldırıldı.
Biri gitti ötekisi geldi... İnternethaber Genel Yayın Yönetmeni
Hacer Alkan bir kez daha o rezil videoya tepki gösterdi. Özel mesaj
hazırladı ve okurlara not düştü.
Gelin görün ki, Milliyet ve Vatan hazırlanan metni kendileri
hazırlamış gibi yayın yaptılar ve YouTube'a ateş püskürdüler.
Ve birgün sonra YouTube kapatıldı.
Peki YouTube'nın kapatılması doğru muydu?
Daha doğrusu YouTube'nın kapatılmasına karar veren hakim doğru bir
karar almış mıydı?
Hayır!
Şunu açıklıkla söylemeliyim ki, hakimlerimiz İnternet'e hakim değil
ne yazık ki... YouTube gibi Türkiye'de de benzer şekilde site
kapatılmıştı çünkü.
Ankara'da bir hakim karşısına çıktım dün. O sordu ben cevapladım..
Duruşma bitti bu sefer ben sordum:
"YouTube'nın kapatılmasını doğru buluyor musunuz?"
"Hayır" dedi hakim ve ekledi:
-Yapılana "yayını durdurma" derler. Sitenin tamamı kapatılamaz,
kapatılmamalı. Aykırı bir yayın varsa sadece o yayın için durdurma
kararı verilmeli.
Habervitrini ve birkaç site kapatıldığı zaman yukarıdaki görüşlerin
aynısını söyledim. "Bu yanlıştır" dedim ve hala bu görüşümde
ısrarlıyım.
Doğan Grubu ile ilgili biz bir haber yapmıştık. Mahkeme kararı
geldi, yaptığımız haberin yayını, mahkeme kararı ile durdurulmuştu.
Yani bir tek hakimlerimiz bilgisiz değil bu işte, dava açan
avukatlar da öyle. Onlar ne diyorsa hakim de aynısını yapıyor.
Dün gördüm ki Ankara bu konuda hayli bilinçli. Özel seminerler
verilmiş, bilişim konusunda hakimler savcılar bilgilendirilmiş. Hal
böyle olunca, biri vur deyince, Ankara'nın adaleti öldürmüyor.
Özeti şu:
YouTube'nın susturulması yanlıştı. Bu yanlışın yapılması bizi dünya
aleme rezil etmiştir. Daha da edecektir. Eğer sadece yayımlanan o
rezil görüntü için karar alınsaydı, ne ben ne de başkası
YouTube'nın kapatılmasını tartışmayacaktı.
Lütfen şu mereti öğrenin artık!