Diyarbakır'da altı bin hayat kadını çalışıyor. Ev kadınları, yeni gelinler, küçük kızlar sektörün tuzağına düşüyor.
Abone olSabah gazetesinden Zülfikar Ali Aydın'ın haberine göre Gazeteci Ahmet Sümbül'ün bölgede iki yıl süren araştırması korkunç gerçeği gözler önüne serdi: Sadece Diyarbakır'da bine yakın randevuevi var. Ev kadınları, yeni gelinler, küçük kızlar sektörün tuzağına düşüyor. Bazı kadınlar kocalarından gizli sokaklarda 20-50 milyon liraya fuhuş yapıyor. Güneydoğu'da en hızlı büyüyen sektör: Fuhuş Namus cinayetlerinin işlendiği, töre adına kadınların taşlanarak öldürüldüğü Güneydoğu bugün bir fuhuş patlaması yaşıyor. Gazeteci Ahmet Sümbül'ün 2 yıl süren araştırması, bini aşkın randevu evi bulunan Diyarbakır ve çevresinin fotoğrafını çekiyor'. Töre cinayetlerinin genç kızları kurban aldığı Güneydoğu'da fuhuş sektörü patlama yaptı. Köyden kente göçün körüklediği 'yoksulluk' 13-15 yaşındaki gencecik kızlarla evli kadınları fuhuş batağına itiyor. Gazeteci Ahmet Sümbül'ün 2 yıl süren ve "Güneydoğu'da Fuhuş" adlı kitabında yer verdiği araştırma, korkunç bir gerçeği gözler önüne serdi. Araştırmaya göre işsizlik ve göç nedeniyle ortaya çıkan geçim sıkıntısı, para kazanma adına bedenlerini satan binlerce kadını bu sektöre dahil etti. EVLİ VE ÇOCUKLU HAYAT KADINLARI Kitapta bahsedilen bilgilere göre, bazı kadınlar kocalarının bilgisi dahilinde, bazıları da gizlice 50-100 milyon lira karşılığında fuhuş yapıyor. Hayat kadınları ve randevuevi sahipleri, bölgede binlerce ev kadınının sokakta fuhuş yaptığını iddia ederken, bir 'mama' "Elinde kınasıyla yeni gelinleri getirip yanımda çalıştırmak isteyenler var" diyor. Güneydoğu'da fuhuşun merkezi Diyarbakır. Bine yakın randevuevinin bulunduğu Diyarbakır'da çalışan 6 bin hayat kadını, Mardin Kızıltepe, Siverek, Viranşehir, Nusaybin, Batman, Midyat, Silopi, Şırnak, Urfa, Van, Bingöl, Batman ve Hakkari gibi kentlere giderek fuhuş yapıyorlar. 'Vesikalı' olarak çalışan kadınların yanı sıra fuhuşu geçim kapısı haline getiren ev kadınları, parkları, çay bahçelerini ve pastaneleri mesken tutuyor. Genelde yalnız çalışan bu kadınlar, 50 milyon liraya, bazıları ise 20 milyon liraya 'evet' diyor. Yaşıtlarının okul sıralarını doldurduğu küçük kızlar ise, 10- 15 milyon liraya pastane köşelerinde oral seks yapıyorlar. Fuhuşun Güneydoğu'da 5 trilyonluk bir pazar yarattığı tahmin ediliyor. TARİFELİ PORNO MEKTUBU Fuhuş sektörü kendi 'yan sanayisini' de geliştirmiş. Antalya ve Mersin gibi porno film çekilen yerlere, Güneydoğulu genç kızlar para karşılığı gönderiliyor.. Kentte Ali Mesut Soylu, sahte kimliğini kullanan bir kişi, porno filmde, randevuevi sahiplerine gönderdiği mektupla 'porno yıldızlarını' arıyor. arıyor. Mektupta filmde oynayacak kadınların alacakları ücret tarifeli olarak anlatılıyor. Çıplak fotoğraf çektirmenin bedeli bin ile 3 bin dolar arasında değişiyor. Porno filmde oynamak için alınacak ücret ise 5 bin ile 9 bin dolar arasında değişiyor. KÜRTÇE PORNO İTHALATI Yabancı porno filmler ise Kürtçe dublaj yapılarak Kuzey Irak'a gönderiliyor. Kürtçe dublaj yapan Ali isimli bir kişi, Kuzey Irak'a porno ticaretini kitapta şöyle anlatıyor: "Önce hangi CD'ye dublaj yapacağımıza karar veriyoruz. Sonra Kürtçe bilen hayat kadını ile erkeklerle stüdyoda dublaj yapıyoruz. 