BIST 8.953
DOLAR 34,24
EURO 37,31
ALTIN 3.057,53
HABER /  BİLİM - TEKNOLOJİ

Güneş sistemi yumurta gibi

Voyager 2 uzay aracının gönderdiği verilere göre Güneş Sistem meğer yumurta biçimindeymiş.

Abone ol

Voyager 2 uzay aracının gönderdiği verileri analiz eden araştırmacılar, Güneş Sistemi'nin bir yumurta biçiminde olduğunu, çünkü Güneş'in yaydığı parçacık rüzgarlarının, bir yıldızlararası manyetik alandan kaynaklanan gazlarla çarpıştığını belirlediler.

Amerikan Havacılık ve Uzay Dairesi'nin (NASA) 1977'de fırlattığı bu uzay aracı, Dünya'dan yaklaşık 10 milyar kilometre uzaklıkta, güneş rüzgarlarının sesüstü hızdan sesaltı hazı aniden düştüğü bu yerdeki bu "uç çarpışma noktası"nı geçen yaz birkaç kez geçti.

Güneş Sistemi'nin sınırlarıyla ilgili bu yeni bilgileri Nature dergisindeki bir makalesinde sunan Arizona Üniversitesi'nden astronom Randy Jokipii, bu çarpışmanın, bir musluktan çıkan suyla evyenin yüzeyi arasındaki karşılaşma ve kenarlarda toplanan suyun geri sıçramasıyla karşılaştırılabileceğini belirtiyor.

Bu "uç çarpışma noktası"nın ötesinde, güneş rüzgarlarının etkisi, Güneş Sistemi'nin dış sınırları anlamına gelen "heliopoz" düzeyine dek azalıyor.

Jokipii, Plüton'un yörüngesinin ötesinde bulunan ve heliosfer adlı dev bir kabarcıkla çevrili "heliopoz"un, Güneş ile Dünya arasındaki uzaklığın 130 ila 150 katı (yaklaşık 20 milyar kilometre) olduğunun tahmin edildiğini kaydediyor.

"Uç çarpışma noktası"nı 2004 yılı aralık ayında ilk kez geçen Voyager 1, güneş rüzgarlarının hızını, yoğunluğunu ve sıcaklığını ölçecek cihazı bulunmamasına karşılık, güneş rüzgarlarının bu "ses duvarı"na Voyager 2'nin geçtiğinden 1.5 milyar kilometre daha kısa mesafede ulaştı. Astronomlar böylece, Güneş Sistemi'nin tam bir yuvarlak olmadığını anladılar.

Voyager 2 uzay aracı, bu "uç çarpışma noktası"nın ötesinin sıcaklığının beklenenden daha yüksek olduğunu da ölçerek, çarpışmanın etkisiyle hızlanan yıldızlararası kozmik ışın parçacıklarına bir enerji transferi olabileceğini belirledi.

İnsanoğlunun, Dünya'dan böylesine uzakları keşfetmek için inşa ettiği bu 2 uzay aracı, saniyede 17 kilometre hızla yol alırken, Güneş Sistemi'nin sınırlarını incelemek için gelecekte de onlarca yıl boyunca tek bilgi kaynağı olmayı sürdürecek.