Dedesinin savaştığı Kore üniversite öğrencisi olarak giden Türk kızı, okulundaki tek Türk öğrenci.
Abone olAslı Sarıipek, Kore'de savaşanların torunlarına sağlanan eğitim bursuyla 3 ay önce Seul'deki Myonji Üniversitesinde eğitim görmeyi hak kazandı.
Sarıipek, Ankara'daki Eryaman Lisesinden Myonji Üniversitesine uzanan Güney Kore yolculuğunu anlattı. Aslı Sarıipek, 21 yaşında ve ailesinin tek çocuğu olmasına rağmen dünyanın öteki ucundaki bir ülkeye üniversite okumaya gelmesinin, ''tam bir çılgınlık'' olduğunu düşünüyor. Sarıipek, dilini, alfabesini ve kültürünü bilmediği ve kimseyi tanımadığı bir ülkeye gelerek, yaşama uyum sağlamaya çalışmanın zorluklarını anlattı. Sağlık astsubayı dedesi İzzet Turpçu'nun, Kore Savaşı gazisi olduğunu ifade eden Sarıipek, şöyle devam etti: ''Geçen yaz İzmir'de düzenlenen spor karşılaşmalarına katılmak için Türkiye'ye gelen Güney Koreliler burada gördükleri misafirperverlikten etkilenerek, Kore gazisi üç kişinin torununu ülkelerinde burslu okutmak istediklerini açıklamışlar. Biz de bunu öğrenince Kore Gazileri Derneği'ne başvurumuzu yaptık. Güney Kore Büyükelçiliğinde çekilen kuraya kaç kişinin katıldığını bilmiyorum ama benimle birlikte 2 kişi daha okumaya hak kazandı. Ben politika ve diplomasi öğrenimi görmek üzere Myonji Üniversitesine yerleştirildim. Diğer arkadaşlarım ise Hanyang Üniversitesi ve Kyung Hee Üniversitesine gitti. Bütün masraflarımızı okuduğumuz üniversiteler karşılıyor. Dedemin Kore Savaşı'na katıldığı bu topraklara öğrenci olarak gelerek ailemizin Kore misyonunu tamamladığımı düşünüyorum.''
Güney Kore'ye gelişinde en fazla annesinden ayrıldığına üzüldüğünü anlatan Sarıipek, 'Ayrılık vakti yaklaştıkça hiç göz göze gelmedik. Ama yine de annemin desteğiyle bu maceraya atıldım. Ayrılırken de annem güçlü göründü. Burada da en fazla onu özlüyorum'' diye konuştu.
-KORE'DE İLK GÜNLER-
Seul'e geldiklerinde havaalanında üniversitelerin temsilcileri tarafından karşılandıklarını anlatan Sarıipek, birlikte geldiği arkadaşlarını havaalanından sonra hiç görmediğini söyledi. ''Aslında 3 aydır tek bir Türk bile görmedim'' diyen Sarıipek, şunları kaydetti: ''Beni üniversitenin yurduna yerleştirdiler. Tadilat dolayısıyla yurtta iki kişi kalıyorduk. İlk günlerde çok korktum. Benimle yurtta aynı odada kalacak olan Koreli arkadaşım, 'Ben içki içmeyen Müslüman biriyle aynı odada kalamam' diye itiraz edince oda arkadaşımı
değiştirmişler. Ama beni tanıyınca yaptığına pişman oldu ve benden
özür diledi. Ben onu affetmedim ve 'insanlar hakkında bu kadar ön
yargılı olan birisiyle asla konuşmam' diyerek arkadaş olma teklifini
reddettim.''
Türkiye'nin en çok yemeklerini özlediğini ifade eden Sarıipek, ''Türkiye'ye döndüğümde başta sebze yemekleri olmak üzere ne bulursam yiyeceğim'' dedi. Korelilerin, Türkleri çok sevdiğini vurgulayan Sarıipek, Seul'de
Türklere ait bir tek iz bile bulunmamasının üzüntü verici olduğunu söyledi. Sarıipek, Türkiye'nin, Güney Kore ile olan ilişkilerini daha fazla geliştirmesi gerektiğini belirterek, ''Bu işi başarana, Kore dilini tam anlamıyla konuşmaya başlayıncaya ve eğitimimi sonuçlandırıncaya kadar buradan ayrılmayı düşünmüyorum'' dedi.