1. Hatay Medeniyetler Buluşması'nda konuşan Türkiye Musevileri Hahambaşı İsak Haleva medeni olmaktan çoktan vazgeçti.
Abone ol1. Hatay Medeniyetler Buluşması'nın ikinci gününde, "Dinlerin Medeniyete Katkıları" konulu sempozyumunda konuşan Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Bardakoğlu, gerçekleştirilen bu sempozyumun bir dini sempozyum olmadığını belirterek, sempozyumun barış içerisinde yaşamanın yollarını arama toplantısı olduğunu söyledi. Rum Ortodoks Patriği Bartholomeos ise, ayinleri gövde gösterisi, ziyaretleri misyonerlik olarak algılayan zihniyeti anlamakta güçlük çektiğini ifade etti. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın katılımıyla dün akşam açılışı yapılan 1. Hatay Medeniyetler Buluşması'nın ikinci gününde, "Dinlerin Medeniyete Katkıları" konulu sempozyum düzenlendi. Sempozyumun ilk oturumuna başkanlık eden Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Bardakoğlu, gerçekleştirilen bu sempozyumun bir dini sempozyum olmadığını belirterek, "Bu bir barış içerisinde yaşamanın yollarını arama toplantısıdır. Barış içerisinde yaşayacaksak dinin katkısı mutlaka olmalıdır" dedi. Daha sonra söz alan Rum Ortodoks Patriği Bartholomeos, Aziz Paulos'un İsa Mesih'in müjdesini Anadolu'da Antakya'dan başlayarak vaaz ederken, tüm milletlere aynı sıcaklıkla ve şevkatle yaklaştığını ifade ederek, "Dünyamız, geçtiğimiz yüzyılın son 10 yılından başlayarak farklı bir gerginliğin tüm etkilerini her alanda güçlü bir şekilde hissetmektedir. Bilim - teknik alanında yaşanan son derece hızlı gelişmelerin olumlu ve olumsuz bir ürünü olarak küreselleşme, gezegenimizin en ücra köşelerinde bile etkilerini tüm ağırlığıyla göstermektedir. Bundan yıllar önce medeniyetler ve dinler arasında gelişmeye başlayan gerginliği tehlikeli noktalara ulaşmadan durdurmak amacıyla hem kendi dindaşlarımız hem de farklı inanç gruplarının önderleriyle mesaimizi artırmaya çalıştık. Terörist eylemlerin ardından bazılarının göstermek istediği gibi dinlerin kendisinin bulunamayacağını, Müslümanlar'a karşı hareketlenen kamuoyunu doğru bilgilendirmek amacıyla her fırsatta ve her platformda anlatmaya çılıştık. Yola çıktığımız noktadan ileride olduğumuzu kimse inkar edemez. Ülkemiz nüfusunun büyük çoğunluğunu oluşturduğu için Müslüman kardeşlerimizle bilhassa önem verdiğimiz iyi ilişkilerimiz, karşılıklı ziyaretler ve akademik toplantılarla sürmektedir. Ancak bütün bu olumlu sürece rağmen bazı hususları gözardı etmemeyi objektifliğin gereği saymalıyız. Diyalog her şeyden önce en az iki taraflı bir süreçtir ve tarafların empati kurmaları bunun ön şartıdır. Bu noktada bizlerin haklı olarak beklediğimiz empatiyi belki de yeterince hissedemediğimizi üzülerek ifade etmek isterim. Güvensizlik ve rivayetler üzerine sağlıklı bir diyalog inşa edilemeyeceği açıktır. Ayinlerimizi gövde gösterisi, ziyaretlerimizi misyonerlik olarak algılayan zihniyeti anlamakta güçlük çekiyorum. Gerçek niyetlerini başka şeylerin arkasına saklayarak patrikhanemiz ve cemaatımız üzerinden politika yapmaya çalışanların gayretlerini üzüntüyle karşılıyoruz" diye konuştu. Bartholomeos, konuşmasının sonunda Ramazan ayının