Fethullah Gülen'in ABD'den iadesini istenirse yanıt ne olur? Erdoğan'ın açıklamaları Gülen'i ABD'de zor duruma düşürecek mi? Milliyet yazarından çarpıcı iddialar...
Abone olİNTERNETHABER.COM
Başbakan Erdoğan, ABD'den Fethullah Gülen'in iadesini isteyeceğini açıklarken olası bir iade talebinin nasıl yanıtlanacağı sorusu da çarpıcı yorumlara konu oluyor. Milliyet sinin ABD'yi yakından takip eden isimlerinden olan Aslı Aydıntaşbaş olası bir iade talebinin yol açacağı sonuçları kaleme aldı.
HÜKÜMETİN İADE HAMLESİ TERS TEPECEK!
Aydıntaşbaş, Erdoğan'ın cemaate dönük söyleminin Batı'da hiç bir karşılık bulmadığını vurgularken amaçlanan sonucun aksine Batı'nın gözünde cemaate "zulüm gören azınlık" ünvanı verdiğini yazdı. Erdoğan'ın üslubu sonucu Gülen'in ABD'deki varlığının artık daha sağlam hale geldiğini savunan Milliyet yazarı "ne mevcut ABD kanunları ne de Kongre, Obama veya daha sonraki yönetimlerin Fethullah Gülen’i sınır dışı etmesine izin vermez. Erdoğan yüklendiği sürece Gülen’in yeri sağlamdır.” diye yazdı. Aydıntaşbaş, iade talebinin Gülen'i ABD'nin gözünde Dalai Lama ya da Çin Komünist Partisi’nin yıllardır mücadele ettiği Falun Gong tarikatının lideri Li Hongzhi statüsüne taşıyabileceğini iddia etti.
İşte Ayrıntaşbaş'ın yazısındaki ilgili bölüm:
ABD GÜLEN CEMAATİNE NASIL BAKIYOR?
Konuyu bana aktaran ve Türk-Amerikan ilişkilerini yakından takip eden bir isim, Erdoğan, Abdullah Gül ve Meclis Başkanı Cemil Çiçek’in art arda Fethullah Gülen konusunu gündeme getirmesini ”Farkında olmadan Fethullah Gülen’in reklamını yapıyorlar” diye yorumladı.
Çok doğru. Muhtemelen Boehner Washington’a gider gitmez Fethullah Gülen’in kim olduğunu sorup soruşturmuş, cevap olarak da ”Batılı eğitim tarzını savunan, Türkiye’de çok sayıda takipçisi olan ve Amerika’da da 100’den fazla okulu olan ılımlı Müslüman lider” gibisinden bir yanıt almıştır. Çünkü Amerikalılar açısından olayın en basite indirgenmiş hali budur.
Amerikalılar karmaşık denklemleri sevmezler. Bir defasında bir Kongre üyesine sorduğumda Gülen hareketini heyecanla ”Ben onlara Anti-Molla Müslümanlar diyorum” diye tanımlamıştı. Terörle ilişkisi var mı? Hayır. Silahlı mücadeleyi savunuyor mu? Hayır. Batı karşıtı mı? Hayır. Güçlü mü? Evet. Peki demokrasiden yana mı? Evet.
ANKARA'NIN TALEBİNİN WASHİNGTON'DA YANKI BULMASI MÜMKÜN DEĞİL
Hal böyleyken Ankara’nın Fethullah Gülen aleyhine başlattığı hukuki süreç ve iade talebinin Washington’da yankı bulması, mümkün değildir.
Peki ya Ankara Fethullah Gülen aleyhine “Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs” suçlamasıyla bir örgüt davası açar, bunu resmi kanallardan ABD Adalet Bakanlığı’na iletirse? Durum yine değişmez.
CEMAAT BATI GÖZÜNDE "ZULÜM GÖREN AZINLIK"
Hükümetin Gülen’i ”suçlu” ilan etmesi, tüm dünyanın bunu kabul edeceği anlamına gelmez.
Hatta tam tersine, Erdoğan’ın 17 Aralık sonrası Fethullah Gülen cemaatine yönelik başlattığı sert kampanya ve bürokrasideki tasfiye dalgası, Batı nezdinde bu hareketin ”persecuted minority” (zulüm gören azınlık) statüsü kazanmasına neden olacaktır.
ABD DİNİ VE SİYASİ ÖZGÜRLÜKLERDE HASSASTIR
”Amerika’yı az çok tanıyanlar, bu ülkenin Avrupa’daki siyasi baskılardan kaçan dindarlar ve din adamları tarafından kurulduğunu bilir. Bu yüzden de dini ve siyasi özgürlükler konusunda hassastır Amerikan siyaseti.
ERDOĞAN'IN ÜSLUBU GÜLEN'İN ABD'DEKİ YERİNİ SAĞLAMLAŞTIRDI!
Erdoğan’ın Gülen’e yönelik üslubu ve başlattığı adli süreç, bırakın Hoca’nın ABD’deki varlığını zora sokmayı, tam tersine sağlamlaştırmıştır. Erdoğan’ın meydanlarda cemaate yönelik tehditkâr üslubu ve cemaatin liderinin iadesini istemesi, Gülen’i Amerikalıların gözünde otomatik olarak Dalai Lama ya da Çin Komünist Partisi’nin yıllardır mücadele ettiği Falun Gong tarikatının lideri Li Hongzhi statüsünde uluslararası bir mağdura dönüştürme potansiyelini taşıyor. Böyle bir taarruz karşısında ne mevcut ABD kanunları ne de Kongre, Obama veya daha sonraki yönetimlerin Fethullah Gülen’i sınır dışı etmesine izin vermez. Erdoğan yüklendiği sürece Gülen’in yeri sağlamdır.”