İçişleri Bakanı Muammer Güler, çözüm sürecinde sınır dışına çekilmeyi aksatan PKK'ya mesaj yolladı.
Abone olİçişleri Bakanı Muammer Güler, PKK'nın tümüyle sınır dışına çekilmeden ikinci aşamaya geçilmeyeceğini açıkladı.
İçişleri Bakanı Muammer Güler, Somali İçişleri Bakanı Abdikarim Hüseyin Guled ile yaptığı görüşmeden sonra basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
HERKES ÜZERİNE DÜŞEN SORUMLULUĞU YERİNE GETİRMELİ
Süreci sabote etmek isteyenleri uyaran Güler, şunları söyledi:
"Çözüm sürecini biz de sonuçlarıyla birlikte takip ediyoruz. Silahlı grupların yurt dışına çıkmasıyla ilgili konu. Tümüyle çekilmedikleri biliniyor. Daha sonra ikinci aşama gündeme gelecek. İkinci aşamanın şartları oluşmuş değil. Bu konu sadece bizim partimizi ilgilendiren veya sadece bizim Hükümetimizi ilgilendiren bir konu değil.
Uzun yıllara dayanan, çözülememiş, derinleşmiş sorunların çözülmesine yönelik bir adımdır. Bu süreçte herkesin üzerine düşen sorumluluğu da sağduyu içerisinde, sorumluluk anlayışı içerisinde yerine getirmesi gerekmektedir. Sürecin başarısı herkesin menfaatine bağlıdır. Sabote eden en çok kendisine zarar verir. Sabote etmeye yönelik adımlar vardır ama halkımızdan gerekli deskek görmemektedir."
Şubat ayında kamuoyuna yansıyan üç aşamadan oluşan çözüm sürecine ilişkin yol haritası böyle açıklanmıştı:
1. AŞAMA
Eylem planının birinci alt başlığı olan silahlı güçlerin ülke dışına çekilmesi için Öcalan çağrısını Nevruz’da (21 Mart) yapacak. Süreç, temmuz sonunda tamamlanacak. Ancak, bu süreçte ‘parlamento, devlet ve hükümet tarafından oluşturulan içinde sivil toplum örgütü temsilcilerinin de yer aldığı bir komisyon’ gözlemci olacak. Bir başka şart ise silahlı güçlerin geri çekilmesinin ardından boşalan alana Jitem ve korucu gibi bir başka silahlı gücün yerleşmemesi için güvence verilmesi. PKK’lıların tam çekilmesinin ardından ise ‘silah bırakma’ modaliteleri ve takvimi belirlenecek.
2. AŞAMA
İkinci alt başlık olan yeni anayasa ise çözüm ve barış sürecinin temel anahtarı niteliğinde. Mektupta çözümün adresi olarak da bu bölüm gösteriliyor. Burada özellikle ‘ülkenin psikolojik ve sosyolojik bölünümez bütünlüğüne’ ve ‘tam demokrasiye’ vurgu yapılıyor. Öcalan, anayasaya etnisiteyi çağrıştıracak herhangi bir ifadenin konmasına karşı çıkarak, çok tartışılan vatandaşlık tanımıyla ilgili de, “Özgür iradesiyle kendisini bu ülkeye bağlı hisseden herkes Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıdır” önerisini getiriyor. Öcalan, Kürt ibaresinin anayasada yer almasının barışı engellemek isteyenler tarafından kullanılabileceğine de dikkat çekiyor. Ayrıca, millet kavramının bir ırkı işaret etmediğini de savunuyor. Öcalan, yeni anayasada ‘AB Yerel Yönetim Şartnamesi’nin yer alması halinde sorunun çözülebileceğine işaret ediyor. Tam demokrasi ve evrensel hukuk ilkelerinin yeni anayasada iç hukuka dönüştürülmesini istiyor.
3.AŞAMA
Öcalan, mektubunun son bölümünde özellikle çözüm sürecindeki üçüncü aşamaya ilişkin görüşlerini aktarıyor. Normalleşme başlığı altındaki bu bölümde ise “Herkesin siyaset yapmasının önünün açılması” önerisi yer alıyor. Türkiye’de tepki çekecek söylemlerden kaçınılmasını isteyen Öcalan, normalleşme süreci sonunda, yaraların sarılması ve ‘birlikte yaşam’ ortamının pekiştirilmesini istiyor ve mektubunda buna dair fikirlerini ortaya koyuyor.