BIST 10.011
DOLAR 35,23
EURO 36,73
ALTIN 2.973,62
HABER /  GÜNCEL

Gürüz'den 'YÖK Yasası' isyanı

Gürüz, "İlkelerimizden bir milim geri dönülmesi söz konusu değil. Köktendinciliğe ve etnik bölücülüğe izin vermeyeceğiz" dedi.

Abone ol

(YÖK) Başkanı Prof. Dr. Kemal Gürüz, hükümetin yeni YÖK Kanunu Tasarısı ile kılık-kıyafet meselesini çözmeyi ve İmam Hatip Lisesi mezunlarının önünü açmayı hedeflediğini belirterek, "Dine ve laik düzene dayalı iki sistem laik cumhuriyetin sonu olur. İlkelerimizden bir milim geri dönülmesi söz konusu değil. Kökten dinciliğe ve etnik bölücülüğe izin vermedik, vermeyeceğiz" dedi. Özel Radyo ve Televizyon Yayıncıları Derneği'nin Ankara Sheraton Oteli'nde düzenlediği sohbet toplantısının bu haftaki konuğu YÖK Başkanı Prof. Dr. Kemal Gürüz oldu. Milli Eğitim Bakanlığı tarafından hazırlanan yeni YÖK Kanunu Tasarısı'na yönelik eleştirilerini sürdüren Gürüz, geri adım atmayacaklarının mesajını verdi. Herhangi siyasi bir iktidarın parlamenter demokratik rejimlerde yasal düzenlemeler yapmasının 'hak' olduğuna işaret eden Gürüz, üniversiteler üzerine yasal düzenleme yapmanın çok titiz, dikkatli ve zaman alıcı bir çalışmayı gerektirdiğini vurguladı. Siyasal iktidarın kendisine göre o alanda problemin ne olduğuna karar vererek, tartışmaya açması gerektiğini belirten Gürüz, "Bu problemde konsensüs sağlamak çok önemlidir. Problem üzerine görüş birliği sağladıktan sonra problemin çözüm yolunun ana hatları hazırlanmalıdır. Bunun yapılması parlamenter demokrasinin bir gereğidir. Ortaya problem konmadan, problem üzerine anlaşmadan, çözüm yollarının ana hatlarını ortaya koymadan birşey yapılamaz" diye konuştu. YÖK'ün 7 yıllık geçmişinin başarılarla dolu olduğunu kaydeden Gürüz, buna karşın hükümetin 'ortada özgürlük problemi varmış' gibi davrandığını söyledi. Yeni düzenlemenin asıl amacının kılık-kıyafet sorunu çözmek ve İmam Hatip Lisesi mezunlarının önünü açmak amacıyla hayata geçirilmek istendiğinin altını çizen Gürüz, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın imzasının bulunduğu Acil Eylem Planı'nda YÖK'ün ve rektörlerin düşünce özgürlüğünün önünde en büyük engel olarak görüldüğünü vurguladı. "YÖK'ün rakamsal başarısı ortadayken, hükümetin problem diye ortaya koyduğu budur" diyen Gürüz, Türk yükseköğretim sisteminin uluslararası standartlarda olduğunu belirtti. Bazı şeylerin dünyanın hiçbir yerinde özerkliğinin ve özgürlüğünün olmadığına dikkat çeken YÖK Başkanı Gürüz, "Kökten dincilik, etnik bölücülük... Bunlar tabi ki tartışılır ancak üniversitelerin bunların platformu haline getirilmesine dünyanın hiçbir yerinde izin verilmez. Türkiye'de de izin verilmedi, verilmeyecektir. Bunu yapanlar hukuk devleti kuralları ve evrensel normlar içerisinde görevden uzaklaştırılmıştır. Yine de uzaklaştırılacaklardır. Bundan gurur duyuyoruz. Özgürlük meselesi diye bir problem yoktur. Türk yükseköğretim kurumlarında bilimsel özgürlük Avrupa