Giessen'deki Psikiyatri Kliniği yetkilileri, Türklerin hastalığın çok ileri seviyeye ulaşmasının ardından yardım istediğini söyledi
Abone olGiessen'deki Psikiyatri Kliniği müdürü Prof. Dr. Bernd Gallhofer "Burası korkulacak bir yer değil. Rahatsız olan herkese yardım eli uzatıyoruz" dedi.
Depresyon hastalarının tedavi edildiği Almanya'daki Giessen Psikiyatri Kliniği'nde çok sayıda Türk hasta bulunuyor. Bunlardan bir tanesi 56 yaşındaki N.S. 15 yıldır yaşadığı sorunlar nedeniyle tedavi görmeye karar verdiğini söyleyen Türk hasta, kendi yaşadıklarının diğer ailelere ibret olmasını istedi. Üçüncü kez bir psikiyatriye yatan N.S. ailelere seslenerek "Çocuklarınızla yakından ilgilenin, onları kötü alışkanlıklardan uzak tutun" dedi. N.S., 1979 yılında ailesinin yanına Almanya'ya geldiğini, boşandığını ve iki çocuk sahibi olduğunu söylerken şu bilgileri verdi: "Kendimi iyi hissetmiyordum, korkunç rüyalar görüyordum. Ağrılarım vardı. Bu nedenle ilaç tedavisi görüyorum. İki aydır buradayım. Kendimi daha iyi hissediyorum. Hasta olduğumu biliyorum. Geldiğimde ellerim titriyordu. Şimdi bunlar geçti."
MUTLAKA TEDAVİ OLUN
15 yıl önce Giessen yakınında restoran işlettiğini söyleyen N.S. şunları söyledi:
"İçki içmeye başladım ve bu zamanla bir sorun haline geldi. Günde 13-14 saat yoğun bir şekilde çalışıyordum. Bunun üzerine bir de stres yüklenince sağlığım iyice bozuldu. Şimdiye kadar 2-3 aylık tedavi süreleri atlattım. Çevremdekilerin çoğu buraya gelmemi destekliyor. Ancak bazı arkadaşlarım 'Ne işin var orada' diye tepki de gösterdi. Bu hastalığın tedaviden başka çözümü yok. Benim gibi sorunlar yaşayan diğer Türklerin de tedavi olmalarını isterim. Aileler çocuklarının bu tür rahatsızlıklar yaşamasını istemiyorlarsa onlarla yakından ilgilensinler. İçki ve uyuşturucu gibi kötü alışkanlıklardan uzak tutsunlar. İçki depresyonu tetikliyor."
PSİKİYATRİDEN KORKMAYIN
Giessen Psikiyatri Kliniği müdürü Prof. Dr. Bernd Gallhofer, depresyon sorunları ve nedenleri hakkında bilgi verdi. Türk kökenliler arasında belirli bir kesimin psikiyatriye sıcak bakmadığını vurgulayan Prof. Dr. Gallhofer "Sunulan sağlık hizmetinden faydalanmanın yanlış olduğunu düşünüyorlar. Bunun arkasında kültürel bir neden var. Bu tür önyargılar elbette diğer kültürlerde de var. Ancak bu Türk toplumunda daha gelişmiş. Bu önyargıları yıkmamız gerekiyor" dedi. Halk arasında psikiyatri tedavisi sunulan hastanelere karşı bir korku var. Bazı insanlar 'Beni bir odaya kilitleyecekler, bana ne olduğu bilinmeyen değişik ilaçlar verecekler' gibi nedenlerle gelmeye çekiniyorlar. Bu gereksiz korkuda geçmişte çekilen sinema filmlerinin etkisi büyük oldu. Burada elbette böyle bir manzara yok."
SORUNLAR BİRİNCİ SINIFTA BAŞLAYABİLİR
Giessen Psikiyatri Kliniği'nde hemşire ve NLP (Sinir Dili Programlaması) uzmanı olarak çalışan, Türk hastalarla yakından ilgilenen ve dışarıdan gelen hastalara da "Anadolu Kadınının Sesi" adlı grupta konuşma terapileri sunan Leyla Lange-Hermstaedt, Türklerin genellikle depresyon sorunu yaşadığından habersiz olduğunu söyledi. Lange-Hermstaedt şu bilgileri verdi:
"Hastalar vücut ağrıları çektiklerini söylüyorlar. Türk hastalar hastalık ilerleyince, yani çok geç bize geliyorlar. Onlara ilk önce depresyonda olduklarını anlatmak gerekiyor. Depresyonun belirtileri omuz, bel, baş ağrıları da olabiliyor. Yani depresyon hastalığı vücut ağrısına da dönüşebiliyor. Yalnızlık Türkler arasında büyük sorun. Özellikle de evlilik yoluyla Türkiye'den gelen erkek veya kadınlar bu sorunu yaşıyor. Bu insanlar genellikle dil sorunu yaşadıkları için toplumdan uzaklaşıyorlar."