BIST 9.423
DOLAR 34,42
EURO 36,44
ALTIN 2.842,21
HABER /  GÜNCEL

Güvenli yol kazasız yoldur

"Güvenli yol, kazasız yoldur" sloganıyla harekete geçen WHO, sivil toplum örgütleriyle ortaklaşa bir rapor hazırladı.

Abone ol

Felakete dönüşen trafik kazaları, tüm dünya ülkelerinin çözüm bekleyen önemli bir sorunu. Dünya genelinde 2002 yılında 1 milyon 180 bin kişi trafik kazasında hayatını kaybederken, yaklaşık 20 milyon kişi yaralandı, 5 milyon kişi de sakatlandı. Trafik kazalarının önüne geçilememesi durumunda, 2020'de ölüm ve sakatlanma oranının yüzde 60 artacağı tahmin ediliyor. Trafik kazalarının başlıca sebebi hız. Hızın yanı sıra dikkatsizlik, alkollü sürüş de ölümlü trafik kazalarına yol açıyor. Yayalar ile motosikletlilere güvenli yol sağlanarak, yol ve araç dizaynı geliştirilerek, kask ve emniyet kemeri kullanımı yaygınlaştırılarak, ölümlü trafik kazalarının en aza indirgenebileceği bildiriliyor. Trafik kazalarındaki artıştan dolayı endişeli olan Dünya Sağlık Örgütü (WHO), 7 Nisan Dünya Sağlık Günü'nün bu yılki konusunu, 'Yol Güvenliği' olarak belirledi. "Güvenli yol, kazasız yoldur" sloganıyla harekete geçen WHO, çeşitli kesimlerden 100'den fazla uluslararası profesyonel, özel sektör ve sivil toplum örgüt temsilcileriyle ortaklaşa rapor hazırladı. EN AZ ÖLÜMLÜ KAZA AVRUPA'DA Rapora göre, 2002'de trafik kazalarındaki ölüm oranı 100 binde 19'du. Yüksek gelirli ülkelerde bu oran 12.6, gelir seviyesi düşük ülkelerde ise 20.2 olarak gerçekleşti. Avrupa'daki yüksek gelirli ülkelerde ise bu oran binde 11. Ölümlü trafik kazalarında dünya genelinde yüzde 60'lara varan artış beklenirken, gelişmiş ülkelerde bu oranın yüzde 30 azalacağı, gelir seviyesi düşük ülkelerde ise artacağı tahmin ediliyor. Gelişmiş ülkelerdeki bu düşüş, yol güvenliğini sağlama yönünde harcanan çabaya, orta ve düşük gelirli ülkelerdeki yüksek artış ise nüfusun hızlı artışına bağlanıyor. Her yıl 15 yaşın altında 180 bin çocuk trafik kazasında hayatını kaybederken, yüz binlercesi de sakat kalıyor. 2002'de ölen çocukların yüzde 96'sı düşük ve orta gelirli ülkelerdendi. Trafik kazalarının yüzde 90'ının meydana geldiği düşük ve orta gelirli ülkelerde trafik kurbanlarının büyük çoğunluğunu savunmasız ve korumasız yayalar, motosikletliler, bisikletliler ve kamu araçlarındaki yolcular oluşturuyor. Yayalar ile bisiklet ve motosiklet sürücüleri, motorlu araç sürücüleri ile yolcularından çok daha büyük risk altındalar. AB'de bir bisikletlinin, arabadaki bir kişiye göre trafik kazasında ölme ihtimali 8 kat daha fazla. Yayanın ölme ihtimali 9 kat, motosikletlinin ölme ihtimali ise 20 kat daha fazla. BAĞIMSIZ BİRİM ŞART Yol güvenliğinin rasgele sağlanmasının mümkün olmadığı, özel bir gayret gerektiğine dikkat çekilen WHO raporunda, öncelikle bilimsel, kapsamlı ve sistematik bir yaklaşım belirlenip bunun uygulanması ve hükümet tarafından yetkilendirilen bir birim tarafından koordine edilmesi gerektiği belirtiliyor. Raporda, birimin muhtemel çıkar çatışmalarını önlemek için, tamamıyla bağımsız ve