tüm Müslümanlar'a hayırlı olmasını temenni etti. Ermeni Patriği Mesrob Mutafyan ise, dünyada Hristiyanlık'ın ilk kez Antakya'da telaffuz edilmeye başlandığını vurgulayarak, "İncil'in mesajı bu topraklarda yayılmaya başladı. Bu dünyada bugün savaşlar uluslararası nefret kavramları ve gözyaşıyla dolu. Bir yandan da medeniyetler ve diyalogdan bahsediliyor. Çelişkinin nedeni basit. İnsanlar inandıklarını söylüyorlar, inandıklarının gereklerinden kaçınıyorlar. Bugün dünyada insanlar daha fazlasına sahip olmak için çalışıyor. Bu tutum herkesi vuruyor. İnsanlık, frenleri tutmayan vesait halinde yol alıyor. Ülkeyi yönetenler yanlışı allıyor, pulluyor ve bu yüzden ki gençler uyuşturucudan ölüyor, para için değerler ayaklar altına alınıyor. Zaman zaman da dinler bu çarpıklığa alet ediliyor. Din ve mezhep adına dünya bölünmemeli. Dinler kolaylıkla ekonomik ve siyasi alanda körükleyici olabilir. Bu görev de din görevlilerinin omzundadır. Din, olumsuzluk çerçevesinde kullanılırsa daha vahim bir durum ortaya çıkar" şeklinde konuştu. Mutafyan, küreselleşen dünyanın, farklı din, kültür ve medeniyetin yan yana yaşamasını zorunlu hale getirdiğine işaret ederek, "Biz diyoruz ki ilahi vahiy dışında hiçbir doğru yoktur. Geçen yüzyılda arındırılmış ırk peşinde koşanlar olduğu gibi bizim çağdaşlarımızdan bazıları da Samuel Huntington gibi lüks koltuklarına gömülmüş, saf kültür, özgür medeniyet, dolayısıyla da din ve kültür blokları medeniyetler çatışması gibi görüşler üretmeye, bunu devletlerin yöneticilerine ve kitle iletişim sektörüne empoze etmeye çalışmaktadır. Ancak insanlık tarihinden beri kültürler etkileşim içerisinde olmuştur. Hatay'daki taşlar bunun sessiz tanıklarıdır. Bugün dünyada en fakir ile en zengin arasında 900 kattaki farktan bahsediliyor. Böyle bir ortamda canlı bombalardan bahsetmek zor olmasa gerek. Böyle giderse yarın bugünü aratır. Bu savlara din görevlileri ve akademisyenler alet olursa vahim bir durum olur. Bugün çoğunluktaki farklı oluşumuz zenginlik olarak görülmüyor" ifadelerini kullandı. Ramazan ayının tüm Müslümanlar için hayırlara vesile olmasını dileyen Mutafyan, Hatay Valisi Abdülkadir Sarı'dan, Hatay Havaalanı ile Arsuz Keltik yolunun bir an önce tamamlanmasını ve yerleşim alanlarındaki planlama çalışmalarına hız verilerek çevrenin korumaya alınmasını istedi. Türkiye Musevileri Hahambaşı İsak Haleva da, her yıl 6 milyon çocuğun kötü beslenme nedeniyle hayatını kaybettiğini ve Afrika'da nüfusun yarısının temel besin maddesine ulaşamadığını dile getirerek, "Eşcinsellik yaygınlaşmış, eşcinsel evliliğe meşruiyet kazandırılmaya çalışılıyor. Her türlü ahlaksızlık aldı başını gidiyor. Peki medeniyetler ne yapıyor? Askeri harcamalar için saniyede 100 milyon dolar topa tüfeğe harcama yapılıyor. Bu 1 trilyon dolar para demektir. Bununla kaç okul, kaç yuva açılır hiç düşünülüyor mu? Niye düşünelim ki? Eğer medeniyet dedikleri buysa, ben çoktan medeni olmaktan vazgeçtim. Olmaz olsun böyle medeniyet. Medeniyet intihar ediyor, gümbür gümbür yıkılıyor" dedi. "Dinlerin Medeniyete Katkıları" konulu sempozyumun ikinci oturumuna Doç. Dr. Mehmet Görmez başkanlığında devam edildi.