BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  GÜNCEL

Habur yeniden yaşanabilir!

3. Yargı Paketi'nin 1. bölümü üzerinde görüşmeler tamamlandı. Görüşmelerde Habur ve Öcalan'ın İmralı'da olup olmadığı tartışmaları da gündeme geldi...

Abone ol

Adalet Bakanı Sadullah Ergin, Habur konusunda, ''İhtiyaç olması halinde devlet geçmişte yaptığı gibi bundan sonra da benzer uygulamalar yapar'' dedi.

TBMM Genel Kurulu'nda 3. Yargı Paketi'nin görüşmeleri sürüyor.

CHP Uşak Milletvekili Dilek Akagün Yılmaz, tasarının 1. bölümü üzerinde yaptığı konuşmada, Ergin'in terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan ile ilgili açıklamasının kendilerini tatmin etmediğini belirtti.

Yılmaz, ''1 yıldır görüş yaptırılmıyor. Burada bir bit yeniği olmasa, protesto yaparlar mı? Sayın Bakan 'bizde böyle bir bir bilgi yok' demekle kaçamazsınız. Sizin sorumluluğunuz var. Cezaevinde değil, başka yerde barındırılması affedilemez. Böyle bir hata, kasıt, kusurunuz varsa bu Yüce Divan'da yargılanmayı gerektiren suçtur. Açıklamanız yeterli değil'' dedi.

BDP Grubu adına İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder de bölüm üzerinde konuşurken, ''Öcalan'ın İmralı'da olup olmadığı'' tartışmaları yapıldığını ifade ederek, ''Bu ülkede bir koster vakası olarak tarihe geçecek olan ağır ihlal yapılırken mahkumun hüviyetine bakılmaz. Söz konusu Tolon ya da Öcalan olduğunda tavrınız değişmemeli, 'avukatıyla niçin görüştürülmüyor?' diye sormanız gerekir'' dedi.

Bugünün özel yetkili mahkemelerinin İstiklal Mahkemeleri'nden hiçbir farkı olmadığını savunan Önder, ''Ha Kel Ali, ha Kör Ali. O gün yapılan hoyratlık neyse bugün de odur. 3 Ali, işi o kadar azıtmıştı ki bunları buraya getiren irade 'bir mahkeme de sizin için kurarım' demek zorunda kalmıştır. Bugün ÖYM için söylenen de bunun kibarcasıdır. Çünkü iktidarın kendisine yöneldi. Şeyh Said yargılanırken, 'sanığın idamına, yargılamanın devamına...' diye bir replik bu ülkenin tarihine geçmiştir. Bugün de yapılan budur'' diye konuştu.

YENİ CEZAEVLERİ AÇILACAK
Adalet Bakanı Sadullah Ergin, milletvekillerinin bölüm üzerinde sorularını yanıtlarken, cezaevlerinde yer olmadığı için hükmü kesinleşmiş olmasına rağmen infazının ertelenmesinin söz konusu olmadığını ifade etti.

Cezaevlerinde doluluk oranının Türkiye ortalamasının mevcutla eşit göründüğünü anlatan Ergin, ''Yüzde 100 görünüyor. Ama belli bölgelerde dağılımdan kaynaklanan yoğunluklar var. Bunların dengelenmesi için nakiller var. Başka bölgeye gitmek istemeyen hükümlü ve tutuklular ve aileleri devreye giriyor. Cezaevlerindeki yoğunluğu çözme noktasında 2009 yılında eylem planı devreye konuldu. Bu plan çerçevesinde ciddi kapasite artışı sağlayacak yatırımlar başlamıştır. Önemli kısmı inşa halindedir. Bu yıl içinde 22, 2013'te 34, 2015'te 50'nin üzerinde cezaevi kapasite artışıyla devreye girmiş olacak'' diye konuştu.

MHP'li bazı milletvekillerinin ''Habur'a mobil mahkeme götürdünüz'' demesi üzerine konunun Genel Kurul'da çok tartışıldığını hatırlatan Ergin, ''İhtiyaç olması halinde devlet geçmişte yaptığı gibi bundan sonra da benzer uygulamalar yapar. İmralı'da ceza infaz kurumu var ama oraya o günkü ismiyle DGM, daha sonra Ankara Ağır Ceza Mahkemesi gitmiştir ve bölücü örgüt başını orada yargılamıştır. Güvenlik şartları, değişen gelişen ortama göre usul yasalarında verilen imkan geçmişte kullanılmıştır. Bundan sonra ihtiyaç olursa yine kullanılır'' dedi.

