Akşam'dan Oray Eğin, siyaset-mafya-spor üçgeninin tam ortasına koyduğu Şükür'ü ağır bir dille eleştirdi. İşte Oray'ın kaleminden 'bir başka açıdan Hakan' portresi
Abone olAkşam Gazetesi yazarı Oray Eğin, spor-siyaset-mafya sacayağının spordaki yansımalarına değindiği yazısında Hakan Şükür'ü 'çok ağır' eleştirdi.
Eğin'e göre milli futbolcu, yakın siyasi geçmişin bir numaralı aktörleriyle girdiği 'kanka ilişkisi'ini Galatasaray'daki 'kişisel iktidarı'yla pekiştirdi.
İşte Oray'ın kaleminden adlı yazısındaki yakın geçmişin bilinmeyen gerçekleri:
- Epey zaman önce bir arkadaşım Güneri Cıvaoğlu'na iş görüşmesine gitmiş. Konuşmuşlar, tam anlaşacaklar, Cıvaoğlu başka bir toplantısı olduğundan ayrılmış. O aralar toplantılarını, randevularını da Murat Birsel yönetiyormuş. Birsel devam etmiş görüşmeye. 'Bu işin size sağlayacağı avantajları düşünün' demiş, 'Mesela Güneri Cıvaoğlu'yla aynı havuzda yüzeceksiniz.'
Sedat Peker'le birlikte yüzerken fotoğrafları basına yansıyan Hakan Şükür de böyle düşünmüş olmalı. İlişkinin ona sağlayacağı yararları hesaplayıp başlamıştır herhalde.
Ben ikisini ilk kez Hakan'ın ikinci düğününde görmüştüm. Peker, yanında getirdiği Rolex saati Şükür'e hediye etmişti.
Sonradan dikkat ettim, Peker'in evinde adeta bir saat stoğu varmış gibi her futbolcuya bir Rolex hediye edip duruyor. Eskiden Fenerbahçe'de oynayan Tarık'ın nikah şahidiydi mesela, ona da bir Rolex. Gözüne kestirdiği yeni yetmeleri Rolex'le tavlıyor anlaşılan.
Adı basına yansıyan ve yansımayan bir sürü futbolcunun Peker'le ilişkisi var. Ama genç erkeklerin akıllarını çelmek, heveslerini kursağında bırakmak da tehlikeli bir oyun. Birçoğu gidip ona adeta rapor veriyor, yanından ayrılmıyor. Beklentileri ne olabilir ki? Kadın, para? İktidar? Gökhan Özen'in hazırladığı bir video klip, şarkı sözü?
Peker yakınlarına cömert hediyeler verip onların ilgisini çekmeyi başardı her zaman: Serdar Topraktepe ve Ali Eren'e kardeş kardeşe kullanmaları için bir Ferrari almıştı mesela. Kocaeli'de kırmızı bir Ferrari.
Genç futbolcuların bir kısmının Peker'e olan ilgisinin anlaşılır bir tarafı olduğunu düşünüyorum aslında. Çabucak 'bir şey' olmak, başarmak, kabul görme derdindeler. Anadolu'dan gelen, gözleri dış dünyaya büyük ölçüde kapalı, korkutulmuş küçük erkekler 'abi' ararlar. Bu boşluğu Sedat Peker'in dolduruyor oluşu çok tatsız sadece.
Nitekim başka futbolcular da 'abi' isteklerini mesela işadamı Ayhan Bermek'le gideriyorlar. Ondan hediye cep telefonu, bilgisayar alıyorlar.
Bazıları ise hem Bermek'le hem de Peker'le dans edebilecek kadar kurnazlaşabiliyorlar.
Açıkçası, Peker gibi birinin genç türkücü ve genç futbolculardan oluşan tutkusunun da merak edilmesi gereken, kökü onun bilinçaltına uzanan bir tarafı olduğu da açık: Nedir bu ısrar, onların dostluğundan, varlığından, işinden, kimliğinden nasıl faydanalabilir ki?
Aynı ilişki kurma biçimi Mehmet Ağar'la Emre Belözoğlu arasında da var: Ortak noktaları SADECE tuttukları takım olan bu iki 'ayrı dünyaların insanı' nasıl olur da yakın arkadaştır, uzun vakitler geçirir birlikte?
Birçok futbolcu ne Ağar'ı ne de Peker'i bize yansıyan kimlikleriyle bilmez, bilmek istemez zaten.
Ama iş aynı denizde yüzmeye varınca burada bilinçli bir tercihin izini görmemek mümkün mü? Belli ki Hakan Şükür'ün aradığı sadece bir abi değildi. Bunca yıldır bize kabul ettirmeye çalıştığı absürdlüklerdeki ısrarı kendince sağlam bir yere dayanıyormuş demek ki. Milli Takım'da oruç tutmayan futbolculara karşı tavır takınması, Galatasaray'ın Almancıları'na karşı ajanlık yapmasının sebebi şimdi anlaşılıyor: Aynı havuzda yüzmenin avantajları. Onun ham ve ürkütücü iktidar açlığı.
Harita gittikçe derinleşiyor: Bütün bu ilişkiler ağı, çocukları iktidara muhtaç hale getiren düzen bekçilerinin adları birer birer ifşa ediliyor. Biri daha var.
Resmin tamamına bakıldığında ben bir başka tabuya artık hoyratça saldırabileceğimizi düşünüyorum: Fatih Terim'e. Bu çocukları Korkut Eken'le, Mehmet Ağar'la kanka haline getiren, Galatasaray'ın renklerini onlarla Susurluk'a boyayan, korkuyla iktidar kuran, Bodrum'un en çirkin evinin sahibi de kadroda yok mu?
Yazı: Oray Eğin
Kaynak: