AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'den 2004 MGK'daki Gülen kararına ilişkin açıklama yaptı.
Abone ol2004 yılındaki Milli Güvenlik Kurulu kararının alındığı toplantıda yer almayan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, “Eğer orada bulunsaydım o kararın altına ben de imza atardım” dedi.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, partisinin Karabük İl Başkanlığı Danışma Meclisi Toplantısı'nda konuşma yaptı.Mehmet Ali Şahin, 2004 yılındaki Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantısında "Gülen'i bitirme planı"na ilişkin karar alındığına yönelik haberi değerlendirdi.
Bazı medya mensuplarının seçimlere giderken AK Parti'yi yıpratmak için fesat tohumları ekme gayreti içinde bulunduklarını anlatan Şahin, "Evet, o kararda imzası bulunan arkadaşlarımızın hiçbiri bunu inkar etmiyor. Ben de o tarihte MGK üyesiydim ancak Atina Olimpiyatları'na gitmiştim. Atina'da bulunduğum için kararın altında imzam yok. İsmimin üstünde 'bulunamadı' yazıyor. Eğer orada bulunsaydım o kararın altına ben de imza atardım. AK Parti olarak biz 12. yılımıza girdiğimiz bu iktidar dönemimizde pişman olacağımız, üzüntü duyacağımız hiçbir kararın altına imza atmadık. O döneme göre bunu yorumlayacaksınız. O karar AK Parti'yi ve hizmet hareketini korumak amaçlı bir karardır” diye konuştu.
ARŞİVE KALDIRDIK
MGK'da 4 saat konuşuluyorsa bunun 2.5 saatinin irtica tehditleri üzerine olduğunu vurgulayan Şahin, “O karar şu anlama gelir; Milli Güvenlik Kurulu gündeminden bunu alıp bir tavsiye niteliğinde olan Milli Güvenlik Kurulu kararını hükümete havale etmek. Hükümet de bunu aldı onunla ilgili hiçbir iş yapmadı. Ben başbakan yardımcısıydım ve bunların takibinden sorumluydum. Arşive kaldırdık" dedi.
Şimdi Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreteri'nin sivil olduğunu, toplantıya uyulacak esaslarda değişiklikler yaptıklarını ve Milli Güvenlik Siyaset Belgesi'nde yer alan "Türkiye'nin en önemli tehdidi irticadır" ibaresini kaldırdıklarını hatırlatan Şahin, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"AK Parti hakkında 2008 yılında kapatma davası açıldı. Bu davada şimdiki Cumhurbaşkanımız, o dönemin Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ün de milletvekilliğinin düşmesi ve 5 yıl siyaset yasağına çarptırılması isteniyordu. Neden peki, 'cemaatin yurtdışındaki okullarına yardım edin' diye büyükelçilere yazı yazdığı dolayısı ile suç işlediği için. Şimdi diyorlar ki 'siz bu hareketi sonlandırmak için hareket ettiniz'. Yahu biz 'bu hareket devam etsin, okullar çoğalsın, gençler hizmet etsin' diye destek verdiğimiz için partimiz kapatılmak istendi. Şimdi 12 yıl sonra çıkıyorlar 'siz onları susturmak istediniz'. Eğer buna inanan varsa çok üzülürüz. Bunun bir anlam ifade ettiğini düşünen varsa üzülürüz."
TEK BİR AMAÇLARI VAR
Şahin, Türkiye'nin AK Parti döneminde daha demokratik bir ülke olduğunu, vesayet rejiminin kaldırıldığını dile getirerek, "Fitne fesat peşinde koşanların bir tek amacı var, '2014 seçimlerinde acaba AK Parti'yi geriletebilir, sonra yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimlerinde eğer aday olursa Recep Tayyip Erdoğan'ın önünü kesebilir miyiz'. MGK kararı üzerinden yapılan haberler ile Recep Tayyip Erdoğan'ın dershaneler konusunda geri atım atmasını bekliyorsanız, onun 30 yıllık siyaset, 50 yıllık da yakında arkadaşı olarak ifade ediyorum ki bir şeye karar verip doğruluğuna inanmışsa asla geri adım attırmazsınız. Bunu herkes bilsin ve asla unutmasın. Yurt dışında da içinde de herkes şunu bilsin, başaklar eğilir Recep Tayyip Erdoğan eğilmez. O sadece Rabbinin huzurunda eğilir" şeklinde konuştu.
Lise öğrencilerinin sadece yüzde 15'nin dershaneye gidebildiğini savunan Şahin, “1996-2000 yıllarını kapsayan 7. Kalkınma Planı'nda dershanelerin dönüştürülmesi planı var. 'Dershaneler özel eğitim kurumlarına dönüştürülmelidir' diye. Biz yoktuk o dönem. 2007-2014 planında da vardı. Yani bu durum bu günün meselesi değil" dedi.
Şahin, velilerin cebinden dershaneler için 6 milyar liranın çıkmasını istemediklerini ifade ederek, "Etüt merkezleri ve okuma salonları kapanmayacak aksine devlet teşvik ediyor. Dershaneler konusunda fazla gürültü kopartılıyor. Lüzumsuz bir fırtına koparılmaya çalışılıyor. Bu ülkenin kalkınması demokratikleşmesi için birbirine destek veren insanların arasına fitne sokulmak isteniyor. Buna izin vermeyeceğiz. Bu oyuna gelmeyeceğiz” diye konuştu.