Yeni Şafak yazarı Kürşat Bumin ve Alper Gümüş'ü fena halde kızdırdık. İkiliye göre, Haberciler sitesinin hangi telden çaldığı belli değil.
Abone oldiyor Yeni Şafak'ın iki yazarı... Fatih Altaylı'ya "geç" verilen cevaptan söz ediyorlar.
Nadiren uğruyorlarmış (!) Yeni Şafak'a.. Fatih Altaylı'nın mektubu o nadir (!) uğramaların birinde tutuşturulmuş ikilinin eline. Okumuşlar mektubu, sonunda "düzeltme" talebi görmemişler!
Fatih Altaylı özlemiştir herhalde Kürşat Bumin ile Alper Görmüş'ü.. Özlem gidermek için oturup mektup yazmış!
Neyse bu bizim konumuz değil.. Bizi ilgilendiren, K.B ile A.G'nin Haberciler'le ilgili yazdıkları.. Dilerseniz önce bu yazının tamamını okuyalım:
-Birkaç hafta önce Hürriyet'ten Fatih Altaylı'nın da adının geçtiği bir değerlendirme yayımlamıştık. Vakit gazetesinin generallere bir trilyon liraya yakın tazminat ödemeye mahkûm olmasını merkeze alan bir değerlendirmeydi bu..
Söz konusu yazıda bir karşılaştırmaya fırsat vermek için, Fatih Altaylı'nın radyodan avukat Eren Keskin'e yönelik sarfettiği "tecavüz"ün eşiğinden dönen "sözleri" dolayısıyla 60 milyon lira para cezasına çarptırılmasını da hatırlatmıştık...
Neyse, yazı yayımlandı ve bu iş de bitti...
Ancak yazının yayımlanmasının üzerinden epeyce (tam olarak ne kadar şimdi çıkaramıyoruz) bir gün geçtikten sonra, Yeni Şafak'ı ziyaret ettiğimiz bir gün (nadiren ziyaret ediyoruz) elimize tutuşturulan posta içinden Altaylı'nın bize hitaben yazdığı mektup da çıktı. Altaylı mektubunda, bizim karşılaştırdığımız iki davanın farklı türden davalar olduğunu, Vakit'in başına gelenlerin bir "tazminat davası", kendi başına gelenlerin ise bir "ceza davası" sonucu olduğunu belirtiyordu.
Yani sonuç olarak, "Çalışmalarınızda başarılar dilerim"(!) diye biten, sadece bilgi veren, Kronik Medya'da bir "düzeltme" yayımlanmasını filan talep etmeyen, ve de üstelik bizim elimize geç ulaşmış bir mektup söz konusuydu.
Hikayenin devamı da var: Meğerse Altaylı, bizden hiçbir şey talep etmeyen, bize sadece "Çalışmalarımızda başarılar dileyen"(!) bu mektubuna Kronik Medya'da yer vermediğimizi görünce, bu kayıtsızlığa, bu "adam yerine konmamaya" çok hiddetlenip köşesinde bir yazı yayımlamış. Fakat siz şu işe bakın ki, her gün ilk işimiz Hürriyet'i "masaya yatırmak" olduğu halde, biz bu "sitem" dolu yazıyı atlamışız...
Hikayenin sonu: Önceki gün bir arkadaş önümüze internette yayın yapan bir "haber sitesi"nden aldığı bir çıktıyı koyuverdi. "Haberciler" adlı, hangi telden çaldığı belli olmayan bir site bu tür "yüklenmelere" çok da meraklı bir site. Sitede yer alan haberin başlığı şöyleydi: "Altaylı, Yeni Şafak'a yüklendi"(!) Hemen anlışıldı ki bu haber Altaylı'nın bize "yüklendiği" yazıyı nakletmekteymiş...
Altaylı'nın hakkımızdaki laflarını -artık önümüze konduğuna göre- okuduk tabii ki...
Altaylı yazısında birtakım laflar ettikten sonra işi getirip bakın nereye bağlıyor:
"Ben de bu ikiliyi 'adam yerine koyup' bir bilgi yazısı yolladım."
Adamın sözlerindeki şu terbiyesizliğe bir bakın; bizi "adam yerine koyup" da bir bilgi yazısı yollamış ama biz yayımlamamışız...
İyi ki bu yazıyı gününde okumamışız... Yoksa ne olur olmaz, sıcağı sıcağına bir "tazminat davalık" laf da biz edebilirdik!
Peki şimdi epeyce soğumuş bu yazı hakkında ne yapsak acaba? "Ceza davası" mı, yoksa "tazminat davası" mı açsak?
Düşünmedik değil doğrusu...
Ama sonunda, bir ağızdan şu ünlü "Kervan"lı deyimimizi seslendirerek bu yönde bir girişimde bulunmamaya karar verdik!
Doğrusu da buydu zaten... Başka işimiz mi kalmadı?...
"Kervan"lı deyimle işi bitirmek mutlaka en doğru seçim. (K.B., A.G.)
Bir kızgınlık, birilerine karşı öfke olduğu besbelli. İkili Altaylı'ya ateş püskürüyor. Tabi sadece Altaylı'ya değil, Altaylı'nın yazısını yayımlayan Haberciler'e de...
"Hangi telden çaldığı belli olmayan site" suçlamasının nedeni başka ne olabilir ki? Biz habercilik yapmışız, Altaylı'nın görüşlerini haberleştirerek yayımlamışız. Tıpkı Medyakronik'in de daha önce yazdığı çok yazıyı haberleştirdiğimiz gibi.
"Yüklenmelere meraklı" bir siteymiş Haberciler!
Valla "yüklenmelere" değil de, yüklenmeye meraklı olduğumuz doğrudur. Hiçbir gruba yakın değiliz, kim nerede hata yapıyorsa oraya yükleniyoruz. Tarafsız doğru bir şekilde, her kesimden her görüşten yazarın görüşlerine yer veriyoruz.
Haberciler.com Türkiye'de KÜNYE'si açık olan tek sitedir. Haberciler.com İnternethaber Yayın Grubu'na bağlı bir site olup, bünyesinde 24 saat kesintisiz yayın yapmaktadır.
Haberciler.com Kürşat Bumin'in de dikkatle izlediği bir sitedir. (Kendi ifadesi) Biz Fatih Altaylı'nın yazısını yayımladık diye, her şeyin üzerine anında çizik atılacaksa, varsın atılsın. Biz yolumuza ilkelerimize bağlı bir şekilde devam edeceğiz. Kürşat Bumin ve Alper Görmüş zihniyetindeki kişiler, hatalarını zamanla anlayıp özür dileyeceklerdir.
Biz sabırlıyız, hem de tahammüllü...
Nasırımıza basılınca ciyak ciyak bağıranlardan değiliz.