personelinin de profesyonel olması ve maliye, sağlık, ulaşım, eğitim, adalet, çalışma, ticaret ve turizmle ilgili bakanlıklarla sıkı bir işbirliği içinde olması gerektiği kaydediliyor. Birimin ayrıca, yerel yönetimler, planlama, mühendislik, polis ve sağlık birimleriyle, sürücüleri, ulaşım organizasyonlarını ve kaza kurbanlarını temsil eden ulusal ve yerel birliklerle, araba fabrikaları ve sigorta şirketleriyle, üniversiteler ve diğer araştırma enstitüleriyle, bilim adamları, mühendisleri, plancıları, sağlık çalışanlarını, polis, avukat ve öğretmenleri temsil eden profesyonel birliklerle dayanışma içinde olması gerektiği de vurgulanıyor. Hükümetlerin yol güvenliğine öncelik vermesi gereğine dikkat çekilen raporda, oluşturulacak birime kaynak sağlaması şart olan merkezi yönetimin de yol güvenliği hedeflerini belirleyip ulusal güvenlik planı hazırlaması gerektiği ifade ediliyor. Topluma da büyük görev düştüğü belirtilen raporda, "Halkın, hükümeti güvenli yol yapımına teşvik etmesi, bölgesel güvenlik sorunlarını belirlemesi, okul çocukları için güvenlik programlarını teşvik etmesi, güvenlik konusunda talepkar olması gerekiyor" deniliyor. Raporda, toplumun hız ve alkol limitlerine uyması, her zaman emniyet kemerini bağlaması, çocukları kontrol altında tutması ve motosiklet ile bisiklet sürerken mutlaka kask takılmasının şart olduğu da kaydediliyor. GÜVENLİ YOL Yaşama alanlarının, iş yerlerinin, okulların ve alışveriş yerlerinin iyi planlanmasının da yol güvenliğinin sağlanmasına büy, gelirli ülkelerde bu oran 12.6, ük katkı sağlayabileceği savunulan raporda, özellikle yol ağının iyi organize edilmesi gerektiği belirtiliyor. Raporda, yolların, trafik işaretlerinin, araçların ve yol kullanıcılarının görüş netliği geliştirilerek yol kenarlarındaki çalılar ile diğer engellerin kaldırılması, iyice ışıklandırılması gereken yollarda, çember gibi rahatlatıcı düzenlemelerle hız azaltılması ve hız kamerası gibi aletlerle düzenli hız sınırlandırılması getirilmesi de öneriliyor. Yolların, kaza önleyici şekilde inşa edilip düzenlenmesi gerektiği vurgulanan raporda, "Anayollarında gidiş-geliş şeritleri arasına bariyer, yoldan çıkarsa aracın en az zarara uğrayabilmesi için banket yapılmalı. Yayalar ve bisikletliler için güvenli geçişler, elverişli ve ekonomik kamu taşımacılığı sağlanmalı. Alkollü sürüşü caydırıcı yasalar hazırlanıp, uygulanmalı" ifadesi kullanılıyor. Raporda, ehliyetin, mezuniyete dayalı bir sistemle verilmesi gerektiği de önerilerek, acemi sürücünün önceleri yanında biri varken, bir süre sonra sadece gündüzleri tek başına sürüş yapmasına ve tecrübe kazanana kadar sınırlı sayıda yolcu taşımasına izin verilmesi gerektiği bildiriliyor. Bu arada ilk ölümlü trafik kazası, 17 Ağustos 1896'da İngiltere'de meydana geldi. 44 yaşındaki Bridget Driscoll, Londra'daki Crystal Palace'daki dans gösterisine kızıyla birlikte gittiği sırada yolu karşıdan karşıya geçerken bir aracın altında kaldı. Aracın kaza esnasındaki hızının, saatte 4 milden fazla olmadığı belirtildi.