BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  GÜNCEL

Gülen'in 'kaleminden' heybedeki büyük turp

Fethullah Gülen'in sözlerinin aktarıcısı olarak kabul edilen yanındaki adamı Osman Şimşek, 'heybedeki büyük turp' iddiaları için bakın ne dedi;

Abone ol

İNTERNET HABER - Cemaati yakın kalemlerin twitter üzerinden sürekli dile getirdikleri bir söylem vardı; 'Heybedeki büyük turp"...

İddialara göre o 'heybedeki büyük turp' 25 Mart'ta yayınlanacaktı ve Erdoğan'ın bitirecekti. Peki heybedeki büyük turp neydi? Kamuoyunda bilinen bunun ses kasetlerinin son versiyonu olacağına dairdi.

GÜLEN'İN KALEMİ BÜYÜK TURP'U YAZDI

Cemaatten ilk kez 'heybedeki büyük turp' iddialarına yanıt geldi. Açıklama Fethullah Gülen'in Pensilvanya'daki özel kalemi Osman Şimşek'in imzasını taşıyor.

Herkul.org sitesinden hayli uzun bir açıklama yapan Osman Şimşek, Fethullah Gülen'in 'büyük turp" meselesini duyunca ağladığını öne sürdü.

İşte "büyük turp" yazısından bölümler;

SÜLEYMAN ÖZIŞIK'TAN OSMAN ŞİMŞEK'E 'BÜYÜK TURP' YANITI

Osman Şimşek'in isim vermeden 'Büyük turp'la ilgili ithamlarda bulunduğu isim İnternethaber.com yazarı Süleyman Özışık...

Hatırlarsanız 25 Mart'ta yayınlanacak ses kaydının içeriğine dair bomba iddialarda bulunmuştu. Cemaati rahatsız eden de bu oldu.

Peki 25 Mart'ta o kaset niye yayınlanmadı? Süleyman Özışık kasette neler olduğunu nereden biliyordu?

Osman Şimşek'e verdiği yanıtı okumak için tıklayın


"Geçtiğimiz aylarda özellikle sosyal medyada, bir kısım ses kayıtlarının yayımlanacağından bahsedilmiş; sonra bir İnternet habercisi, deşifre edilmesi beklenen kasetlerin içeriğine dair bir yazı yazmıştı. Nihayet hemen herkeste 25 Mart’ta ortaya çıkıp halkı dehşete düşürecek bir “büyük turp” beklentisi oluşmuştu.

GÜLEN 'BÜYÜK TURP'U DUYUNCA AĞLAMIŞ

O günlerde, ortaya çıkması muhtemel kasetleri anlatan bir köşe yazısını muhterem Fethullah Gülen Hocaefendi’ye birkaç cümleyle özetlemiştik. Hocamız anında “İnşaallah doğru değildir” deyip iki büklüm olmuş; hemen gözleri yaşlarla dolmuş ve nefis mahkûmlarına ağlamış ağlamıştı. Sonra da ellerini kaldırıp Rezil rüsvâ etme Allahım; onlardan dolayı inananları da daha fazla yere baktırma Rabbim!” duasıyla gözyaşı dökmüş, Mevlâ-yı Müteâl’e sığınmıştı.

SES KASETLERİ CEMAAT İŞİ Mİ?

Osman Şimşek'in iddiasına göre 'büyük turp' iddiası Cemaate zarar vermek için ortaya atıldı. Dediğine göre bu 'hedef gözetilerek operasyon yapılmış" ve Camia zan altında bırakılmış.

Cemaate ait olduğu öne sürülen Başçalan ve Haramzadeler gibi hesaplardan arka arkaya yayınlanan ses kayıtlarını da reddeden Osman Şimşek, şunları yazdı;

"Son senelerde ortaya saçılan kaset haberleriyle öğrendik ki, ağını kurmuş avını gözleyen bir kısım yaratıklar, gizli kameraların, dinleme cihazlarının başında senelerce her an hazır beklemişler; bitirmeyi planladıkları kimselerin hata yapmalarını, sürçüp düşmelerini ve bataklığa sürüklenmelerini intizar etmişler. Sonra elde ettikleri malzemelerle (!) toplum mühendisliğine girişmişler. Dahası, yapıp ettikleri bütün çirkeflikleri bir kısım masum insanların üzerine atarak bir taşla iki kuş vurma hedefi gütmüşler.

