BIST 9.475
DOLAR 34,57
EURO 36,03
ALTIN 2.995,65

Hakan Fidan bütün ayarlarını bozdu!..

MİT'e sürekli saldırının nedeni Hakan Fidan'ın birilerinin ayarlarını bozmasından başka bir şey olamaz. Çünkü eğer siz bir FBI/CİA ajanını açık eder veya onlara yönelik operasyona müdahil olursanız bilin ki o gün gördüğünüz son özgür gün olur!..

Bu ülkede  devletin bekası için yerli ve milli  duruş gösteren  hangi devlet adamı varsa  açıktan veya gizli  saldırı altındadır!..
 
Yaşıyor ve görüyoruz!..
 
Türkiye Cumhuriyeti Devletine  masada ve sahada boyun eğdiremeyenler  Cumhurbaşkanı  Tayyip Erdoğan’a…
 
Devletin kasasına göz koyan, dışarıdan hükmetmek isteyip başarılı olamayanlar  Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ a..
 
Türkiye’nin  terör örgütlerini temizlemesinden  rahatsız olanlar   İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ ya…
 
İstihbarat noktasında Türkiye'nin uçuş kuştan haberi olmasını hazmedemeyenler  Milli İstihbarat  Başkanı Hakan Fidan’a…

Her defasında saldırıyor...

Saldırırken çeşitli algı operasyonları ile kafaları karıştırmak istiyorlar!
 

                                                       *
 
İşte son olay MİT’e yönelik oldu…

Çünkü  MİT Başkanı Hakan Fidan'ın  istihbarat noktasında bayrağı hiç yere düşürmemesi hedef olmasına yetiyordu...
 
Yazımızın konusu da işte bu…

Daha önceki bir yazımda  gündeme taşımıştım.Ne yazık ki balık hafızalı bir ülke haline getirilmek istendiğimizden bazı noktaların tekrarında fayda var...

Şöyle dönelim yakın tarihe...
 
Hakan Fidan’ın 27 Mayıs 2010 tarihinde 42 yaşında MİT tarihinin en genç ismi olarak  MİT Başkanı olmasının, hem içeride hem de dışarıda bütün hainlerin planlarını bozduğunu  görmedik mi?
 
Hatırlayın Fidan'ın müsteşar olması, "MİT'te yeni dönem" yorumlarıyla karşılanmıştı… 
 
Öyle ki  o günlerde İsrail'in Haaretz gazetesi o günlerde, İsrail'in gizli istihbarat örgütü MOSSAD'ın, Fidan'ın MİT Başkanı  olarak atanmasından kaygı duyduğunu yazıyordu…
 
Peki o dış  güçlerin ülke içerisindeki taşeronları kimdi?
 
FETÖ..
 

                                                      *
  
Hatırlayalım…

7 Şubat 2012 tarihinde KCK'ya dönük soruşturma kapsamında FETÖ’ye mensup savcılar tarafından   MİT Başkanı Hakan Fidan ifadeye çağrıldı!..
 
Böyle bir çağrı Türkiye'yi derinden sarstı ama Tayyip Erdoğan’ı sarsmadı…
 
Oyunu gördü. FETÖ'nun yargıdaki ayakları  Hakan Fidan üzerinden kendisine gitmek istiyordu!
 
Bu girişim sonrası Fidan ve diğer dört ismi ifadeye çağıran Savcı Sadrettin Sarıkaya'ya dosyadan el çektirildi.  

Ardından da  Başbakan Erdoğan  tarafından MİT mensuplarıyla bazı kamu görevlileri hakkında ceza soruşturması açılmasına, Başbakanlık'tan izin alınması şartı getiren 6278 sayılı kanun çıkarıldı. ..
 
Yani MİT Başbakan koruma altına alındı…
 
O dönem Başbakanlık koltuğunda oturan Tayyip Erdoğan’ın Fidan’a sahip çıkarken, "O benim sır küpüm. Türkiye Cumhuriyeti devletinin sır küpü. Türkiye’nin geleceğinin sır küpü" sözleri Türkiye için Hakan Fidan’ın ne kadar önemli bir  milli irade olduğunu gösteriyordu…

                                                         *
 
Oyun bitmedi!..
 
Bu kez Hakan Fidan’ın başkanlığındaki i MİT’e karşı bu kez MİT tırları kumpası yaşandı.. 
 
