Ahmet Hakan, Hıncal Uluç'un ‘Savulun Erdoğan geliyor’ haberini eleştirdi. Hakan, haberin olmazsa olmazlarını aradı ama...
Abone ol Habercilikte en önemli koşul, yazılan haberle ilgili kesin bilgilere sahip olmak. Hıncal Uluç'un yazıdığı bir haber, Ahmet Hakan'ın dikkatini çekti. Hakan, "Hani bunun ‘5 n 1 k’sı?" dedi ve bir ileşimci gözüyle Uluç'u eleştirdi.Yazı: Ahmet Hakan
Kaynak: www.hurriyetim.com.tr
AŞAĞIDAKİ cümleler, Hıncal Uluç’un ‘Savulun Erdoğan geliyor’ başlıklı yazısının giriş cümleleridir:
‘Sonunda olacağı belliydi.. Düşünebiliyor musunuz? Başbakan geçecek diye yollar kapatılıyor ve ambulansa dahi yol verilmiyor. Diyalize yetişmesi gereken böbrek hastası da ölüyor. Polislere, araçta acil hasta olduğu söyleniyor ama, boşuna. Onlar emir kulları... İnsanlığa karşı emir kulluğu olur mu?.. İçlerinden bir teki, yetkisini kullanmaya cesaret edemiyor. Sorumluluğu üzerine alamıyor. Böyle bir rezilliğe, böyle bir cinayete dünyanın uygar hiçbir ülkesinde rastlanmaz.’
Hıncal Uluç’un yazısının en başındaki bu cümleleri okuyunca ilk tepkim tabi ki şu oldu:
‘Vay Be! Meslek büyüğümüz olayı patlatmış! Bu, günlerce tartışılması gereken süper bir haber! Tam manşetlik. Bu olay iktidarı bile sarsar.’
Bu tepkiyi verdikten sonra merakla yazının tamamını okuyuverdim.
Ve fakat...
Heyhat...
Gördüğüm şuydu:
Hıncal Uluç, ‘müthiş iddia’sını kanıtlayacak tek bir ‘veri’ bile ortaya koymuyordu.
Ne olmuş, nasıl olmuş, ne zaman olmuş, kim ölmüş, nerede ölmüş.
Tek bir bilgi yok.
Bu durumda, ‘Böyle bir köşe yazısına dünyanın hiçbir uygar ülkesinde rastlanmaz’ denilmez de ne denir?
Yanlış anlaşılmasın. Böyle bir olayın Şanlıurfa’da olduğuna dair bir iddia gündeme gelmişti. Ben sadece ‘Hani bunun 5 n, 1 k’sı?’ diye soruyorum.
Çünkü yazıyı yazan meslek büyüğümüz, başka gazetelerin spor sayfalarında yayınlanan minicik haberlerdeki en küçük bilgi yanlışını bile kocaman bir makale konusu yapacak kadar ‘habercilik ilkesi’ konusunda titizlenmekle maruftur.
Yani ortada bir ‘Ele verir talkımı / kendi yutar salkımı’ durumu var gibi.