BIST 9.903
DOLAR 35,18
EURO 36,70
ALTIN 2.969,26
HABER /  GÜNCEL

Gülen'in ABD'de kalması kimin suçu?

Ahmet Hakan, yıllar öncesiyle bugünü karşılaştırdı. Hakan, Fethullah Gülen'in zamanında ABD'ye gitmek zorunda kalışı, şimdi de bunun sorgulanmasına dikket çekti

Abone ol

Hürriye Gazetesi yazarı Ahmet Hakan, "Şu feleğin işleri" adlı yazısında Fethullah Gülen'den Mustafa Denizli'ye kadar birçok kişinin bugünkü durumu hakkında adeta 'ah' geçiren satırları kaleme aldı. Hakan şunları yazdı:

EY Fethullah Gülen’i bir Amerikan çiftliğinde ikamete mecbur eden, buna mukabil Mustafa Denizli’yi Tahran yollarına düşüren kahpe felek!

Çok değil, bundan 8 yıl önce televizyon ekranlarında başörtülü kızlara ‘çağdaşlık ve laiklik’ dersleri veren Mustafa Denizli’yi, tuttun, Tahran’a gönderdin.

Başörtülü kızlara karşı kaplan kesilen adamcağız, şimdi ‘Kızım Tahran’a gelirse tabii ki kurallara uyup başını örtecek’ demek zorunda kalıverdi!

Tabii ki bununla yetinmedin!

O meşhur cilvelerinden birini daha yaptın:

Tuttun, Türkiye’yi Tahran’a çevirmesinden korkulan bir din alimini, Tahran yerine Washington’a gönderdin.

Ve hepimizi allak bullak ettin!

Şimdi oturmuş bin günlük yazı dizilerinin, röportajların, müzik albümlerinin ve gönülden gelen sözlerin yanıtlayamadığı kocaman bir sorunun peşine düşmüş durumdayız:

‘Neden Suudi Arabistan, İran değil de Amerika?’

Ey kahpe felek!

Neden kafa konforumuzu bozuyorsun!
* * *
Ey tipik bir ‘cumhuriyet ve aydınlanma projesi’ olarak kolejlerden ve tuvallerden geçip bugünlere gelen Rahşan Ecevit’e, 2 bin yılının ortasında ‘Din elden gidiyor’ dedirten...

Buna mukabil imam hatip mezunu, Necip Fazıl şiirleriyle yoğrulmuş, Rizeli Ahmet Kaptan’ın oğluna yine 2 bin yılının ortasında Avrupa Birliği kapılarını zorlama görevi yükleyen kahpe felek!

Tamam, hayat karmaşıktır, ezberlere takılıp kalmamak gerekir.

Tamam, ne oldum demek yerine ne olacağım demeyi tercih etmede sayısız fayda vardır.

Kaderin bin türlü cilvesi olduğunu da biliyoruz.

Ama bu işler bu kadar da zorlanır mı?

Bir düşün:

Tanzimat’tan beri bu topraklardaki en temel mücadele, ‘Din elden gidiyor’ diye bağıranlar ile kurtuluşu Batı’da görenler arasında gerçekleşmedi mi?

Peki şimdi torunlar arasındaki bu rol değişimi de neyin nesi?

İki yüz yıllık ezberimizi bozarak bize ne yapmak istiyorsun?
* * *
Ve neden durmak bilmiyorsun?

Hani bir zamanlar Amerikan 6. Filosu’nu taşlayan solcu gençlerin üzerine saldıran ve bu nedenle tarihe ‘Kanlı Pazar’ diye geçen olayın müsebbibi ‘mukaddesatçılar’ vardı. Komünizmle Mücadele Dernekleri kurarlar ve en büyük tehlikenin Moskova’dan geleceğine inanırlardı.

Sovyet tehlikesine karşı, ehli kitap Amerika’nın yanında durmayı şiar edinmişlerdi.

İşte o yanlış bilinçli adamların çocuklarına, şimdi Moskova’da Názım Hikmet’in mezarı başında dua okutuyorsun.

Buna mukabil muhtemelen 6. Filo’yu taşlayanların çocukları olan CHP milletvekillerine ise Moskova’da, sosyalizm sonrası Lenin’le kafa bulan hediyelik eşya aldırıyorsun.

Tabii bir kez daha bizi dumura uğratıyorsun.
* * *
Biliyorum, pek alakası yok ama yine de insan o eski halk türküsünü anımsamadan edemiyor:

‘Bilmem şu feleğin bende nesi var / Her vardığım yerde yar ister benden / Sanki benim mor sümbüllü bağım var / Zemheri ayında gül ister benden.’

Yazı:Ahmet HAKAN