Ergenekon davasında tahliye olan CHP Zonguldak Miletvekili Mehmet Haberal, ikinci gününde Başkent Üniversitesi'ni ziyaret etti.
Abone olÖzgürlüğünün ikinci gününde üniversitesini ziyaret eden Haberal, davayla ilgili soruları kabul etmedi bilimsel çalışmalarla ilgili sorulara ise "Kusura bakmayın, ben gücümü kaybetmedim ki" karşılığını verdi.
Ergenekon davasında 12 yıl 6 ay hapis cezası alan ve tahliye edilen CHP Zonguldak Milletvekili Mehmet Haberal, özgür olmanın keyfini yaşadığını söyledi.
Haberal, sabah saatlerinde gittiği Başkent Üniversitesi Kampüsü'nde öğretim üyeleri ve çalışanlarca çiçeklerle karşıladı. Haberal, binalara Türk bayrakları ve kendi fotoğraflarının asıldığı kampüste, yetkililerden bilgi aldı.
Hukuk fakültesi öğrencileri için yapılan duruşma salonunu gezen Haberal, buradaki eğitim amaçlı duruşma salonunun Türkiye'de ilk olduğunu söyledi. Eğitimde pratiğin önemli olduğunu vurgulayan Haberal, hukuk fakültesi öğrencilerinin bu salonda uygulamalı eğitim alacaklarını belirtti.
Bir gazetecinin, yeniden mahkeme salonunda olmanın nasıl bir duygu yaşattığını sorması üzerine Haberal, "Burası Başkent Üniversitesinin mahkeme salonudur. Ben de bu üniversitenin kurucusu, mahkeme salonunu yapan kişi olarak diyorum ki Başkent Üniversitesinin öğrencilerine katkı sunan bir mahkeme salonu var rahat rahat buraya gelsinler" dedi.
Haberal, sözlerine şöyle sürdürdü:
"Dünyada iki meslek var ki doğrudan insan hayatıyla meşkuldur. Bunlardan birisi hekimler diğeri de hakimlerdir, yargıçlardır. Dolayısıyla her ikisinin de amaçları bir an önce topluma kazandırmaktır. Nasıl ki bir hekim olarak benim görevim hastamı tedavi edip onu bir an önce sağlığına kavuşturup işinin başına döndürmek ise elbette ki hakimlerin de yargıçların da savcıların da görevi karşısına gelen suçlu kim ise cezası mı gerekecek, o cezasını verip bir an önce onu topluma geri döndürmektir. İşte bu mahkeme salonu da öğrencilerimize bu imkanı sağlıyor. Öğrencilerimize başarılar diliyorum."
ÜLKEMLE GURUR DUYUYORUM
Haberal, Başkent Üniversitesine dönmesinin nasıl bir duygu olduğunun sorulması üzerine de "Ben burada olmaktan büyük mutluluk duyuyorum. Arkadaşlarım ülkemizin geleceğine çok önemli katkı sağlıyorlar. Onlara çok teşekkür ediyorum" dedi.
Dünya Organ Nakli Derneğinden kendisi cezaevindeyken bir ödül aldığı hatırlatılarak, "Odanızda böyle bir süprizle karşılaştığınız, bunu nasıl değerlendirirsiniz" sorusu üzerine Haberal, Türkiye'nin, dünyanın her tarafında konuşulduğunu savundu.
İstanbul'da, 2008 yılında, 78 ülkeden yüzlerce katılımcı ile organ nakliyle ilgili toplantı yaptıklarını ve sonunda İstanbul Deklerasyonu yayımlandığını anımsatan Haberal, bunun amacının da organ ticaretini önlemek olduğunu kaydetti. Organ naklinin sadece bilimsel şekilde yapılması gerektiğine değinen Haberal, Prof. Dr. İhsan Doğramacı ile Türkiye'de bu konuda yaptıkları çalışmalar hakkında bilgi verdi.
Sadece bilimle ilgili soru sorulmasını isteyen Haberal, Türkiye'nin organ nakli konusundaki başarısından söz etti, "Ülkemle gurur duyuyorum" dedi.
HÜRRİYET VE ADALET
Geceyi evde geçirmenin nasıl bir duygu olduğu sorusuna Haberal, şu cevabı verdi:
"Ben Hemşin yaylalarından geldiğim için tabiatı çok özledim. Dolayısıyla benim evimin bahçesinde ağaçlar yeşillikler var. Ben hiç uyumadım. Hep o ağaçlar arasında, yeşillik içinde keyifle dolaştım. Özgür olmanın keyfini yaşıyorum. Atatürk, 'Her şeyin temelinde hürriyet var' demişti. Diyojen'e sormuşlar, 'Yeryüzünün en güzel şeyi nedir', 'Hürriyettir' demiş ve elbette ki adalet."
BEN GÜCÜMÜ KAYBETMEDİM
Haberal, "Yeniden organ nakli için kendinizi hazır ve güçlü hissediyor musunuz" sorusuna ise "Kusura bakmayın, ben gücümü kaybetmedim ki" karşılığını verdi.
Prof. Dr. İhsan Doğramacı Konferans Salonu'nda, öğretim üyelerine ve personele de hitap eden Haberal, Başkent Üniversitesi'nin kuruluşu ve bugüne gelişi hakkında bilgi verdi.
Kampüste yapımı devam eden birimleri gezen Haberal, daha sonra Başkent Ünivesitesi Ankara Hastanesine geldi. Haberal burada da alkışlarla, çiçeklere karşılandı.