Güneş enerjisiyle çalışan Solar Impulse adlı uçağın geliştirilmiş modelinin İsviçre'deki ilk uçuşu başarıyla gerçekleştirildi. Uçakla gelecek yıl dünya çapında bir uçuş yapılması planlanıyor.
Abone olGüneş enerjisiyle çalışan Solar Impulse adlı uçağın geliştirilmiş modelinin İsviçre'deki ilk uçuşu başarıyla gerçekleştirildi.
İsviçre'deki Payerne uçak pistinden TSİ 05.35'te kalkan uçak yaklaşık iki saat sonra geri döndü.
Bu uçakla 2015'te bir dünya turu yapılması planlanıyor.
Bu, geçen yıl Bertand Piccard ve Andre Borschberg adlı maceraperest pilotlar tarafından bir uçtan diğerine ABD üzerinde uçan, güneş enerjili uçak Solar Impulse'ın geliştirilmiş versiyonu.
Uçağın kokpitinde test pilotu Markus Scherdel vardı.
Scherdel uçağı 1800 metrenin hemen altında bir yüksekliğe kadar çıkardı ve manevra kabiliyetini gösterdi.
Scherdel uçakta bazı sarsıntılar olduğunu ancak genel olarak sonucun çok pozitif olduğunu söyledi.
'Temiz teknolojilerin potansiyeli'
Uçak, onay belgesi almak amacıyla gelecek aylarda yeni uçuşlar gerçekleştirilecek.
BBC'ye konuşan Piccard, "Bu, bütün Solar Impulse ekibi için muhteşem bir gün" dedi.
Piccard özetle şunlar söyledi: "Böyle bir uçağın kesinlikle eşi benzeri yok. Tarihte ilk kez, gündüz ve gece boyunca yakıtsız uçan bir uçağımız var. Bu, temiz teknolojilerin inanılmaz potansiyelini ortaya koyuyor. Dünya bu teknolojileri, fosil yakıtlara bağımlılığı azaltmak, daha temiz olmak ve kirlilikle ilgili birçok sorunu çözmek için de kullanabilir."
Solar Impulse'ın kanatları 72 metre, yani Boeing'in 747 jet modelininkilerden daha geniş.
Uçak sadece 2.3 ton ağırlığında.
Kanatları üstünde güneş enerjisini toplayan 17 bin hücre bulunuyor.
Hedef zorlu dünya turu
Bu hücreler lityum pillerini gün boyunca uçağın pervanelerinin gece boyunca da dönmesini sağlayacak enerjiyi topluyor.
İlk Solar Impulse uçağı birçok dünya rekoruna imza atmıştı.
Güneş enerjili bir uçakla ilk uluslararası uçuş, güneş enerjili bir uçağın bir pilot tarafından kullanılarak en uzun mesafede uçuşu bu rekorlar arasındaydı.
Bu son rekor Piccard ve Borschberg'ün geçen yılın Mayıs, Haziran ve Temmuz aylarındaki ABD üzerinde bir uçtan diğerine uçtukları sırada kırılmıştı.
Dünya çapında bir uçuş planını hayata geçirmek çok daha zorlu ve karmaşık.
Asıl nedeniyse bunun, Atlantik ve Paisifik okyanusları boyunca bir uçuşu içermesi.
Bu uçuşun tamamlanmasının beş gün ve gece alacağı düşünülüyor.
Uçağın kokpitinde sadece bir pilot bulunabiliyor.