CEMAAT O ÇİRKİNLERİN İÇİNDE OLMAZ

Halbuki bir mü’minin o türlü çirkinlikleri onaylaması ve hele öyle komploların içinde yer alması asla düşünülemez. İslâm, nefis, aile ve özel hayat açısından insanlara teminat vermiş; şahısların dokunulmazlığını çiğnemeyi ve aile mahremiyetlerini ortadan kaldırıcı davranışlarda bulunmayı yasaklamıştır. İnsanların noksanlarının araştırılmasını, hatalarının ortaya dökülmesini, günahlarının fâş edilmesini ve şahsî hayata dair sırlarının açığa vurulmasını ahlaksızlık saymıştır.

GÜLEN 'ÖZEL HAYAT' KASETLERİNE NE DİYOR?

Tarikat-ı Muhammediye üzerine yazılan şerhlerden biri olan Berika’nın müellifi İmam Hâdimî der ki: “Bir mü’mini zina halinde bile görsen, hemen onun hakkında hükmünü verme. Gözlerini sil, ‘Allah Allah, bu insan böyle çirkin bir işi yapmaz!’ de; dön bir kere daha ‘O mu?’ diye kontrol et. O ise, ‘İhtimal yine yanlış gördüm’ de; bir kere daha gözlerini yalanla ve onları silip tekrar bak. Eğer hâlâ o insanı o kötü iş üzerinde görüyorsan, ‘Ya Rabbi! Onu bu çirkin halden kurtar, beni de böyle bir günaha düşürme’ deyip çek git!”

Muhterem Hocamız, bu hadiseyi defalarca nakletmiş ve her defasında şu hissini dile getirmiştir: “Hazreti İmam’ı çok severim, ona karşı çok hürmetim vardır ama bu sözlerini fazla bulurum. Bence, görsen ki, bir mü’min bir yerde böyle kötü bir haldedir; gözüne iliştiği ilk anda, meseleyi tecessüs etmeden, tam teşhis ve tesbit peşine düşmeden, o sevimsiz fotoğraflar gözünden gönlüne akarak fuad kazanında eriyip bir hüküm kalıbına girmeden, sırtını dönüp ‘Allahım günahkâr kullarını hidayete erdir, beni de affet!’ demeli, oradan uzaklaşmalı ve gördüğünü de unutmalısın.”

CEMAAT GÜNAH AVCILIĞI YAPMADI

Camia’ya gönül veren insanlar, işaret ettiğim İslamî esaslara ve muhterem Hocamızın bu hissine hep bağlı kalmışlar; başkalarının günah avcılığına katiyen kalkışmamışlar ve sözü edilen kasetlerin çekimini de neşrini de şiddetle kınamışlardır. Fakat maalesef, onların bu hassasiyetine rağmen, bir kısım şer şebekeleri ve müfteriler de hedef şaşırtarak hemen her hadise sonrasında Camia’yı işaretlemekten ve her kötülüğü Cemaat’e mal etmekten geri durmamışlardır.

PORNOCU 'ABİLER'

İşin doğrusu “pornocu abiler” diyen edepsizlere karşı söylenecek çok söz var! Ne ki, namus bildiğimiz üslubumuz onların seviyesizliğine düşmemize mani oluyor. Müfteriler hiç utanmadan iftiralarına devam etseler de biz bir kere daha şu hususu ikrarla yetinelim:

Hizmet gönüllüleri her iffetli mümin gibi “porno” sözünü bir cümlede görünce ya da duyunca dahi kulaklarına kadar kızaran insanlardır. Onların “genel genel…” denilen kasetlerle de özel kabul edilen görüntülerle de hiçbir zaman işleri ve alakaları olmamıştır/olmayacaktır.

Öyle inanıyorum ki, her kaset haberi yeni bir operasyonun işaret fişeğidir; ekseriyetle hedeflerden biri de Camia’dır ve o çirkinlikleri Hizmet gönüllülerine isnad edenler büyük ihtimalle o operasyonun birer parçasıdır.

DENİZ BAYKAL KASETİ

Nitekim, Deniz Baykal kaseti ile ilgili olarak ortaya çıkan ses kayıtları ve Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Ben izledim. Başbakan Erdoğan’a o görüntüyü izletenler Erdoğan’ı da görüntüye alıyorlar. O konuşmalar İnternet’e düşen konuşmalardır. Haberi olmadan o bilgisayarın kamerasından da görüntüleniyor. Ben bu kadar aşağılıkça yalan söyleyen adam görmedim. Sayın Baykal da bu durumu biliyor ve bu nedenle Erdoğan’ı mahkemeye veriyor.” şeklindeki beyanatı da ortaya koymuştur ki, bazı ahlaksız ve karanlık kimseler gizli çekimler yapmış, elde edilen görüntüler muktedirlerce her tarafa yayılmış, böylece bir parti dizayn edilmiş ve nihayet bütün suç pek çok hadisede olduğu gibi Camia’nın üzerine atılmış.

Yazıklar olsun komploculara!.. Yazıklar olsun müfterilere!..