1 Ocak 2014'te Hatay'ın Kırıkhan ilçesi ve 19 Ocak 2014'te Adana'nın Ceyhan ilçesinde MİT'e ait araçları durdurarak arama yapan değişik rütbedeki askerler ile savcılar olayı patlak verdi… 
 
Yine baş aktör FETÖ ve yargıdaki elleriydi… 
 
Fethullahçı Terör Örgütü, Milli İstihbarat Teşkilatı Kanunu kapsamında devlet sırrı niteliğindeki faaliyetleri deşifre ederek, MİT üzerinden Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni teröre yardım eden ülke konumuna sokmak istiyordu… 
 
Öyle ki Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni yurt içinde ve uluslararası platformda zor durumda bırakmak ve itibarsızlaştırmak, uluslararası yargı organları nezdinde hukuki ve cezai sorumluluk altına sokmak amacıyla sahte ihbarlarla hazırlanmış büyük bir komploydu bu… 
 
Medyadaki ellerine belgeler yayınlattılar..

Baş aktör Can Dündar’dı..
 
(Daha yeni bir itirafa bakın..
Hollanda Denk Parti Başkanı Tunahan Kuzu’nun “Sizin yaptığınızın cezası Hollanda da 15 yıl hapis” dediği kaçak Can Dündar “Yaptığımın suç olduğunu biliyorum” cevabı  verdi..

O günlerde "Can Dündar suç işlemedi!" diyen müptezeller acaba şimdi ne diyor?

Gazetecilik kisvesi altında dün Hakan Fidan Başkanlığındaki MİT tırları üzerinden Türkiye’ye Cumhuriyeti Devletine operasyon çekiyorlardı.
 
 Tayyip Erdoğan  o gün bu oyunu da bozdu.. 

                                                         *
 
Bitmedi… 
 
Hakan Fidan üzerine oynanan oyun, bu kez parti içine taşındı… 
 
FETÖ’ye göre Hakan Fidan, MİT’in başında olmamalıydı… 
2015 genel seçimi sürecinde ise AK Parti'den milletvekili adayı olmak için görevinden istifa ettirilip adaylık başvurusu yaptırıldı. 
 
Şaka gibiydi…
 
Türk devletinin bekası için son derece önemli bir isim olan MİT müsteşarının milletvekili yapılmak istenmesi çok garipti!.
 
İstifa edip aday olmasını isteyen kişi ise dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu’ydu. Belli ki Hakan Fidan’ın yerine birileri birini hazırlamıştı… 

Hakan Fidan'ın istifa edip milletvekili aday adayı olmasını  aslında kim veya kimler istemişti?

Bu soru hala cevap bulamadı!..

Daha önceki bir yazımda dile getirmiştim bu sorunun cevabı sanırım Ahmet hoca da olsa gerek!..
 
Çünkü Hakan Fidan'ın istifa ettirilip milletvekili aday adayı gösterilmek istenmesinden Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın haberinin olmaması  çok ama çok ilginçti.… (Fidan’a Erdoğan’ın bilgisi olduğu söylenmiş) 
 
Hal böyle olunca Cumhurbaşkanı Erdoğan  şu sözlerle rest çekmişti…
 
 "Ben adaylığına (Hakan Fidan)  olumlu bakmıyorum. Bunu çok açık, net söyleyeyim. Bunu Başbakan'a da (Davutoğlu) söyledim. "  

Soğuk rüzgarlar eserken Erdoğan  peşini bırakmadı… 

"Biz devlet yönetiyoruz. MİT sıradan bir kurum değildir. Devletin en önemli kurumudur. Devletin Milli İstihbarat Teşkilâtı zayıfsa, o devletin ayakta kalması mümkün değildir. Şimdi biz onu böyle bir göreve getirdik. Getiren de benim. Madem öyle, ayrılırken de, eğer müsaade edilmiyorsa orada kalması ve ayrılmaması gerekirdi. Dolayısıyla tabii ki kırgınım." 
 
Erdoğan’ın mesajı üzerine Hakan Fidan yazılı bir açıklamayla milletvekili adaylığını geri çektiğini şu sözlerle duyuruyordu... 
 
" Milletvekili Genel Seçimi aday adaylığı başvurumu geri çekmiş bulunuyorum. Ülkeme ve milletime hizmet yolunda, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da tevdi edilen her vazifeyi hakkıyla yerine getirmenin gayreti içinde olacağım. Bu vesileyle, destek ve itimatlarından dolayı, Sayın Cumhurbaşkanımıza, Sayın Başbakanımıza ve aziz milletimize şükranlarımı arz eder, saygılar sunarım." 

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın  Fidan'ın MİT'in başında kalmasını istemesinin  devletin bekası için ne kadar önemli olduğunu o günden bugüne kadar geçen süreçte gördük...

