BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 35,98
ALTIN 3.009,49
HABER /  GÜNCEL

Gülen'in belalısı emniyete geri dönüyor!

Gülen cemaati hakkında hazırladığı raporla adını duyuran eski istihbaratçı Osman AK yeniden aktif göreve getirildi.

Abone ol

Emniyet istihbarattın önemli isimlerinden Osman Ak, 15 yıl aradan sonra yeniden aktif göreve dönüyor. Cemaate ilk kez 'haşhaşi' benzetmesi yapan ve cemaat hakkında hazırladığı raporla tanınan Osman Ak, Zonguldak İl Emniyet Müdürü oldu. 

Emniyet istihbaratın önemli isimlerinden, dinlemeye ilişkin teknik altyapıyı 1990’lı yılların başında kuran, son kararname ile Zonguldak İl Emniyet Müdürlüğü’ne atanan Osman Ak, teşkilatın son yıllarda gündemden düşmeyen ismi olarak ön plana çıktı.

Ak, İstihbarat Daire Başkanlığı’nda PKK’ya yönelik birçok operasyonu yürüttü. ‘Telekulak’ olmakla suçlandı, teşkilattaki Cemaat yapılanmasına yönelik rapor hazırladı, Fethullah Gülen davasında tanık olarak ifade verdi, Cemaat’e yönelik ilk ‘Haşhaşi’ benzetmesini yaptı. 15 yıldır aktif görevde bulunmayan Ak, son kararname ile Zonguldak İl Emniyet Müdürlüğü görevine getirildi.

KORSANLA PAZARLIK

Hürriyet gazetesinin haberine göre, Trabzon doğumlu Osman Ak, babasının izinden giderek polis teşkilatına genç yaşta adım attı. İlk görevine, akademi yıllarında hedeflediği istihbarat dairesinde başladı. Tüm meslek yaşamı boyunca istihbarat birimlerinde çalıştı. Kamuoyu kendisini Ankara Emniyeti’nde düzenlediği operasyonlarla tanıdı. Adana-İstanbul seferini yapan uçak 29 Ekim 1998’de 34 yaşındaki PKK’lı Erdal Aksu tarafından kaçırılmıştı. Hava korsanı, uçağın Sofya’ya gitmesini istemiş, Ankara ise pilotun gizli sinyali ile alarma geçmişti. Uçak geceyarısına doğru pilotun “Sofya’ya geldik” sözleri ile Ankara Esenboğa Havalimanına indirilmişti. Osman Ak, Sofya’da görevli Türk diplomat gibi konuşarak korsanı ikna etmeye çalıştı. Ancak korsan teslim olmamakta direnince operasyon kararı alındı. Birkaç dakika süren çatışma sonunda korsan ölü olarak ele geçirildi. Bu planlı operasyon, İspanya’da sivil havacılık kurumlarınca altın madalya ile ödüllendirildi. Ekibe verilen para ödülü, şehit yakınlarına aktarıldı.

VALİYE BOMBALI SALDIRI

6 Mart 1999 günü, dönemin Çankırı Valisi Ayhan Çevik’e bombalı saldırı yapılmış, makam aracındaki Vali Çevik yaralanırken korumalarının da aralarında bulunduğu 3 kişi yaşamını yitirmiş, 10 kişi de yaralanmıştı. Saldırganlar kısa sürede Osman Ak ve ekibince yakalandı. Bu operasyon nedeniyle Ankara Emniyeti’ndeki operasyon birimlerine, dönemin Başbakanı Bülent Ecevit para ödülü verdi.

CEMAAT RAPORU DÖNÜM OLDU

Osman Ak için dönüm noktası ise Emniyet Genel Müdürlüğü’nün talimatı ile Ankara Emniyet Müdürü Cevdet Saral ve ekibinin, teşkilat içindeki Cemaat yapılanmasının araştırılması ile görevlendirilmesi oldu. 1998’deki bu çalışmada onlarca polis şefi Cemaat’le bağlantılı olarak rapor edildi. Rapor dışarı sızınca kıyamet koptu. Saral ve Ak’ın ekibi için bundan sonra her şey tersine döndü. Bir yandan rapor tartışılırken, aynı anda Ankara Emniyeti’nde Osman Ak’a bağlı istihbaratçıların 8’inci katta özel bir büro oluşturarak başta Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık, Genelkurmay Başkanlığı olmak üzere birçok kurum ile sivil toplum kuruluşları, gazeteciler, hakim ve savcılarla birlikte 963 kişiyi dinledikleri iddia edildi. ‘Telekulak Skandalı’ olarak basına yansıyan bu olaydan sonra Cevdet Saral, Osman Ak ve onlarca polis şefi Ankara Emniyeti’nden uzaklaştırıldı. Haklarında açılan dava ise yıllar sonra beraatle sonuçlandı. Ancak Yargıtay bu beraat kararını bozdu. Bazı yasal düzenlemelerin ardından yargılama durduruldu. Telekulak davasında iddianameyi hazırlayan dönemin savcısı Nuh Mete Yüksel, emekli olduktan sonra yazdığı kitapta oyuna geldiğini belirterek Cevdet Saral ve Osman Ak’tan özür diledi.

HAŞHAŞİ BENZETMESİ

Başbakan Tayyip Erdoğan’ın geçtiğimiz aylarda paralel yapılanmaya dönük kullandığı “Haşhaşi” benzetmesini de yıllar önce Osman Ak yapmıştı. Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi’nde 2001 yılında görülen Fethullah Gülen davasında tanık olarak dinlenen Ak, Cemaat yapılanmasının silahlı bir örgüt olduğunu savunarak, “Devlet içindeki yapılanma, Hasan Sabbah’ın
‘Haşhaşi’ isimli örgütlenmesine benzemektedir” demişti.