BIST 9.916
DOLAR 35,28
EURO 36,72
ALTIN 2.979,61
HABER /  GÜNCEL

Gülen hangi dönemde beraat etti?

Prof. Dr. Sözüer, Gülen hakkındaki terör örgütü lideri suçlamasının nasıl ve ne zaman düştüğünü açıkladı?

Abone ol

Prof. Dr. Sözüer, Fethullah Gülen hakkındaki terör örgütü lideri suçlamasının AK Parti’nin yaptığı TMK ve TCK değişiklikleriyle düştüğünü hatırlattı.

Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı Başkanı Mustafa Yeşil AK Parti iktidarını “En rahat olduğumuz dönem” diye niteledi. Ancak bazı gazetelerin belgenin işleme konulmadığını bile bile maksatlı haberler yapmaları dikkat çekti.

Dersanelerin özel okula dönüştürülmesine karşı çıkan çevrelerin hükümete yönelik kara propaganda çalışmaları tam gaz devam ederken Taraf’ın “Gülen’i bitirme kararı 2004’te MGK’da alındı” başlığıyla verdiği manşetin başlattığı tartışmanın temelsiz olduğu örneklerle ortaya kondu.

YEŞİL'İN SÖZLERİ CEMAATİN AK PARTİ DÖNEMİNE BAKIŞINI SERGİLİYOR

Taraf Genel Yayın Yönetmeni Neşe Düzel’e geçen yıl röportaj veren Gülen Cemaati’ne yakın Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı Başkanı Mustafa Yeşil’in sözleri cemaatin AK Parti dönemine bakışını da sergiliyor. Yeşil, AK Parti hükümetleri hakkındaki soruya verdiği “Hizmet olarak en rahat, en huzurlu hizmet ettiğimiz bir dönemi yaşadık” diyor.

Bunun yanı sıra AK Parti’ye açılan kapatma davasının delilleri arasında yer alan “AK Parti cemaatle işbirliği yaptı” suçlaması da bu iddiayı çürütüyor. Zaman ayarlı haberin temelsizliğini konusundaki en çarpıcı noktayı da tartışmaya twitter’dan katılan Ceza Hukukçusu Prof. Dr. Adem Sözüer gündeme getirdi.

TCK VE TMK DEĞİŞTİ

Türk Ceza Kanunu (TCK) ve Terörle Mücadele Kanunu’nda (TMK) yapılan değişikliklere atıfta bulunan İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Sözüer, “Gülen hareketinin suç örgütü sayılmaması, Gülen hakkındaki haksız dava süreci ve dosyasını bilenler beraati sağlayan kanunların Recep Tayyip Erdoğan sayesinde çıktığına tanıktır” dedi. Sözüer’in tweet’i şöyle: “Gülenin fikri hareketinin suç örgütü sayılmayıp beraati, Başbakanın da girişimiyle 2004 sonrası TCK, TMKya konan hükümlerle sağlandı.

Gülen beraat etti

Gülen hakkındaki haksız dava süreci ve dosyasını bilenler beraati sağlayan kanunların @RecepT_Erdogan sayesinde çıktığına tanıktır. Yükümlülüğümüz; hukuki doğruları ve tanık olduğumuz gerçekleri söylemek, insanlarımıza ‘vurun’ değil’durun’ demektir. Tercih sizin!” Sözüer’in bahsettiği yasal düzenlemenin 5 Mayıs 2006’da Terörle Mücadele Kanunu’nun 1. maddesindeki değişiklikle terör örgütü tanımına “cürüm işleme ve silahlı eylem” şartı getirilmesinin olduğu bildirildi. Bu değişiklikle 28 Şubat sürecinde Fethullah Gülen Hocaefendi hakkında Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi Başsavcılığı’nın başlattığı soruşturmanın seyri 180 derece değişti. Bu değişikliğin ardından Ankara 11’inci Ağır Ceza Mahkemesi,yeni TMK gereği suçun oluşmadığı hükmüne vararak beraat kararı aldı.

Darbe Günlüğü’nde var

Kaynaklar, 2004’te Türkiye’de vesayet dönemi olduğunu, bu dönemde alınan kararı uygulamak için hükümetin hiçbir yasa çıkarmadığı ve genelge yayınlamadığını vurguladı. Hatta bu kararın dönemin Deniz Kuvvetleri Komutanı Özden Örnek’e ait Darbe Günlükleri’nde “Tavsiye kararı imzalandı ama bilmem ne işe yarayacak” ifadelerini kullandığı anımsatıldı.

Kapatma davasının delili oldu

AK Parti'ye irtica eylemlerinin odağı olduğu gerekçesiyle açılan kapatma davasının 162 sayfalık iddianamesinde Yargıtay eski Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya, AK Parti’nin Gülen cemaatiyle işbirliği yaptığı iddiasına yer verdi. 2008’de Anayasa Mahkemesi’ne sunulan iddianamenini 139’uncu sayfasında yer alan suçlama şöyle: “Her ne kadar AKP Genel Başkanı ve parti ileri gelenleri... irticai örgüt ve cemaatleri desteklemekten geri durmamışlardır... Demokratik yollardan devlet kademelerinde kadrolaşarak, Atatürk İlke ve Devrimlerini ortadan kaldırıp şeriat esaslarına dayalı bir devlet kurmayı ve bunu takiben Dünya İslam Birliğini gerçekleştirmeyi hedeflediği iddiasıyla hakkında dava açılıp yurtdışına kaçan Fetullah Gülen isimli tarikat liderinin yurt dışında kurduğu ve faaliyetleri nedeni ile bulundukları ülke devletleri tarafından Türkiye’nin uyarılmasına neden olan okullar bir ticari şirket olarak değerlendirilip temas ve işbirliği yapılması, Dışişleri Bakanlığının bir genelgesi ile Büyükelçiliklerimizden istenebilmiştir!..”