"ADLİYE SARAYLARI YETMEZ"
Türkiye'de yargıya ilişkin eleştirilerin öteden beri devam ettiğini kaydeden Ergin, bunların yargılamaların uzunluğundan, vatandaşın adaletle buluşamamasından kaynaklanan yoğun şikayetlerin yanı sıra fizik kapasite eksikliği, mevzuatın iyi olmaması, eğitimin yeterli olmamasından ötürü şikayetleri ortadan kaldırmaya yönelik çalışmanın 2009 sonunda başlatıldığını anlattı.

Fiziki altyapıyı inşa etme noktasında önemli mesafeler alındığını kaydeden Ergin, ''Ancak adliye sarayları yapmak, fiziki şartları iyileştirmek çözüm değil. Bununla beraber mevzuat altyapısını da günün şartlarına ve evrensel hukukla barışır hale getirmek önemliydi. Temel yasaları birlikte yaptık. Yargıya güvenin oluşturulması noktasında en önemli adım, makul sürelerde yargılamaların sona erdirilmesi ve vatandaşın adaletle buluşması sıkıntısıydı. İlk 2 paketle önemli neticeler aldık'' dedi.

Türkiye'de ilk derece mahkemelerinde karara bağlanma süresinin ortalama 200-210 gün olduğunu, bunun 6,5-7 aya tekabül ettiğini vurguladı. Yılda 6 milyon dosyanın sisteme girdiğine işaret eden Ergin, şöyle konuştu:

''Bu dosyaların ortalama bitme süresi 200-210 gündür ama esas itibarıyla temyizde çok zaman kaybı yaşanıyor. Bunun için Yargıtay ve Danıştay'ın üye ve daire sayısı artırıldı. İlk kez 2011 yılının Eylül ayından itibaren gelenden fazla dosya karara çıkmaya başladı. 1 milyon 200 bin civarında da stokta dosya bekliyordu. Sürekli gelen dosyalar da bunun üzerine biniyordu ve yılda ortalama 100 bin dosya iş yükü olarak artıyordu Yargıtay'da. Şimdi o artış durmuştur, stokta bekleyen dosyalardan azalma başlamıştır. 1 milyon 200 bin dosya 880 bine gerilemiştir. 2011 yılın ilk 5 ayında ceza dairelerinde 68 bin dosya karar çıkmışken, bu yılın aynı döneminde 200 binin üzerinde dosya karara çıkmıştır.

Yargıtay'da önemli hareketlenme olmuştur. Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun yaptığı planlamayla cezada 2 yıl içinde, hukuk dosyalarında 1,5 yılda stokları bitirmek ve ilk derece mahkemelerinden gelen davaların 2-2,5 ay içinde karara bağlanarak bölgesine gönderilmesi hedeflenmiştir. İlk derece mahkemesinde 200-210 günde gelen dosya, 2-2,5 ay Yargıtay'da kaldığında, posta süresini de koyun, en fazla 11-12 ayda kesinleşmiş olarak karara çıkacaktır. Bu Türkiye'de bizim için hayal etmesi bile zor bir sonuçtur. Bu limiti yakalarsak adalet olan güven hızla yükselecektir.''

AİHM KRİTERLERİ
Evrensel hukukla uymayan kararların çıkması da adalete güveni sarstığını belirten Ergin, Türkiye'deki yargıçların Strasbourg mahkemelerine çalışma ziyaretlerine, Türkiye içinde ve dışında eğitime gönderildiğini anlattı.

Ergin, hakim savcıların terfi kriterlerine AİHM içtihatlarını ne kadar dikkate aldığının da eklendiğine işaret ederek, Türkiye aleyhine verilen ihlal kararlarının önemli kısmının Türkçe'ye çevrilerek UYAP üzerinden hakim ve savcıların kullanımına açıldığını söyledi. Ergin, evrensel hukukla barışık karar çıkması noktasında ciddi çaba sarfedildiğini de belirterek, ''Bütün bunlarla birlikte Türkiye'de makul sürede yargılanma, evrensel hukukla barışık karara ulaşma, fiziki şartların ikmaliyle birlikte yargıya güven hızla yükselecektir'' dedi.

Bölüm üzerindeki görüşmeler tamamlanarak maddelerine geçildi.

Öte yandan, MHP Iğdır Milletvekili Sinan Oğan Meclis'te Iğdır kayısısı dağıttı.