standartlarını üstündedir" şeklinde konuştu. "Bunu beğenmiyebilirler ama uymak zorundalar" Türkiye Cumhuriyeti'nin laiklik, dil birliği, hak ve fırsat eşitliği adı altında üç temel niteliğinin bulunduğunu ifade eden Gürüz, Anayasa Mahkemesi'nin tesettür ve dini kıyafetlerle üniversiteye girmeyi Anayasa'nın değiştirilmesi teklif dahi edilemeyecek maddelerine aykırı olduğu gerekçesiyle yasakladığını hatırlattı. Bu kararın Meclis'i, Cumhurbaşkanı'nı ve hükümet yöneticilerini bağladığını dile getiren Gürüz, "Bunu beğenmeyebilirler ama uygulamak zorundalar. Yoksa bu Anayasa'ya aykırılık ve devleti değiştirmek anlamına gelir. Kimsenin böyle bir hakkı yok. Bunun yaptığınız takdirde insanlara kutsal vahiye dayalı, şeri hukuk kurallarına dayalı hukuk sistemi ile insan hakkı süzgecinden geçmiş pozitif hukuka dayalı çağdaş, medeni hukuk sistemi arasında tercih hakkı doğuruyorsunuz. Bu da laik cumhuriyetin sonu olur. Olay çok açık ve nettir. Bizden istenen budur" dedi. Gürüz, yeni YÖK Kanunu Tasarısı'nda İmam Hatip Lisesi mezunlarına yönelik düzenlemeye de sert tepki gösterdi. İmam Hatip Lisesi mezunlarının her alanda işe giremeyeceğini, sadece kendi alanında hizmet edebileceğini belirten Gürüz, kendilerinden bu konuda esnek davranmalarının istendiğini söyledi. Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'e 'YÖK Kanunu'nun virgülüne dokundurtmayız' yönünde hiçbir ifade kullanmadığını savunan Gürüz, sadece kanunun mavi hükümlerine dokundurtmayacaklarını ifade etti. Değişikliğin ortaya çıkmasında YÖK'ün önemli bir rolü olduğunu anlatan Gürüz, kılık kıyafetler ve İHL'lilerle ilgili düzenlemenin özgürlük adı altında önlerine konulduğunu kaydetti. Türkiye'ye AB sürecinde yükseköğretim alanında bir tek eleştiri bile yöneltilmediğini vurgulayan Gürüz, Türkiye'nin üniversiteleriyle Avrupa'nın seçkin bir parçası olduğunu söyledi. "Bu durum ortadayken bizden nasıl esneklik isteyebilirler" diyen Gürüz, İHL'liler ve kılık kıyafetlerdeki düzenlemelerde esneklik diye bir şey söz konusu olamayacağını bildirdi. Gürüz, Türkiye'de dini ve laik temele dayalı iki ayrı üniversite kurulmasına müsaade etmeyeceklerini de ifade ederek şunları söyledi: "Bu yolda devam edeceğiz, bu ilkelerimizden bir milim geri dönülmesi söz konusu değil. Türk üniversiteleri, medreselerin emrinde oluşmuş kurumlar değildir. Tam tersine yobazlık yuvası haline gelmiş o kurumları ikame etmek üzere büyük Atatürk'ün entellektüel, siyasi ve idari önderliğinde Türk milletine armağan ettiği çağdaş kurumlardır. Türk üniversiteleri Türkiye Cumhuriyeti'nin temel niteliklerine sadıktır. Üniversitelerimizin milletimizin inançlarına karşı olması sözkonusu değildir. Diyanet İşleri'nin en iyi din hizmeti vermesi için üzerine düşeni yapmıştır. Dini ve laik temele dayalı iki ayrı üniversite sistemi kurulmasına asla müsade etmeyeceğiz. Değişikliği gündeme getiren biziz ama bu yöntemle değil. Böyle bir yöntemle biz olmayız."

ani