Fidan’ın  Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yanında kritik süreçlerde Türk devletinin bekası için sigorta değeri taşıyan bir görev üstlendiği ve üstlenmeye devam ettiğine şahit oluyoruz.

                                                   *

Bugün görüyoruz ki yine MİT üzerindeki oyun bitmemiş..
 
Yine hedefte Hakan Fidan’ın başkanlığındaki  MİT var.. 
 
Bu kez Oda TV “Sessiz, sedasız ve törensiz defnedilen Libya şehidi MİT mensubunun cenaze görüntülerine Oda TV ulaştı” başlıklı haberle MİT şehidinin fotoğrafını ve bilgilerini deşifre etti. (Ve gizli gizli defin görüntüleri çekilip yayınlanmış)


Cenazeden fotoğrafları paylaşan, MİT şehidinin doğum tarihini ve cenaze töreninin olduğu camiyi de ifşa eden Oda TV, şehidin ailesini açıkça terör örgütlerinin hedefi haline getirdi.

Şehidin baba ve annesinin ne iş yaptığı, şehidin MİT'te kaç yıl görev aldığı bilgileri de haberde yer aldı. 
 
Yapılanın kanunen açık  suç olduğu bilinmesine rağmen bile bile  suç işlendi… 
 
Oda TV’de tutuklamalar art arda geldi. Oda TV’ye erişim mahkeme kararı ile engellendi.  
 
MİT şehidinin ifşa edilmesi  sıradan bir olay değil.
 
Belli ki bir oyunun parçası.

Bakın…
 
İstanbul  Cumhuriyet Başsavcılığı’nın soruşturmasında elde edilen delillere göre; MİT şehidimizin resmi giyimli fotoğrafının kurumsal ve resmi bir platformdan ele geçirildiği, cenaze görüntülerinin ise uzak mesafeden gizli olarak çekildiği belirlenmiş…
 
Bu bir basın özgürlüğü meselesi asla değil..  
 
Bugünkü tutuklamalara erişim engellemeye karşı “Basın özgürlüğü” edebiyatı yapanlar MİT kanununun ne olduğunu bilmiyorlar mı? 
 
Biliyorlar… 
 
Mit kanunu 27. madde ne diyor; 


 
“MİT mensuplarının isimlerini, ailelerini, görev yerini, mezarını, fotoğraflarını yayınlamak suçtur. Devletin gizli sırlarını ifşadır. Bu belgeleri kullananlara üç yıldan yedi yıla kadar hapis cezası verilir. “

Açık ve net!..
 
İşte bu teamülü güvenlik işleriyle ilgilenen tüm gazeteciler ve bürokratlar bilmektedir… 

O nedenle son olay masumane olabilir mi?
 
Çünkü  bugün de MİT’in Libya operasyonunu deşifre ediyorlar…
 
Neden? 
 
Çünkü  artık bütün bölgede uçan kuştan haberi var,  bütün bölgeyi elinde tutuyor, ABD’ si, Batı’sı, İsrail’i  gibi  ülkelerin gizli planlarını  deşifre ediyor, FETÖ, PKK gibi terör örgütlerinin  tepelerine iniyor… 
 
Milli İstihbarat Teşkilatı Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kilididir…
 
İşte  içeriden ve dışarıdan  hain yapılar o  kilidi açmak için  bugün uğraşıyorlar!
 
Yoksa  “Gazeteciyim özgürüm, istediğimi yazar ve yayınlarım” edebiyatı dünyanın hiçbir  geçerli değildir…
 
Eğer siz bir FBI/CİA ajanını açık eder veya onlara yönelik operasyona müdahil olursanız  bilin ki o gün gördüğünüz son özgür gün olur!..

Şu bir gerçek ki;

MİT Başkanı Hakan Fidan döneminde Türkiye Cumhuriyeti Devleti üzerinde hesap yapan iç ve dış güçlerin, hainlerin, işbirlikçilerin, terör örgütlerinin bütün ayarları bozuldu...

İsrail medyasının her defasında MİT'i gündeme getirip her defasında Başkan Hakan Fidan'ı hedef göstermesi her şeyi anlatmıyor mu?

O nedenle  bu devletin bekası, bu ülkenin huzuru, bu milletin güvenliği için çalışan "sessiz kahramanlar" Milli İstihbarat Teşkilatımızı hedef alanlara karşı koruyup kollamak ve sahiplenmek  her Türk evladının görevidir...

Mesele  sadece bile bile "lades" dediği belli olan ODA TV meselesi değil...

Çok ötesi!..