Gürcistan'da düzenlenen 'Sınırlar Ötesi İşbirliği' toplantısına katılan Kars Valisi Ahmet Kara, toplantıyı değerlendirdi.
Abone olGürcistan'da düzenlenen 'Sınırlar Ötesi İşbirliği' toplantısına katılan Kars Valisi Ahmet Kara, “Hangi konularda ticaret yapabileceğimizi, onlardan ne alabileceğimizi ve bizim de onlara neler verebileceğimizi masaysa yatırdık” dedi.
Karadeniz Bölgesi Sivil Toplum Örgütleri (KASTOP) ile Gürcistan'ın Genç Ekonomistler Derneği (AYEK) tarafından düzenlenen 'Sınırlar Ötesi İşbirliği' adlı toplantıya katılan Vali Kara, toplantının çok olumlu geçtiğini söyledi. Vali Ahmet Kara, Gürcistan'da yapılan 'Sınırlar Ötesi İşbirliği' toplantısına Ardahan ve Artvin valilerinin de katıldığı söyledi. Gürcistan'a Batum üzerinden gittiklerini ve burada Türklerin izlerinin bulunduğunu kaydetti.
Bakuryani Kasabası'nda yapılan toplantının çok iyi geçtiğini ifade eden Vali Kara, “Kars'ın, Ardahan'ın ve Artvin'in ne yapabileceğini, hangi konularda ticaret yapabileceğimizi, onlardan ne alabileceğimizi ve bizim de onlara neler verebileceğimizi masaysa yatırdık. Onlar hatta bize bir liste sundu. İhraç edebilecekleri şeylerin listesini sundular. Gürcistan'ın bizim ülkemizden 20 ile 30 yıl geri olduğunu düşünüyorum. Gürcistan özellikle Ruslar çekildikten sonra çok fazla bir şeyleri kalmamış, mesela marketlerine girdimizde doğru dürüst satılacak malları yok. Markete girdiğinizde içki şişeleriyle karşılaşıyorsunuz. İçkiler bolca satılıyor.
Genelde bizim bisküvilerimiz satılıyor. Bunlarda halkın çok fazla alım gücünün olmadığını gösteriyor. Konuştuk, iki ülke arasında sınır ticareti yapılabilir. En azından Ardahan ve Kars illeri birazda olsa hareketlenmiş olur” dedi.
Gürcistan'da sokaklarında lambaların olmadığını ve her tarafın karanlık olduğunu ifade eden Vali Kara, buna rağmen trafik akışının çok güzel seyrettiğini dile getirdi. Vali Kara, “Batum'dan Bakuryani'ye giderken gece yolculuğu yaptık. Evlerden küçücük bir lamba yanıyordu. Genelde bakıyorsunuz iki katlı ev, alt katında bir tane lamba yanıyor. O küçük lamba ile idare ediyorlar. Şehirlerin genelde sokak lambaları yok, çok az merkezi yerlerde sokak lambaları bulunuyor. Onun dışında şehirler ve yollar tamamen karanlık. Ama güzel bir şey gördüm belki, Ruslardan kalma alışkanlıktır. Yollarda yaya yürüyen Gürcüler, trafiğe tam uygun şekilde yürüyorlardı ve ellerinde hepsinin el feneri vardı.
Mesela karanlık yollarda arabanın gittiği istikamette tam karşıdan geliyorlardı, yani yolun sağından değil de yaya olarak solundan yürüyorlardı. Hepsinin ellerinde el feneri vardı. Onu takdir ettim. Birde çokça hemzemin geçitten geçtik. Her hemzemin geçitte bir kulübe vardı. O kulübenin içinde bir görevli vardı. Tren gelince hemzemin geçitleri kapatıyorlar trafiğe, dolayısıyla kazalar önlemiş oluyor. Bunlar muhtemelen Ruslardan kalan bir alışkanlık diye düşündüm. Bizim ülkemizde de böyle olması güzel olur. Yani biraz daha insana değer verdiklerini düşündüm. Ama yolları kötüydü, duble yol ve otoban diye bir şeylerine rastlamadım” diye konuştu.
“AHISKA BENİMDE DEDELERİMİN GELDİĞİ YER”
Ahıska Üniversitesi'nde çok zor koşullarda öğrencilerin eğitim gördüklerini de vurgulayan Kars Valisi Ahmet Kara, “Tiflis yolunda da epey ilerledik. Ahıska üzerinden geldik. Osmanlının son sınır kalesi olan kalede fotoğraflar çektirdik. Kura Nehri'nin kenarları biliyorsunuz bizim Türkiye'den başlamak üzere genelde kaleler yapmışlar Osmanlılar o zaman. O kaleleri görerek geldik. Oradan Ahıska Üniversitesi'ne uğradık. Ahıska benimde dedelerimin geldiği yerler.
Ahıska Üniversitesi'nde rektör bizi misafir etti, sınıfları gezdirdi. Özellikle Türkoloji bölümlerini gezdirdi. Yani Almanca ile Yunanca eğitim yapılan sınıflarını gezdirdi. Rektör, üniversitesinin durumundan bahsetti. Hatta bizden yardım istedi. Ardahan Valisi'nden Kars Valisi'nden birer sınıfta bizlerin yaptırmasını istedi. Yaptırın sizin isimlerinizi verelim diye.
Hakikaten üniversite sınıfları bizim normal ilkokul sınıflarından daha kötüydü. Normal tahtalar çakmışlar sıra yapmışlar. Bir çocuğun defterini koyup ta o sıranın üzerinde yazı yazması çok zor. Üniversite çok bozuktu, her taraf döküktü. Bizden de yardım istediler. Bende oradakilere söyledim. Eğer mevzuat elverirse encümen kararı ile bir sınıfta ben tanzim etmeyi düşünüyorum dedim” şeklinde konuştu.