BIST 9.660
DOLAR 34,60
EURO 36,32
ALTIN 2.924,07
HABER /  GÜNCEL

Haberim yoktu diyen Karadayı kızdırdı

AK Parti Manisa Milletvekili Doç. Dr. Selçuk Özdağ, Batı Çalışma Grubu'ndan haberinin olmadığını iddia eden Karadayı'ya tepki gösterdi.

Abone ol

Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu Üyesi ve AK Parti Manisa Milletvekili Doç. Dr. Selçuk Özdağ, 28 Şubat soruşturması kapsamında adli kontrol şartıyla tutuksuz yargılanan eski Genelkurmay Başkanı Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı'nın yargılanmasını değerlendirdi.

Özdağ, “Batı Çalışma Grubu (BÇG) gibi gruplar kurulurken bir Genelkurmay Başkanı’nın habersiz olması mümkün değil. Görmediyse nasıl bir Genelkurmay Başkanı? Gördüyse ve sustuysa ciddi bir nakıslıktır, demokrasiye ihanettir.” dedi.

Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu Üyesi ve AK Parti Manisa Milletvekili Doç. Dr. Selçuk Özdağ, Cihan Haber Ajansı’na (Cihan) yaptığı açıklamada, 28 Şubat döneminin Genelkurmay Başkanı Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı ve Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Çevik Bir gibi isimlerin zaman zaman ‘kışlanın kapısından döndük’ gibi ifadelerle siyaset kurumunu baskı altında tuttuklarını söyledi. Orgeneral Karadayı’nın, Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu’nda sarf ettiği merhum Başbakan Adnan Menderes’in ezanı aslına uygun şekilde okuttuğu için idam edildiği yönündeki sözlerinin de, halen demokrasiyi içselleştiremediğini gösterdiğini aktardı.

Özdağ şöyle devam etti: “28 Şubat post modern darbeler yapılırken veya Batı Çalışma Grubu (BÇG) gibi gruplar kurulurken bir Genelkurmay Başkanı’nın habersiz olması mümkün değil. Mutlaka haberi vardır. Gereğini yapmamış olması dahi görevini ihmal etmiş olması suçuna girer. Görevini yapması icap ediyordu. Görmediyse nasıl bir Genelkurmay Başkanı. Gördüyse ve hesabını sormadıysa veya hukuka bunu iletmediyse görevde ihmal var. Gördüyse, sustuysa ve destek verdiyse (sustuysa bile destek vermek anlamına gelir) o günden bugüne susmuş olmasını bile ciddi şekilde nakıslık, demokrasiye - millet iradesine ihanet olarak kabul ederim. Yeni sorunlarla yeni trajedilerle karşılaşmak istemiyorsak kim hukuk dışı ne yaptıysa hesabı sorulmalı. Hesabını sormazsak Menderes ve arkadaşlarının vebali üzerimizde olur. 28 Şubat’ta okullarından, hayallerinden, istikballerinden edilen çocukların; 1971’in 1980’in çocuklarının vebali üzerimizde olur.”

"CHP’NİN PROTESTOSU YARGIYI BASKI ALTINA ALMAKTIR"

Ergenekon davasında CHP ve İşçi Partisi’nin sanıklara destek için Silivri Cezaevi'nde toplanmasını da hatırlatan Özdağ, “CHP’nin protesto için İşçi Partisi’nin peşine düşmesi yargıyı baskı altına almaktır. Orgeneral Karadayı’nın ifade vereceği gün İşçi Partililerin protestolarını da aynı şekilde değerlendiriyorum. Yargıya inanmayanların, hukuka inanmayanların demokrasiden bahsetmesi mümkün değildir. Bu şahıslar ceza alırlarsa ana muhalefet partisi de zor duruma düşecektir.” ifadesini kullandı.

“HESABI SORULMAYAN HER DARBE, BİR BAŞKA DARBECİNİN DAVETİYESİ HALİNE DÖNÜŞTÜ”

28 Şubat’ı 1960 darbesinin devamı olarak gördüğünü kaydeden Özdağ, “52 yıl sonra olsa da darbecilerle hesaplaşmamız gerekiyor.” diye konuştu. 1960 darbesinden sonra siyasetçilerin, merhum Başbakan Adnan Menderes’in idama giden görüntüleri ile korkutulduğunu söyleyen Özdağ, “Birileri siyasetçi terbiyeciliğine soyundu. Kimdi bunlar? TSK’yı tenzih ederim, ama cuntacı askerler, TSK’nın imajını sarsan askerler, aynı zamanda kirli şantajcı medya, kirli şantajcı sermaye ve bazı sivil toplum kuruluşları.” sözlerini kaydetti.

Darbe girişimcilerinin yargılandığı bir dönemden geçildiğine dikkat çeken Özdağ, “Darbecilerle hesaplaşmayan bir yapı demokrasi ile tanışamaz… 1960 darbesinin hesabı sorulsaydı 28 Şubat olmayacaktı. 1971’in hesabı sorulsaydı 1980 olmayacaktı, 28 Şubat olmayacaktı. Hesabı sorulmayan her darbe bir başka darbenin, bir başka darbecinin davetiyesi ve teşvikçisi haline dönüştü. Bundan zararlı çıkan da daima halk oldu.” şeklinde konuştu.

“28 ŞUBAT RUHUMUZA MUSALLAT OLDU, MİLLETİN DEĞERLERİNE SAVAŞ AÇILDI”

1960-1971 ve 1980 darbelerinin Türk milletinin bedenine musallat olduğunu vurgulayan Özdağ, “Ancak 28 Şubat 1997’den itibaren yapılan post modern darbe ise ruhumuza musallat olmuştur.” dedi. Toplumsal olayların tüm hesaplar görüldükten sonra kapatılması gerektiğini kaydeden Özdağ, “Bütün hesaplar görüldükten sonra bu defter kapatılabilir. Ancak şu anda hala 1960’ın, 1971’in, 1980’in hesabı kapatılmadı. 28 Şubat’ın hesabı hiç kapatılmadı.” diye konuştu.

28 Şubat’ın kültürel savrulmalara neden olduğunu dile getiren Özdağ, şunları ifade etti: “Post modern darbe bu milletin değerlerine ve inanç dünyasına savaş açtı. İslam adına savaş açtılar, kültürel dokumuza savaş açtılar, inançlarımız ile alay etmek istediler. Üniversitelerde, askeriyede, basın yayın kuruluşlarında, devlet dairelerinde terör estirdiler, psikolojik baskı yaptılar. Toplum mühendisliğine soyundular.”

28 Şubat’ın medya, sivil toplum, sermaye ve bürokrasi ayağı da olduğuna işaret eden Özdağ, zaman içerisinde bağımsız yargının, bu ayaklara da temas edeceğine, bu ayaklara da mutlaka dokunacağına inandığını, dokunursa hakikatlerin ortaya çıkacağını sözlerine ekledi.