3 CD'de dublaj yapan kadın 1 milyar lira ücret aldı, biz CD başına 5 bin dolar aldık. Çoğaltma işi Kuzey Irak'ta yapılıyor." Elma Yayınları'ndan yayımlanacak "Güneydoğu'da Fuhuş, Olaylar- Röportajlar-Belgeler -1" adlı kitabı piyasaya çıkmak üzere olan Ahmet Sümbül, kitabında fuhuşla ilgili belge ve fotoğraflara da yer verirken, "Gördüklerime ben bile inanamadım" diyor. "Amacım kimsenin konuşmaya cesaret edemediği bu konuya dikkat çekmekti" diyen Sümbül, "Göçün yarattığı yoksulluğu körükleyen işsizlik ve PKK ile güvenlik güçleri arasında çatışmaların durmasından sonra oluşan politik boşluk, ahlaki çöküntüye neden oldu" diye konuşuyor. Güneydoğu'dan hayat kadını manzaraları 'Eli kınalı gelin getirdiler' Diyarbakır'ın en ünlü 'mama'sı Sarı Hülya: "Ben artık piyasadan çekildim. Gördüklerimden sonra midem bulandı. Bana kocası eli kınalı gelin getirdi. 'Al çalıştır parayı bölüşelim' dedi." Randevuevi sahibi Burcu: "Bir gün tanıdığım birinin gönderdiği genç bir kadın geldi. Ev kadınıydı, çocuğu da vardı. 'Abla haftada iki gün evinde gündüz çalışmak istiyorum. Bana haftalık 100 milyon versen yeter' dedi. Kabul etmedim. Sadece Huzurevleri semtinde 600 randevuevi var." Diyarbakırlı 17 yaşındaki Aysel: 'İki gün önce 9'uncu kürtajımı oldum. Müşterilerimi lüks semtlerdeki kuaförlerde beklerim. Otelde, açık arazide, işyerlerinde buluşuyorum. Ailem duysa beni öldürür." 'Aids olduğumu biliyorlar' Rus uyruklu Sonya: "Güneydoğu'da randevu evlerinde çalışıyorum. Trabzon'da çalışırken özel bir doktora gittim. Tahlil yaptılar. HIV virüsü taşıyıcısı olduğumu söylediler. Hastalığımı öğrendikten sonra müşterilerime prezervatif kullanmalarını söyledim. Nedenini sorduklarında hastalık taşıdığımı belirtiyorum. Kimse kullanmıyor." Hayat kadını Deniz: "Kocamla severek evlendim. Düzenli işi yoktu, arada bir kahvehanelerde çalışır, para bulunca da esrar içerdi. Bir gün kendi evimizde beni bir arkadaşına 35 milyon liraya sattı. Sonra bu böyle devam etti. Herkes kocamın çalıştığını sanıyordu ama aslında parayı ben kazanıyordum. 2 yaşındaki kızıma bakıcı bile tuttum kazandığım parayla." 'Yeşil bir centilmendi' Susurluk Çetesi'nin kilit ismi Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım'ın Güneydoğu'ya geldiğinde birlikte eğlendiği Suzan adlı hayat kadını: "Yeşil Diyarbakır'a geldiğinde beni arardı. Saraykapı'daki JİTEM binası denilen yerde buluşurduk. Kadın dilinden anlayan bir centilmendi." Kaynak: Sabah/Zülfikar Ali Aydın